YILBAŞI.
İyi bilki ey Dostum, hayat sade bir andır.
Yarın denilen ati, dün olacak yalandır.
Yaşadığın dünlerden, ne var elinde kalan.
Hesap günü dışında, yaşananlar hep yalan.
..
NEVRUZ KİMLERİN BAYRAMI?
Nevrûz; Farsça bir kelimedir. Yeni mânâsına gelen 'nev' ve gün anlamına gelen 'rûz' kelimelerinden oluşmuştur. 'Yeni gün' demektir.
Kaynaklara baktığımızda, eski İran ve Celâli takvimine göre yılbaşı, ilkbaharın başlangıcı, Güneş'in koç burcuna girdiği gün, gece ile gündüzün eşit olduğu ve Rûmi takvime göre Mart'ın dokuzuna rastlayan gün mânâlarına da rastlamaktayız. Ayrıca eski Türk müziğinde bir makam...
İran'da devlet kuran Cemşit'in tahta çıktığı günü yılbaşı; dolayısıyla nevruz ilan ettiği rivayet edilir. Bazı tarihçilere göre Cemşit'in, Hz. Adem'le aynı kişi, bazılarına göre ise Hz Adem'in yedinci oğlu Geyûmers'in torunu olduğu, başka bir rivâyet ise, ateşin keşfiyle ilgilidir. Bu rivâyete göre Cemşit, tavşan avına çıktığı bir gün, avcının biri, bir yılan görerek okunu ona atmış, ok yılanın bulunduğu kayalıklara çarparak kıvılcım çıkmasına sebep olmuş ve bu kıvılcım çevredeki kuru otları tutuşturmuştur. Böylece ilk defa ateş gören halk, korku ile ateşe secde etmiştir. İşte bu yüzden ateşi kutsal saymışlar, karanlığı yok ettiği içinde devamlı olarak onu yanık tutmaya çalışmışlardır. Böylece 'ateşgede' denilen tapınaklar yapılarak İran'da, Mecûsîlik adı altında bâtıl bir inanç doğmuştur. Bu bâtıl geleneğin yaklaşık beş bin yıllık bir mâzisinin olduğu söylenir.
..
Kar yağdığında ve yağdığında kar:Yakında yılbaşı var
Sen ile şenlenecek yine ortam,Noel Baba’ya sorarsam:
“Ay Dede’ye bak ve bu biçimde yılbaşı gecesine kalk”
Demişti bana,dediğinde bunu,görecektim seni;
Ben bilirken bunu,Noel Baba biliyor muydu?
Ama o,çocuklara hediyeler dağıtırPatavatsız dalışında bacadan…
..
GÜNLÜĞÜMDEN – 19
Yeni bir yıldayız artık, sevgili Tutku. Evimin sıcacık huzurunda, söyleşiyorum seninle. Dışarıda, harika bir hava var, bahar sanki. Zaten burada pek kış olmuyor. Şerife ve Halil, hastaneye gittiler. Biraz gripler sanırım.
Onlar gidince, şöyle bir odaları dolaştım. Yatak odama ve çalışma odama, güzel koku sıktım. Kendime de deodorant. Mis gibi olmayı çok seviyorum. Temiz-bakımlı ve düzenli. Elimi attığımda, her şey yerinde olmalı.
Dün ben de, önce sağlık ocağına, sonra da hastaneye gittim. Boğazım kötüydü. Bu küçük enfeksiyon, astım sorunumu biraz artırmış. Doktor, boğazıma baktı. Sırtımı dinledi. “Sizi hastaneye sevkedeceğim, yatmanız gerekiyor.” Demez mi?
Epey bir panikledim. “Nereden çıktı şimdi bu? Ben kendimi kötü hissetmiyorum ki.” Dedim içimden. Doktora da, “Kesin yatmam mı? Gerekiyor? ” diye sordum. “Evet.” Yanıtını alınca, canım büsbütün sıkıldı.
Anar da üzüldü. Şerife gelince, hastaneye gittik. Neyse ki, daha önce gittiğim doktoru bulduk.Durumu anlattık. Birbuçuk-iki ay önce, ciğer röntgenim tertemiz çıkmıştı. Beni yine iyice muayene etti. İlaçlar yazdı. Hastaneye filan yatmam gerekmiyormuş. “Bir sorun olursa? Hemen gel.” Dedi. Hepimiz, derin bir nefes aldık.
Alanyumda çalışmak için, hala standımın yapılmasını bekliyorum. Bir de, yeni bakıcı bulmam gerekiyor. Kaymakam beye, mail atmıştım. Hem teşekkür ederek, yeni yılını kutlamış. Hem de, kendisiyle görüşmek için, randevu rica etmiştim. Mail’lı Pazar akşamı attım, ertesi günü sabah, sekreteri beni aradı. “Bu gün sizi, 14,30’da bekliyoruz Nilgün hanım.” Dedi. Aman tanrım! ne kadar çabuk? Diye çığlık attım, telefonu kapatınca.
..
Hicret ile başlar bizim yılbaşı
Biz unuttuk oysa döker göz yaşı
Ağlar vatanımın toprağı, taşı
Yine geldi dostum noel bayramı
Noel baba efsanedir, inanma
İnan zarar verir dine, imana
..
Kim getirdi, nereden çıktı Noel baba?
Bilmiyoruz, tanımıyoruz Noel Babayı.
Uçarak gelir altında ise uçan araba.
Başımızın üstüne koruz doğru babayı.
Elinde şekerle çocukların yanına gelir.
Hediye veren kim olursa olsun sevilir.
..
Yine kör bir gece.
Kara bir günün ardından.
Yine başım dumanlı.
Ne Güneş'im belli ne de Ay'ım.
Bir şey düşmez dilimden
Sana sevdalıyım.
..
bir yıl daha geçti sensiz,
ve bir yılbaşı daha..
ne olur geldiğini görsem penceremden,
karşılasam seni kapıda;
tüm özlemler gözlerimizde,
kelimelere hiç ihtiyacımız olmasa..
..
YILBAŞI
Vur aklın mantığına;
Ne tuhaf kimseleriz.
Yıllar bizi eskitir,
Yine “Yeni Yıl” deriz!
..
Sanki fırtına esiyor ayların arkasından
Gözüm kapalı yılbaşı
Ocak, Şubat, Mart …
Açıyorum Eylül’ün ikisi.
Sanki takvim yaprakları lodosa tutulmuş
Yanıyor günler bir, iki, üç…
Yazmaya yetişemiyorum
..
DÜNE KADAR
Kuru yemiş ve tombala, yılbaşı gecelerinin vazgeçilmez ikilisiydi. Bayram sabahları el öperdik..Ya bir şeker olurdu armağanımız,ya da mendil içinde harçlık. Kuru incir içine ceviz koyarlar,küçük ellerimizle yafa portakalları soyardık ‘Yerli Malları’ haftasında. Berberlerde ’Akbaba’okunur, kayışlar çelik usturalar bilenirdi. Radyo dinlerdik, ufkumuz genişlerdi. Hayat mecmuasında vizesiz pasaportsuz. Hikmet Ferit Es’le dünyayı dolaşırdık.
Türkiye de 67 il vardı düne kadar.Zonguldak’ta noktayı korduk. İş Bankası kumbaraları ilk tasarruf, ilk mülkiyet. Konkensiz kadın günleri yaşanırdı. Elişleri, danteller örülürken,inçe belli bardaklarda çaylar. içilir,sohbetler edilirdi. Yemek,beyaz masa örtülerinin üzerinde, porselen tabaklarda yenirdi. Komşu, sadece dilde değil yürekte de vardı. Evin küçük kızı komşuya gönderilir. ’bir maniniz yoksa annemler bu akşam size gelecek.’ denirdi. Lacivert yaz akşamlarıda, açık hava sinemalarına ’maile’ gidilirdi.
İnsanlar daha mı az yorgundu ne? Otobüslerde büyüklerine yer verilirdi. ‘Tekel Birası’ve Bafra Maden’ delikanlılığa ilk merhabaydı. Likörümüydü ikram edilen zarif kristal kadehlerde? Akide şekercimiz, macuncularımız vardı ‘yenice sigarası’nın ara kağıdında aylık bütçeler yapılır. Kimliğini bir türlü canlandıramadığımız ve tabii bir türlü canlandıramadığımız ’’Yuki’’ile şenlenirdi evler. Kahve yüz gram alınırdı,hem de taze. Kuruş bir değerinde ‘’1lira’’ vardı. Her kış öncesi evlerde reçeller yapılır turşular basılır,
‘’Job’’kullanırdı,’’Necat’’bulamayanlarımız. Siyah okul önlükleri, beyaz kolalı yakalar geceden ütülenirdi. Sevgileri, sevdadan ilden ile, gönülden gönüle taşırdı kartlarımız, mektuplarımız.
..
Uykunun ılık yeli uzakta bir kar çiçeği, postalların altında ezilmiş
Sanki bir gül, kokusu yerinde ama bana tepeden tırnağa diken
Nasıl bir muamma bu, ne kaderin elinde bütün ipler, ne benim
Bir banliyö treninde savrulup geçen tanıdık bir çehre gibi
Sarı ışığı pencerenin, bir yılbaşı günü geçeceğim sokağından
Karda bir öksüz yaprak, bir de ayak izlerim kalacak
Uzakta bir yerlerde coşkulu kahkahalar kulakları doldururken
..
21 Haziran 1985 tarihli
Bir kanuna göre
13 Şubat'ta bitecek artık yıllar
Ve yılbaşı gecesi olacak
Her 13 Şubat akşamı.
..
Yitik değerler üzerine inşa ettim umutlarımı. Kumunu düşlerden tuğlasını hicrandan.
Fırtınada,depremde,selde yıkılmaz inşaatım sağlam ızdıraplar'la attım temellerini.
Korkma güzel kız sana acil çıkış kapısı'da yaptım 3.5'te bile kaç diye
Her berduşa kira ücretsiz aşığın depozitosu şirketten
Belki yüzme havuzu yok ama bir çukurumuz var hatıraları yüzdürdüğümüz.
Bahçede çiçeğimiz yok neden mi bizde bahar yok her anımız güz.
Ne gerek var bunca safsataya aşkta ne arar iki yüz.
..
takvim yaprakları sararmış solmuş
yaşadığın günler bir bir kopmuş
yüzün asılmış, gönlün yorulmuş
zaman seni seninle yoğurmuş
eski olana nur yağdıran yok olmuş
geçen sene hatıra defterine konmuş
yeni yıl gelmiş eskiye rağbet yok olmuş
..
Nedir yılbaşı denen?
Hele bir anlat bana.
Yılbaşını kutlamak:
Yakışmaz müslümana..
..
Beni mazur görün, hiç sevemedim,
Yılbaşı denilen, menhus geceyi.
İnsanlar ölürken hoş görmüyorum,
Sabahlara kadar bu eğlenceyi.
Acın karşısında, yiyip içenler,
İçip içip kendisinden geçenler,
..
Mutlu Yıllar Xronıa Polla
NAZENDE KAYA
En eski Noel kutlamaları Sümerler ile tarihe geçmiştir
Sümerler’de Çam ağacının başı Gök Tanrı, alt kısmı ise Gök Tanrı’yı temsil eder…! ! !
..
Daha ilk gecesi sensiz başladı
İki bin sekizi hiç sevemedim
Millet hindi diye beni haşladı
İki bin sekizi hiç sevemedim
Derdimle süsledim çam ağacını
Sonra tehdit ettim alt kiracımı
..
Sabah pencereden bakmak ilk işim uyanınca
Uyumadan önce baktığım gibi gökyüzüne
Yıldızları tek tek sayarım gözümün gördüğü kadar
Ve unuturum kaç yıldız saydığımı
Suskunluklarıma ayaz vurur canım yanar
..