MEHMED SARI YILBAŞI ŞİİRLERİ

MEHMED SARI YILBAŞI ŞİİRLERİ

Mehmed Sarı

Ben yapayalnızdım kendi duygularımla
O yapayalnızdı kalabalıkların arasında
Yapayalnızdık ikimiz de,
Dışımızda bize yabancı bir dünya vardı
İçimizde bizim olan bir dünya
yetip de artıyorduk kendi kendimize...

“aramızda yüz yıllık yol, yol yüz yıllık”
Kim bilir bu sözü eden şair
söyler miydi böylesi bir çarnaçar sözü
..

Devamını Oku
Mehmed Sarı

DİLSİZLERİN DESTANI/ 1
GÖKTE KANAT ÇIRPAN YARALI KUŞ

1

Sanırsın herkes kendin gibidir,
fakat kimse bilmez elde neler var…

Günlerden Perşembe. Gökte güneş parıl parıl. Hava yumuşak ve ılık. Güzel ve görkemli bir sonbahar günü. Cengiz sarsıntıyla gözlerini araladı. Sabah güneşi pencerenin perdesinin aralık kalan köşesinden gözlerine vuruyordu. Geç kalmanın telaşıyla yataktan fırladı. Mutfaktaki fırının saatine baktı. Sekizi gösteriyordu. Akşamki geç vakte kadar süren Heydo’nun gereksiz tartışmaları aklına geldi. Kızdı kendi kendine. Uykusuz kalmıştı ve işçilerin yürüyüşüne de gecikecekti üstelik. “Bu adamın tüm politik etkinliği fikir jimnastiğinden ibaret” diye düşündü. “Üstelik etrafındaki insanların da zamanını heder ediyor”. Aceleyle giyindi. Bir duş alsam mı diye geçirdi içinden, ama zamanın geçmiş olmasını anımsayarak vazgeçti duş alma fikrinden. Yüzüne iki avuç su çarpıp mutfağa girdi.. Buzluktaki buzlanmış arap ekmeğini çıkartıp ocağın alevinin üzerine yaydı. Çevirdi ekmeği kadınların sac üzerinde yufka pişirmesi gibi. Sonra ekmeğe ev yapımı böğürtlen reçeli sürüp dürüm yaptı. İlhanın okul azığına kullandığı küçük karton kutulardaki elma suyunun ikisini çantasına atıp evden çıktı.
Şehre vardığında Melbourne merkezi adeta ana-baba günü gibiydi. Daha sabahın
..

Devamını Oku
Mehmed Sarı

17

Sen çocukların anasısın ben de babası
ikimiz aynı evde oturuyoruz yalnızca
ilişkilerimizin hepsi o kadar yok dahası!

Gecikmiş kuşluk kahvaltısını yaptıktan sonra ayrıldı Mantıvar'dan. Bu ayrılıklar ona derin acılar vermeye başlamıştı nedense. Yanında daha çok kaldıkça daha çok özlüyordu kızı. Onun Mantıvar ile daha uzun bir zaman bir arada olma istek ve amacından birisi de bu özlemi dindirmekti. Oysa durum tersine yürüyor, düşlediği gibi gitmiyordu.
Eve geldi. Arabayı garaja çekip parketti. Garajdan çıkarken Feryal ile kapıda karşılaştılar. Selam verdi. Feryal almadı selamını. Sinirli bir hali vardı kadının. Garajdaki buzluktan et çıkartıp eve geldi Cengiz'in ardından. Garip bir gerginlik ve aynı zamanda tedirginlik içindeydi. Yine Cengiz'e çatacaktı. Çatacaktı ama, bu konuda içinden bir duygu kendini firenliyor, ama az sonra saldırı damarı kabarıyor suratı savaş meydanına dönüşüyordu.
Kendisini oldukça sakin ve rahat duyumsayan Cengiz;
- Nasılsın Feryal hatun, dedi. Sıkıntılı görünüyorsun. Bir sorun mu var?
..

Devamını Oku
Mehmed Sarı

9

Beni ben bağlarım berrak düşlere
çırpınır bir kuş gibi uçmaz kanatlarım…

Altlarından zümrüt yeşili ovalar, ak köpüklü denizler, başı karlı dağlar son hızla gelip geçiyordu. Ak bir güvercin şekline dönüşmüştü Mantıvar. Yanında kızıl kanatlı bir ant kartalını andıran Cengiz vardı. Birlikte kanat vuruyorlardı maviye. Ak yelkenli bulutlara giriyorlar... Ok gibi yarıp geçiyorlar bulutları...Yükseliyor, yükseliyor, yükseliyorlar göğün derinliklerine doğru. Denizler bitiyor altlarında,kıtalar başlıyor.. Uzanıyorlar ekvator boyu cangıl alemlerine. Dalışlar yapıyorlar avına saldıran şahinler gibi...Süzülüyorlar tropikal ırmaklar üzerinde. Gidiyorlar, gidiyorlar, bitmiyor yollar... Cengiz bir altın anka oluyor, alıyor Mantıvar'ı kanatlarına. Dağlar geçiyorlar, ovalar geçiyorlar, okyanuslar geçiyorlar... Sonunda o da yoruluyor başlıyorlar bir adaya inmeye.

Adada doğanın tüm yaratıkları cem olmuş onları bekliyorlar. Balıklar dansediyorlar sahiller boyu suların üstünde...Ağaçlar al al yemişlerle yüklü dallarını eğmişler yere... Kuşlar rengarenk tüylerini yelpazelendirerek şarkı söylüyorlar her yerde... Güneş ve yağmur, sıcak ve nem... Ekilen
tohumun üç günde ürün vereceği bir iklim... Güvercin altın ışıklı ankanın iyice yapışmış kanatlarına. Gittikçe sıkıyor kanatlarını. Nerdeyse kurşun gibi çakılacaklar yere...
Kuş sesleriyle ağır bir kabustan uyanırcasına gözlerini araladı Cengiz. Sırılsıklam ter içindeydi tüm bedeni. Mantıvar boylu boyunca üzerine uzanmış ve kollarıyla da Cengiz'i adeta kelepçelemişti.
..

Devamını Oku
Mehmed Sarı

YAPRAK
DÖKÜMÜ
ÇIRPINIŞLARI
-dizge sevda öyküleri-


Onunla karşılaştığımızda yeniden
kocaman bir kırk yıl
geçip gitmişti ömürden
Mevsim güze vurmuştu
..

Devamını Oku