Katedral, döküm aylar hızla ölür;
Rehavetle anılır, sızıyor kanım.
Bir bedenin diğerinde solduğu öğle sonları...
Eroin tutanağımda zifiri karanlık:
Şimdi verdiğim ölümlerden dönmek vaktidir.
Durduramadıklarım, vecd ile taşan Nisa'm
Ya melal? Kargımın üzerine düşüyorum alevler
Alevler! Görkemine çöreklenen yılanım ben.
Yangın yerinde arzu ve çöken çan kulesi...
Göğsünü oyuyorum kalanlarınsa, tırnaklarım
Çelik birer çengel. Gözlerin donmuş
Kızılını söküyorum, yaftalar asıyorum çığlıklardan.
Yaşam orta yerinden kırılıyor bıkkın, ceset alkışlarıyla
Öyle bakma yalvarırım. Suçlarım öyle bakmayın!
Yemin törenlerinde kesilen soluğum, parmaklarım arasından
Kayan bir kadeh gibi. Yok artık
Çılgın raksın gölgesi ellerimizde.
Ve işte yeni yokluklarla oynuyoruz
Yüzlerin görünmediği bir kuyu meal aynasında
Hasretle düştüğüm -inan çok derin
Beyaz pisliği uçurumun; yarılıyor yer, yuvarlanıyorum.
Ah görkemine çöreklenen yılanım ben:
Şeytan cenderesi çok derin...
Yine de kahrolur Nisa'm, çırpınır
Sızar kötü aşkın tohumları dudaklarından.
Kaskatı, saten bedeni gülümser. Alevler!
Alevler, ilahiler şiddetinde deniz
Vuruyor dalgalar, vuruyor çıldırtan nakarat,
Üstüste yığılıyor görmek istemediğim organlar
Arkamda korkunç yükselen katedral: Tanrılar
Mucizelerime inanın.
Mustafa Necati YıldırımKayıt Tarihi : 25.11.2012 06:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Necati Yıldırım](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/11/25/yilan-42.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!