Bugün günlerden 31 Aralık.
Sana ne hatırlatacağını, bilemem artık.
Ama benim bu gariban hayatımda,
Ayrılık acısını ilk tattığım gündür.
Ne rastlantıdır? Aynı gece,
Türlü mazisi olan, koskoca bir yılda bizimle
Hani sana ilk aşık olduğum o sene,
Bak, senin benden ayrıldığını duyunca,
O’da aynı akşamın gecesinde,
Ayrılmak istedi bizlerden.
En son hatırladığım şudur, o geceden,
Seninle el ele yürürken birlikte,
Yorgun olduğumu söylediğimde,
Beni bir sokak feneri direğine,
Yaslayarak, uysallık ettin sözlerime.
Sende, benimle duruyordun. O fenerin dibinde,
Bu çileli yaşamıma, arkadaşlık etmek istercesine,
Sana bakıp hayallere dalan gözlerimle,
Durmadan bakıyordum. Sevgilimin gözlerine,
Sonra ayrılık hiç hesapta yok iken,
Yerimden doğrulup ellerinden tutmak ve
O güzelim al yanağın ile
Ahu gözlerinden öpmek isteyince,
Bana intizar edip, gittin o gece.
Sen gidince, baktığımda saatime,
Saat, henüz çeyrek vardı on ikiye,
Sen bendeki bütün anılarını toparlayıp,
Bir an önce karışmak için maziye,
Kayboluyordun, karanlıkların içinde.
Seninle bin bir aşk macerası yaşadığım,
Unutulmaz o koskoca bir senede,
Senin gibi bana türlü türlü,
Hayatımda yaşadığım nice mutlu günü,
Benliğimde birer birer mazileştirdi.
Sen ki, mazilerle dolu o koskoca bir yılımda,
Bakmadan hiç göz yaşlarıma,
Kulak vermeden, hicran dolu yalvarışlarıma,
O gece saatler on ikiyi vurduğunda,
Senin gibi O’da, terk edip gitti beni,
Bir gecede iki ayrılığı yaşamak,
Çok acı geldi. Belki zordur inanmak,
O zamanlar çok gençtim.
Duygularım, senin de hakkın mutlu yaşamak,
Ama bir gecede iki defa boşlanmak,
Elimde de olmasa, o akşam yaşadım.
Sevgilimi elimden alan o yıla,
İsyanında yaşamak, isyankâr olmak,
Artık, ne yapsam, ne etsem de?
Biliyorum dönemezler, gitti her ikisi de,
Ey! Yeni yıl, sende hoş geldin aramıza,
Senden, küçük bir ricam olacak,
Baktıkça bana onları hatırlatması için,
Bu gece, bütün saatlerin on ikiyi vuracak
Her on ikiyi vurduğunda, benim kalbim,
O günleri anıp, parça parça olacak.
İşte o zaman, belki dinmeyen isyanım da duracak.
Beni bu halde bırakıp gidenleri bilemem.
Saat her on ikiyi vurduğunda, belki utanacak,
Oysa benim kimsesiz kalan gönlüm,
Hep, o gecenin on ikisini anacak.
Kaybettiğim o nadide varlıkların ardından,
Ağlayacak sevgilim, inan ki ağlayacak.
Senin ayrılığı başlattığın o yollar ile
Bana ayrılığı hatırlattığın o saatlerde,
Gönlüm bir günde olsa, isyan etmeden durmayacak.
Yine senli, sensiz birçok hayaller kuracak,
O hayallerin peşinden, dinmeyen yaşlarım olacak.
O yaşlı gözlerle de olsa sevgilim.
Yine bir sürü hayallerim olacak.
Bu hayallerim bir gün olsun gerçekleşmese de,
Ama bu gönlüm, sensiz olduğu için
Mutlu olacak, mutlu kalacak.
Sana karşı olan bu aşkımın sırrı da,
Ta! ... Mahşere kadar, kalbimde yaşayacak.
Merzifon
Cahit PehlivanKayıt Tarihi : 27.12.2005 22:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dua ve saygı ile selamlıyorum seni abicim...
Ama bu gönlüm, sensiz olduğu için
Mutlu olacak, mutlu kalacak.
Sana karşı olan bu aşkımın sırrı da,
Ta! ... Mahşere kadar, kalbimde yaşayacak.
Güzel ve akıcı bir çalışma okudum güzel dost. Tebrikler.
Yüreğinizdeki sevda ateşi hiç sönmesin.
Saygıyla.
Biz sevdik mi öyle M.Ali gibi falan sevmeyiz hani.
Mezarımızda karış karış ot bitse,yine de sevmeye devam ederiz.
__Sevda yüreğinden öpüyorum.
Hayırlı bir 2006 yılı diliyorum...
Suna Doğanay
TÜM YORUMLAR (4)