Yeter!
Yeter artık!
Ne bu kin? Ne bu öfke? Bu ne kan akıtmaya olan açlık.Yeter! Diyorum çünkü yüreğim dayanmıyor artık bu kadar kine ve vahşete.Yatağıma yatıp uyuyamıyorum.Her gözümü kapadığımda kulağımda insan çığlıkları,sanki gözlerimin önünde vahşet görüntüleri.Bazen bir duvar kenarına sinmiş bir adam,çocuğunu kurşunlardan korumak için çırpınan.Ama nafile babasının arkasına sığınmış korkulu gözlerle etrafına bakan bir çocuk ve o kurşunların küçücük bedene girerken yarattığı sarsıntı.Çaresiz babanın son çırpınışları arasında ölmeden bir önceki adım delirdiği an…
Bir Pazar yerine düşen fırsatçıların bombası karışır bir ananın feryatlarıyla.Kendi kanlarının arasında ararken çocuğunun kalan parçalarını.Ya da başında çuval çırılçıplak bir adamın çaresiz diz çöküşüdür gaddarların önünde.
Bumudur yaşadığımızı sandığımız dünya tek suçları kadın olarak doğup peçe altındaki korkulu gözler mi? (Afganistanlı kadınlar)
Ya da binlerce şehidimizin kanlarıyla dokuduğumuz al bayrağımızın,daha hayatlarının en başında umutla başladıkları yolda.Hain,vatan bilmez canilerin kahpe kurşunları arasında sarılmış körpecik vücutlar.O anaların feryatları beni uykumdan uyandıran.
Biz insan mıyız? Kana aç,bencil.Her gün yeni haberler hayatımızda bomba etkisi yapıp belki bir gün de bizim tepemize düşeceğinden korktuğumuz.Tecavüzler,cinayetler,hırsızlıklar,topraklarımızın bir bir satılmaya çalışılması.Ne bu? Biri bana anlatsın.Tarihimizin öncesi ve sonrası kendini düşünen nemrutların,bir koltuk savaşı yüzünden kıydıkları can mı? Akıttıkları kan mı?
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim