Gıcık oluyorum gecelere,
Mor renkli gece lambalarına,
Gece yanan sobalara,
Masal okuyan babalara.
Kar yağarken düşlerim dökülüyor şehre.
İnce bir rüzgar ıslık çala çala gelip,
Usulca sızıyor yatakhaneye.
Anneleşiyor pencerenin perdeleri,
Yüzümde süzülüyor ipeksi elleri.
Gıcık oluyorum sokaklara,
Sokakta oynaşan çocuklara,
Peşlerinden koşuşan kediye.
Kartopu çarpınca cama,
Öyle iri iri iki tane,
Acıyla irkiliyor yetimhane.
Bir çocuk sıçrıyor uykusundan.
Düşüyor ranzasından kuru bir yaprak,
Tüy gibi titrek ve hafifçe,
Üşüyor beton,
Kapkara bulutlar gibi üşüşüyor karamsarlık.
Gıcık oluyorum kendime,
O hüsnüzan hallerime.
Gıcık oluyorum şu masumane hayallerime.
Çocukluk işte.
Hani alıp götüreceklerdiya beni,
Tutup minicik ellerimden.
Kapılacaktıya bu balıkta denize,
Kimsesizliğini unutup.
Gıcık oluyorum varlık ile yokluğun arasındaki farklara,
Ve arasında ezildiğim şu koskocaman çarklara.
Gıcık oluyorum işte,
Gıcık.
Bekir Dalkıç
Kayıt Tarihi : 29.1.2019 01:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!