Daha bıyıklarımız bile telemeden verdiler fırçayı
Öğrettiler bize tek tek sloganları çocuğum
Bilmiyorduk kahrolsun dediğimiz şeylerin ne olduğunu
Boyuyorduk bölgemizin sokaklarını
Yada korkarak girdiğimiz diğer bölgeyi
Ezbere biliyorduk davamızın sloganlarını
Biz her gün ülkeyi hainlerden kurtarıyorduk
Ve ardından çardakta kağıt oynuyorduk
Kavga ediyorduk, nara atıyorduk, bağırıyorduk çocuğum
Bil ki karşı taraf da bağırıyordu bizim gibi
Polisler duyuyordu intikam yeminlerini
Ama hiç birimiz bilmiyorduk gerçek nedeni
Biz karanlıkta korkmamak için marş söylerdik
Kavga eder, yumruk atar, yumruk yerdik
Biz direniş yapar, boykot yapar ülkeyi kurtarırdık
Ve ardından çardakta kağıt oynardık
Ben ilk kez lisede giydim takım elbiseyi
Babam tuz hanından almıştı hatırlıyorum
Öğretmen Sait amcanın eşi vermişti kravatı
Bağlamasını bilmiyorduk kravatı
Onun için yıkamamıştı anam haftalarca
Sonra Sait amcaya bağlattık bozulan kravatı
Daha o zamanlar başlamıştık ülkeyi kurtarmaya
Ve ardından çardakta kağıt oynamaya
Ben abimin bisikletine bindiğim gün sevindim
Sıfırcı Fahrettin’den kurtulduğum gün sevindim
Babamın takım elbiseyi aldığı gün sevindim
Ama ben eylemlerde slogan atarken de seviniyordum
Düşmana yumruk atarken de seviniyordum
Ama düşmanım ne söylüyor hiç dinlemiyordum
Çünkü çok meşguldüm orda ben ülkemi kurtarıyordum
Ve ardından çardakta kağıt oynuyordum
O takım baş köşede asılı durdu elli metrekarelik evde
Bir gün yırtılıvermişti cepleri bir kavgada
Anam babamdan sakladı sedirin altındaki sandıkta
O gün kavgada çok dayak yemiştim canım yanıyordu
Üstüne rahmetli abim dövmüştü sen okuyacaksın diyordu
Hiç canım yanmıyordu dayaklardan abim anlamıyordu
Oysa biz kocaman bir ülkeyi kurtarıyorduk kendimizce
Sonra kahvede kağıt oynuyorduk gönlümüzce
Biz mitinglerde, panellerde aldık kültürü
Çoktan geçmiştik kitapları ve evdeki cahil insanları
İş, okul, ev ne basitti uğraşır mı kahraman biri
Vatan zor durumdaydı dinler miydik kimseyi
Düşman vatana kastediyordu bizce dövmeliydik onları
Biz onları her gördüğümüzde saldırırdık atmaca gibi
Ve sonra çardakta toplanırdık karargah gibi
Karşı taraftakilerde bizim gibiydi şimdi eminim
Farklıydı onların bıyıkları, kahveleri, gazeteleri
Onlar bizi görünce düşman diyorlardı bileniyorlardı
Biz onları görünce vatan haini diyorduk bileniyorduk
Onlar bizden kurtarıyordu vatanı biz onlardan
Biz daha çocukken ülkeyi hainlerden çok kurtardık
Sonra çardakta toplanıp kağıt oynadık
Ben çarpım tablosunu ezberlemeden bitirdim liseyi
Dört okul değiştirdim lise üçüncü sınıfta
Biz düşünmüyorduk ama düşünüyordu birileri
Lakin kimdi onlar yırtamadık perdeyi
Satranç masasına konmuşuz oysa piyon gibi
Şah kimdi çocuğum, vezir kimdi, yazar kimdi bilmiyorduk
Çardakta kağıt oynuyorduk düşünmüyorduk
Sen düşün bunları yavrum bunlar oyundur
Döven sen isen dövülen kardeşindir
Yaşadığın vatan senin kadar da onundur
Sen piyonsun oyunda o da bir piyondur
Gör kim deveyi götürüyor hamutuyla işte o haindir
Biz bilmiyorduk, düşünmüyor ve ülkeyi kurtarıyorduk
Ve sonra çardakta buluşup kağıt oynuyorduk
Ben geceleri sigara satardım pavyon önlerinde İsmail’le
Gündüzleri seyyar satıcılık yapardım baba Şakir’le
Bulaşık yıkadım lokantalarda, amelelik yaptım inşaatta
Dökümcüde pota taşıdım, kum eledim, pik kırdım
Sokağın başında limonata sattım
Ama vatanı kurtarmaktan vazgeçmedim yıllarca
Ve çardakta kağıt oynadım sonra
Oysa her gün bir tomurcuk gül kopuyordu dalından
Her gün birileri yas tutuyordu sebebini bilmeden
Ya onlardan ölüyordu ya bizden durmadan
Birileri ise malı götürüyorlardı görünmeden
Evet çocuğum aslında biz uyuyorduk
Sanırım hepimizde bir rüya görüyorduk
Oysa daha çocuktuk yavrucuğum çocuktuk
Ama ülkeyi kurtarıyorduk, yani ölüyorduk
Emek diyeni de vurdular ekmek diyeni de
Kızıl elma diyeni de vurdular çocuğum özgürlük diyeni de
Bizim kahvelerimiz tarandı, onlarınki bombalandı
Düşünen yoktu ki çocuğum bu hal nedir diye
Çünkü ülkeyi kurtarıyorduk çok doluyduk
Düşünmek ne abes kelime kağıt oynuyorduk
Bazen duranla karşılaşırdım dar zamanlarda
Hani yürürken kırk kez arkaya baktığım sokakta
Bazen buluşurdu bakışlarımız konuşurdu sanki kısacık anda
Duran hamaldı bir nakliye ambarında
Ben sigara satıyordum pavyon önlerinde
Kavgada karşılaştık mı ben ona hiç vurmuyordum
O da bana vurmadı hiçbir kavgada
Kaç kez sıkıştırdıysa arkadaşlarım hep ben engelledim
O da arkadaşlarını engellemişti eminim
Yıllar sonra karşılaştık o yine hamallık yapıyordu
Göz göze geldik tıpkı eskisi gibi bakıyordu
Bir çay içimi oturduk, ilk kez konuşuyorduk
Aslında ikimiz de içten içe utanıyorduk
Çok sevmiştim duranı çok eski bir dostum gibi
Neden aradık o günlere neden yapmıştık
Yıllar sonra ülkede neyi değiştirmiştik
Bunları bilin yavrularım bunlar böyledir
Bunlar kardeş kanının aktığı günlerdir
Onlar bizdik bizde onlardık ölen bizlerdik
O gün ülkeyi soydular bugün anladık
Onların sofrası kan dolu onlar beylerdir
Bu vatana kasteden asıl onlardır
Yetimin tüyünü yolan eşkıyalardır
Kullanılan hep biziz onlar soyandır
Öğrenin bunları tanıyın çocuğum…
2003
Refik YıldızKayıt Tarihi : 6.2.2011 00:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Refik Yıldız](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/02/06/yil-yetmisdokuzdu.jpg)
Babam tuz hanından almıştı hatırlıyorum
Öğretmen Sait amcanın eşi vermişti kravatı
Bağlamasını bilmiyorduk kravatı
Onun için yıkamamıştı anam haftalarca
Sonra Sait amcaya bağlattık bozulan kravatı
Daha o zamanlar başlamıştık ülkeyi kurtarmaya
Ve ardından çardakta kağıt oynamaya
..
sevgili YILDIZ
bu nostaljik ve gerçek hayattan alınan ; şimdiki kuşağın yabancı olduğu dizeleri çok sevdim
seni çok iyi anlıyorum..
bu tarzda hep yaz dostum
kutlarım
TÜM YORUMLAR (1)