yel değirmenlerinden sana kaçtı Dulcinea
aforoz edilmiş düşlerin sırrı şövalyenin sırtında
kaç para çeker ruhuna geçirdiğin kılıfın içindeki tılsım
intiharına sebep gökyüzündeki kuşların
gözlerinden süzülen zehrin
nadide bir melodide inliyor sitemler
ayağına vuran ikilemlerin gölgesinde silinen izler
buruşturulmuş dileklerin ardına gizlenen
hançerin ucundan sızan bir damla kanda sürdü aşk
şelale gibiydi zaman kollarında
...yitti
kınından çıkardığın dilini sokma geri içeri
arsızca vursun öfken gözüne pınarların
yaksın bağrını sımsıcak lavlar hayasızca
açlığını hapset yüreğinde...kayıtsızca ağla
Andersen’den dinlediğin masalların cadısı rüyalarında
şatoda seni bekliyor aslan adam
gecikiyorsun…durma
kanayan bir ırmağın köprüsünde durdu zaman
soluklan biraz…yorulma
kürek mahkumlarının dilinde patlayan yangında ağıdım
aykırı bir kırlangıcın kanadına çizdim unutulan suretimi
oratoryom yankılandı dört bir yanında dünyanın
tutuklu saatlerin tik takları çınladı sokaklarda
usulca çıktı yılan deliğinden
ruhumdu bu kez diline tatlı gelen
görmedin mi
Polyanna’ya söylediler o deli şarkı bitti
ıstırabın huzurla birleştiği noktada dillenişim
nafile sözlerin nihayetsiz başlangıçları dört nala
aç kollarını şövalye! seni bekliyor yalnızlık/tahtında
uykusuz akşamlara sürülen yalanlarda çizildi yalnızlığın resmi
aşk! yine bir köşeye gizlendi
mavi bir nokta kırmızı bir okyanusta
iliklerime kadar sensizlikten korkum yok artık
yeter ki
yarısı sende kalan düşlerin
silinmesin izleri
kırmızı, biraz da mavi
Mart 2006
Atilla GülerKayıt Tarihi : 22.3.2006 22:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)