Yeter artık, yeter; olmaz böyle fevri siyaset!
Size katlanmaya mecbur mudur bu asil millet?
Eğer bu tavrınızın adı değilse dalâlet
Literatürde tek karşılığı kalır: İhanet!
Kim kendinde hak görebilir böyle bir fiili
Yoksa yok mu zannedersiniz bu milletin dili?
Sükûtumuza bakıp da yanlış tevil yapmayın
Yol, dirlik-birlik yoludur; gayrı yola sapmayın!
Ne din adına bölün ülkeyi ne de lâiklik
Baykuşlara yakışır viranelere mâliklik!
İster bey olun ister paşa; emri şudur cumhurun:
Söz konusu halk olunca işte orada durun!
Durun ki her şeyi oturtsun halk yerli yerine
Ve memleket bir daha kavuşsun emin ellerine.
Aksi her tavır ülke birliğine kast etmektir
Dostları ağlatıp düşmanları mest etmektir…
Sen de dur, ey kavim krizine tutulmuş güruh!
Zannetme bir puta kurban edilir bin yıllık ruh!
Millet olma şuurundan geri dönülür mü hiç
Vatan ki kutsal bir mabettir; bölünür mü hiç?
Öyleyse nedendir bu say, bu gayret, bu düşmanlık?
Unutmayın ki ihanetin adıdır pişmanlık…
İhanet dedik ya, öyle bir dalda karar kılmaz
Küçük bir darbe vurmakla kolay kolay yıkılmaz.
Şimdi de bir “misyon” yüklediler bazı basına,
Sonra da düştüler meçhul bir aşkın tasasına…
El âlem farklılığı dirliğine zemin yaptı
Bizde ortak paydalar bile amacından saptı…
En kutsal inançları yaptılar sebeb-i kavga
İnsanların alnına vurdular çirkin bir damga:
Kimine “mürteci” dediler kimine “imansız”
Sonunda tutuştular ki bir kavgaya amansız…
Bir de baktık her güzel şey toz-duman olup çıkmış
Nice kardeş kanı kardeşinin elinden akmış…
Oysa muhabbetle kucaklayıp birbirimizi
Birliğe kenetleyebilirdik ellerimizi!
Sonra birlikte yaşayıp zihinsel açılımı
Gösterirdik dünyaya demokratik katılımı!
Ne O’nun ne de Bu’nun adına karar verirdik
Yalnız hakikatler karşısında susup, erirdik!
Kimse riyakâr bir gözle bakmazdı birbirine
Ve kimse kurban olmazdı bir zalimin kibrine
Bir asr-ı tenevvürün temelini atardık biz
Çağın peşinde koşmaz, yeniçağlar yapardık biz!
Ucuz kahramanlığa kimse tenezzül etmezdi
Cihan dikilse karşımıza yine de yetmezdi
Karanlığa sövmez; onu ışıkla söndürürdük
Ve nizam verip dünyaya, yeniden döndürürdük!
Kurardık dostluk çadırını dünyanın yüzüne
Tekrar çağırırdık insanlığı gerçek özüne
Güneş bir kez daha doğudan doğmaya başlardı
Sulh yapardı insanlık, yalnız Şeytan’ı taşlardı.
Yeryüzü mabet olur, herkes yaşardı dinini
Ve böyle karşılardı dünyamız gelen binini.
Ama ne gezer; biz hep edindik kavgayı rehber
Bir an dahi düşünmedik; ne yapmıştır peygamber…
Aksine, dillere perçin, inanca kilit vurduk
En sonunda katı mı katı bir istibdat kurduk…
Çünkü bizde baş olur insanların en semesi
Ondandır ki zor gelmiştir şöyle bir söz demesi:
Herkes kendi dünyasında birer paşa kardeşim
Sen de kendi dinini keyfince yaşa kardeşim!
Biri derse: Neden sen benim dinime girmedin?
Sen de de ki: “Leküm diniküm veliyedin”
Bütün bu dediklerim halk arasında yaşıyor
Ama birileri durmadan bu halkı kaşıyor…
Hülâsa: Millet ki ortak bir şuurun adıdır
Bu dert bu vaveylâ muhterislerin inadıdır.
Yoksa, halk derunî aşkla bağlıdır birbirine
Ortak olur hem neşesine hem de kederine
Bırakın, bu bayrak altında herkes hür yaşasın!
Bunu sağladığın an benim gözümde paşasın…
Aksi halde zulmet kaplar hem vatanı hem bizi
Ve yutar o cehennem ayırmadan hepimizi
Kavli mücerret değildir asla sözlerim benim
Vatan kaygısıyla uykusuzdur gözlerim benim! ..
06-06-1997
Kayıt Tarihi : 8.2.2008 19:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri 06-06-1997'de yazmıştım. 28 Şubat Sürecinin ayazını yaşıyordu memleket...Kardeş kavgası çıkacak diye kaygılanmıştım...Bu halet-i ruhiye içinde bu şiiri ve Dua adlı şiirimi ele almıştım. Ziya Paşa,'Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür.' der. Yani insan hafızası unutkanlığıyla meşhurdur. Yine de o günleri herkes çok iyi hatırlar. Unutmak mümkün mü? Şahit olduklarımdan onlarca roman doğar. Her neyse...Peki bu şiiri bugün niye yayınlıyorum? Her halde hava yine bulanık...Haksızlık etmiyelim. İman adına bu ülkeyi bölmek isteyen yok. Gizli sapkın bir iki örgüt varsa bilemem...Ama bu milletle yaşamak mecburiyetinde olan gerçekten azgın bir zümre var.Ülkem adına kaygılıyım dostlar. yoksa kendi derdim gelmez yadıma...Ufukta özgürlük güneşi var dostlar..Onu kim karartabilir ki? İşte o güneşin muhafızlarıyız biz. Ya özgürlük,ya özgürlük...bunun gayrısı yok, yok, yoook
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!