Afrika’nın en gelişmiş ülkelerinden Tanzanya’da ülkelerin sosyoekonomi dersi.
Tanzanya aidsle savaşımını başarı ile vermiş, ülkesinin sorunlarını bilen ve çözen yöneticilerini işbaşına getirmiş, ekonomik, sosyal sorunlarını çözerek dünya ailesine onuru ve gururu ile katılmıştır.
Profesör, derste halkını şikâyet etmeye çağıran devlet yöneticilerinden örnekler veriyor.
Halkını aldatan devlet adamlarından da.
Hala içimden çıkmıyor, Çernobil radyasyon sızıntısı sonrası, Karadeniz’de çayda radyasyon yoktur diyen devlet adamını.
Ve sonra Karadeniz’de patlayan kanser vakalarını.
Diyor ki prof.2008 yılında küresel ısınma var.
Bütün kürede de ekonomik kriz.
Aslında diyor ki, paranın sahipleri şımarmış ve saldırmaya başlamışlar.
Konuta hücum ediyorlar konut fiyatları artıyor.
Dünyayı insanı sömürüyorlar birden bu piyasayı bırakıyorlar, saldırıyorlar petrole, bakıra, gümüşe altına.
Sonra borsalarında pirince, buğdaya, arpaya, mercimeğe ve fasulyeye yer veriyorlar.
Ha, çocuklar diyor pirinç derken. Dip notlarımda bununla ilgili bir şey…
Anlatacağım…
Bu ülkede bundan nasibini alır der.
Ama bu ülkede stokçular her ülkedekinden de acımasızdır.
Bunlar 1977’de halkın tüm temel gereksinimlerini kısmışlar,yağı, gazı,eti karneyle verilir hale getirmişlerdir.
Ve sonra bunlar iktidar devirip iktidar getirmişlerdir.
Pirince devam edelim.
Aç ve yoksul insanları çok olmasına karşın, bunlar fakirin sofrasındaki yiyecekleri depolamakta ve fiyatlarını artırmakta tereddüt etmezler.
Pirincin fiyatı bu ülkede uçar.
Stokçular daha da stoklamaya devam eder.
Pirinçten o kadar para vurmuşlardır ki, mutluluktan kahkahaları Tanzanya’dan da duyulmuştur.
Bu ülkede din İslam’dır.
Bildiğiniz gibi, Hz. Muhammed, komşusu açken tok yatan bizden değildir, der.(Tanzanya’nın yüzde otuz beşi müslümandır)
Bu pirinç stokçuları açların gurultularını ninni yaparlar kendilerine.
Açlarının yaşam savaşımlarını da masal.
Bu ülkede basın işin üzerine gider.
Hükümet olayla ilgilenmek zorunda kalır.
Der ki yöneticiler ey, halk, biz bu işten muzdarip değiliz.
Siz eğer şikâyetçiyseniz, siz şikâyet edin derler.
Evet der çocuklar, bu ülkede devlet halkın kursağından çalanlara, mutfağından aşıranlara bir şey yapamadığını anlatmaktadır.
Öğrencilerin ilgisi daha da artar.
Bir uğultu bir şaşkınlık.
İnsanlık tarihi böyle şeyler de yaşamış mı derler.
Evet yaşadı.
Ben de, bu makaleyi yazan biri olarak, bu tarihin canlı şahitlerinden biriyim.
Keşke olmasaydım.
Bu hükümet pirincin Tosya’da, Gönen’de, Bafra’da, Uzunköprü’de, Kızılcahamam’da, Diyarbakır’da v.d. yetiştirildiğini bilmiyor mu?
Bu yönetim pirincin toptancılarını bilmiyor mu?
Yüz ton ve üzeri pirinç stoklayanları bilmiyor mu?
Bu ülkede pirinç belgesiz, faturasız, senetsiz, sepetsiz mi satılıyor.
Yüreğiniz yetiyorsa, pirinç stoklayanların isimlerini, açıklayın.(bunu profesör söylemiyor ben söylüyorum)
Bu ülkede varsıllar, pirinç tüccarları, ithalatçılar, ihracatçılar, stokçular, pirinç borsacıları, depocular, büyük marketler, aracılar, komisyoncular, simsarlar, üreticiler pirinç stoklamıyorlar.(ben)
Ezilenler, yoksullar, işçiler, emekliler, emekçiler pirinç stokluyorlar. Yarın pirinç bulamayacağım diye beşer kiloluk pirinç stokluyorlar.(ben) (şaka)
Bu ülkede yüreği yeten varsa desin ki, biz malların alış ve satış fiyatlarını malların üzerine yapıştıracağız.
Sevgi ve saygılarımla.
İlhami ŞenolKayıt Tarihi : 26.10.2008 13:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!