Birkaç yıldır yazmakta
El ele yürüyorlar
Bağlarbaşından aşağı
Fıstıkağacina doğru
Yaşları vardır seksenden fazla
Nereye böyle
Sarışın kadın ve
Her rüzgarda dalgalanır saçları
O rüzgarlar götürürdü beni saçlarına
Bir gülüşü çiçeklerin açması gibi
O gelirdi bahar aylarında aklıma
Bu lanet şehirden kaçmaya çalışıyorum
Tüm aksilikler bugün beni buluyor
Kalabalık çok sesli çığlıklar atıyor
Arabalar insanlara geçit vermiyor
Ne kaçamak mümkün ne de yaşamak
Bugün tatlı bir çift gördüm
GATA da tanık oldu buna
Kaç kişi bu hastanenin kapısında sarılmıştır
Kıskandım iliklerime kadar
Onlar nasıl şakalaşmalar öyle
Nasıl gülmeler
Bozuk yollardan
Düzgün yürümeye çalışmanın
Verdiği his
Çoğu zaman acıdır
Gözlerinin gördükleri ile
Yak gönlümün en saklı yerdindeki ağacı
Etme merak küllerin rengi saçlarına aynı
Açık sana beyaz kapım sonsuza kadar
Ama anlamıyorum elinde siyah bir anahtar
Nafile
Nafile gönlümü hoş tutup
Boş mutluluk aramak
Ve yine nafile
Dünyada mesut olmayı düşünmek
Aylarım yıllar gibi geçti
Serhat vakti bana değdi
Cansız ruhların
Sessiz zamanı
Bana göre değil
Zengin haberler bende
Unuturum sanırsın
Görsem de görmesem de
Benim için bitti dersin
Başlardaki gibi gelmez aklına
Düşününce gülüşünü sesini
Sessiz siyah bir yağmur yağıyor omuzlarıma
Akıyor sırtıma yakıyor beyaz yaralarımı
Acır mı bulutlar bana benim yaralarıma
Dur diyebilirler mi istemsiz süzülen yaşlarına
Sûkunet ile kovalıyorlar beni dar sokaklarda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!