Ne çok ortak yönler varmış Viyana ile Ankara arasında,
• Viyana’da Saraylar yeşillikten görülmüyor, Ankara’da yeşil görülmeyen saksılarda bulunuyor.
• Viyana’da her yer bar ama bir sarhoş görebildik, Ankara’da içkiye para bulabilen az, ama, sarhoş çok…
• Viyana’da sadaka isteyen birine rastladık, Ankara’da sadaka için uzanan ellerden yol alamadık…
• Viyana’da ‘Krismis Stantları’* kuruluyor, Ankara’da Kriz masaları…
• Viyana’da bütün Saraylar önünde yılbaşı pazarları, Ankara’da coplu TOMA’lı korumalar sıralanıyor…
..
Bugün
kış mevsiminde
bir bahar günü
kurban ve yılbaşı ile
taçlanmış bir prenses
böyle bir günde
dostluktur hatırlamak
..
Nemi oldu senden sonra birtanem
Namerdin bileği bükülmez oldu
Ben mahkuma döndüm; hapise hanem
Verdiğin bu ceza çekilmez oldu
Hayalin karşımda duruyor cansız
Mevsimler iklimler sesiz anlamsız
..
Her sabah demir aldığım limandan
Yanlış yönlere yol almışım
Aradığım aşkı bulmak için
Beyhude zaman harcamışım.
Yönünü kaybetmişim bildiğim adanın.
Halbuki hep ordaymış gerçek sevgilim.
..
Yılbaşı geldi şıngır şıngır,
Tencere boş içi tıngır,
Cepte de kalmadı mıngır,
Hergün şamata hergün gır gır…
Yılbaşında yağar kar,
Barlarda eğlence var,
..
Bu yılbaşı bana çıkacak büyük ikramiye!
Bütün dostları toplayıp,
Boğaz'da en lüks restorantı kapatacağım.
Binbir çeşit meze donatacak masamızı.
Balıklar aynı gün tutulmuş olacak.
Şarabın en iyisi, rakının alası olacak.
Kemancı hiç gitmeycek başımızdan,
..
İlmek ilmek günahlar çoğalttım onca yıl
Geri dönüşüm, af dileyişim yok asla
Affet benim güzel annem,
Aykırıysa da senin inancına benim diyalektiğim
Serçe ötüşlü, kelebek kanatlı kaçışlar yüklüyorum bu gece
Affet, ulaşamayacağın son doğum günüme
Tek kutlayan melek yüreğinle..
..
saat tatili gösterir, vakit yılbaşı
tencerelerde buğulu bir hindi aşı
neden böyle olduk körle şaşı
muamma ama tuttu illizyonik aşı
feryad güneyde, kuzeyde şaşaa
ezelde kaldı en mesut kahkaha
..
Bir gece başlar sensizliğin ardına
Ne diye yağar bu kar ömrümün baharına
Bir yılbaşı günü süsledim
Astım hayallerimi darağacına
Oysa dünyadan zevk almak benimde hakkımdı
Karınca kararınca
Buram buram yokluğun kokar
..
İsmini derinliklerimin en ücra köşesinden geçirmek dahi
İçimin tam orta yerinde hep aynı tatta
Acılar uyarıyorken
Sen kayıtsızca yılbaşı planları yapıyordun
ve saygısızca
Bilsem de bu işin hakkı hukuku olmaz
delikanlı yanı içimin kaldıramıyor vefasızlığı…
..
Sevme beni gülüm
Böyle buz kesmiş sensiz akşamlarda
Sevme beni gülüm
Yürek cehennem ayaküstü sohbetlerde
Sakın sevme beni ay bulutlardayken
Firari günlüm böyle alışmışken sensizliğe
Sakın ha girme aklıma
..
Masmavi gökyüzü,
gökyüzüne astığım beyaz bulutlar,
birkaçbin tane yıldız,
ayın ondördünde mehtap,
nisan yağmurları,
yılbaşı karları,
şebi tepesinden deveci dağları,
..
Tüketilen onca şeyin ardından,
kaybetmişliğin acısıyla olsa gerek ne yaptığını bilmez bir şekilde kutlama yapmak mıdır yılbaşı?
Yoksa ömrün vefasızlığından sıkılanların ölüme bir yıl daha yaklaştığına inanmasının sevincimi..?
Dile ne kadar kolay geliyor:
365 gün...
8760 saat geçti gönlümüzden.
Her anında belki huzur belki bahara hasret bir dala asılı kalmış bekleyen hüzün...
..
Ayrılığın ilk yılında
Aylardan ağustos ayında
Evlilik yıl dönümümüzde
Ayrılığı yaşadım sayende
İlk bayramım geçti
Yine yalnız yine buruk
..
sussun dünya
dökülen masum kana
medeni desin dünya
rahat uyusun israil
çıplak savunsun kardeşin
yılbaşı biletini unutma
..
Aynı şeyler,hep aynı şeyler
Aynı müzik,aynı kitap,aynı ayakkabı
Annem aynı,babam aynı,işim aynı
Sandalyem,pipom,aldığım aspirinler aynı
Hep yürümek,yürümek,yürümek
Hergün sabah,her sene yılbaşı
Her saatbaşı haberler,her akşam televizyon
..
Dallardan dökülen yaprak misali;
Süzüldü takvimden son sayfalarda.
kos koca bir yılın solan hayali;
Sessizce yer aldı hatıralarda...
Habersiz kayboldu günleri bir bir;
Ne veda ettik ne kadrin bildik.
..
Hadi bugün iyiyim
Keyifli günümdeyim
İçimden geldiği gibi
Yılın son günündeyim
Her yılbaşı ilk gün başlarmış
Hiç aldırmıyorum bile
..
Nasıl sevdi seni!
Büyüse de, kadınlığını bilse de,
Hala çift kurdeleli saçlarını,
Sek sek oynayarak zıplatan o küçük kız.
Nasıl sevdi seni!
Kırmızı bir kalbi,
..
HİCRİ YILBAŞI VE HİCRET
Birçok topluluk inandıkları değerleri yıllar boyu yaşamak ve yaşatmak için, bir takım prensipler gütmüşlerdir. Bu prensiplerin başında, kimilerini en değer verdikleri hayvanı, en sevdikleri cisimleri, en sevdikleri insanı ve kimileri de yaşadıkları en önemli olaylar milat olarak kabul edilmiştir. Tarihlerinin başlangıcı olarak kabul ettikleri bu milat, yıllar boyu kabul edilen toplumlarca yaşatılmaya çalışılmıştır/çalışılmaktadır.
Hıristiyanlaşan topluluk, inandıkları dinin liderleri olarak kabul ettiklerinin doğumunu milat kabul etmiş ve bunu dünyanın çoğu ülkelerine de milat olarak kabul ettirmeyi başarmışlardır. Allah katında en mükemmel tek ve son din olarak kabul edilen İslamiyet dinine inanlar, milat olarak, Âlemler’ e rahmet olarak gönderilen Peygamberin, Mekke’den Medine’ye hicretini kabul etmişlerdir.
Hıristiyanlık âlemi, dini liderlerinin doğumunu ve inandıkları değerleri yaşatmak için her türlü basın, yayın organlarını en aktif şekilde kullanmaları bu milada çok ehemmiyet verdiklerini göstermektedir. Oysaki biz İslam âlemi olarak, insanlığın ve İslamiyet’in kurtuluşu, inkılâbı olarak kabul edilen hicreti, hiçbir şekilde idrak edemediğimizin görüntüleri ayan beyan ortadadır. Hz. Ömer gibi huzur ve saadetin zirveye ulaştığı bir dönemde ve Hz. Ali gibi ilmin kapısı olan tarafından, teklifle milat olarak kabul edilen bu hicret, takvim yapraklarımızın en görünmeyecek köşelerine ancak yazılır hale geldi. Hicri yıldaki ayları bizden saymamız istense, herhalde Ramazan ayı gibi bir iki aydan başkasını da sayamayacağız.
..