Yıl yetmişin bilmem kaçıydı..
Üniversite öğrencisi olduğum yıllar..İstanbul büyük,İstanbul hunhar..Okulla yurt arasında,taşralı mahcubiyeti ve sıcaklığıyla her gülen yüze tutunduğumuz,kolay kurulan arkadaşlıklarla,İstanbul’u küçültmeye, Dünya’yı da büyütmeye çalışarak geçen günler..
Para çokmuş bu şehirde..Bilemem! Bizde yoktu..
Tek eğlencemiz,hafta sonları üç beş arkadaş buluştuğumuz,parfüm kokan, sıcacık sinemalardı..
Mevsim bahardan kışa mı dönüyordu, kıştan mı bahara hatırlamıyorum..As sinemasında mıydık oda meçhul..Bilet kuyruğundayken niye çevirmiştim başımı onu da bilmiyorum.
Gözlerime değdiğini biliyorum, karası yakamoz ışıklarla bezeli, zifiri gecelerden de kara bir çift gözün..
Zaman yoktu o an..
Salise miydi takılı kaldığım,dakika mı,saat mi bilmem..
Gişe görevlisinin sesi uyandırdı.
Sinemaya girdiğimi biliyorum..
Filmin konusu neydi,kimler oynuyordu onu hatırlamıyorum..
Hatırladığım,ben film arasını beklerken zaman yine durmuştu,geçmiyordu.Geceden kara bir çift gözdü zaman sadece..Umudun yakamoz ışıltılarıyla bezeli ama gelgitli hüzün gölgeleri de üzerinde bir çift göz…
Arada hemen attım kendimi dışarıya.
Bir çift gözde oradaydı.
Beni görünce,ufacık ta olsa bir gülümseme geçti karaların içinden,bir ışık yandı.
Kara gözlerinden de kara saçları vardı.1.80 falandı boyu..Sanki daha uzundu..Yeşil bir parka vardı sırtında,postallarında çamur izleri.Demek kenar bir mahallede yaşıyor diye geçti içimden.
Çıkışta göremedim.
Her sinemaya gidişte ben girdim bilet kuyruklarına.
Her sabah,gözlerin karasıyla uyandım uzun süre.
Karası azalmaya başladığı günlerdi uyanmaların,bir mitingdeydik,onu gördüm.Gözlerimiz değdi gene.Belki bir andı.Bir asır gibiydi bence.
Göremedim bir daha,ne sinema da,ne bir eylem de.Değemedik gözlerimizle..
……………………………………………………………………..
Bahardan kışa mı dönüyordu ne mevsim.
Her günkü gibi uyanmıştım griye çalmaya başlayan gözlerle.
Hava serin ve puslu, okul yolu uzun.Kuyrukta epey beklemiş miydim bilmiyorum.
Otobüsteydim..
Hep yaptığımı yaptım gene, gazete okuyan birini başına yanaştım,çaktırmadan usulca..
Ve karardı Dünya.
Zaman yoktu.
Sadece kağıt parçasın da,yaşamın karası kadar kara bir çift göz vardı.
Bir çatışma sonunda vurulmuştu gazete de yazan…Sadece bu kadardı tüm yazılan.
Kurşun yağmuru söndürmüştü yakamoz ışıkları….
Zaman yoktu,ben yoktum.
Geceden kara gözler artık yoktu..
Umutlar gözyaşlarımla yok olmuştu.
.............................................................
Her sabah uyanırım gene ben..Kapkara,ışıl ışıl bir çift göz ile…
19.01.2007
Esin DöndüoğluKayıt Tarihi : 10.5.2007 19:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Enginlerinde yıkanmak istedim.
Günahlarımdan arınarak
Orada, sana köle olup
Yaşamak isterdim.
Dalga dalga coşup
Prangalarla tutuklu kalmak isterdim.
Bir anlık değil, bir ömürlük...
İsterdim...
Seni bende harlayıp,
Közünde kebab olmayı istedim.
Okurken kendimden geçtim. Dayanamadım bu kelamı yazdım.
Değerli şair, izninizle bu anı yazısının sonrasında Candan Erçetinden dinlemek istediğim bir parça var.. Sizinle ve okuyanlarla birlikte dinlemek istediğim
Saygılarımla
GAMSIZ HAYAT
Sormayın neden bu durgunluğum
Görmeden kuytu yaralarımı
Sormayın neden bu huysuzluğum
Bilmeden saklı duygularımı
Çok mu dertsiz duruyorum uzaktan bakınca
Çok mu kalender sandınız dert anlatmayınca
Gamsız hayat, herkese başka sunar garip oyunlarını
Gamsız hayat, herkese başka kurar kahpe tuzaklarını
Gamsız hayat, herkese başka sorar geçmiş hesaplarını
Gamsız hayat, herkesi başka yorar görmez gözünün yanı
Sanmayın biter bu durgunluğum
Sarmadan kuytu yaralarımı
Sanmayın biter bu huysuzluğum
Açmadan saklı duygularımı
Çok mu güçsüz duruyorum derdimi paylaşınca
Çok mu çaresiz dersiniz dertten ağlayınca
Söz: Aylin Atalay
Candan Erçetin
Müzik: Candan Erçetin
zor zamanlar dı hem deçok zor...
anımsatan vefa duyguna sağlık Esinim...
tebrikler...
TÜM YORUMLAR (6)