YETER ARTIK BEŞŞAR ESAT
Yetmedi mi daha, halkına bunca yaptığın kötülük?
Yandı yıkıldı, ne var ne yoksa ükende her şeyin,
Kurtaramaz artık seni, saltanatın, ağan ve de beyin,
Yeter artık çek git Esat, bitsin bu senin hainliğin.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
keşke olay esatla bitse,biri bir yandan dürtüyor öteki öbür yandan dürtüyor esad ortada kalmış,aksine bizim yaptıklarımızda eklenince iş inada biniyor ve akan kan duracağı yere dahada körükleniyor malum bizde geçtik bu zamanlarda bizde içimizde çok savaştık biraz zaman gerek,keşke zaman boşa geçse de ölümler olmasa çocuklar bebekler analar babalar ölmese fakat bu temennilere rağmen şeytan üçgeninin hangi köşesindeyiz onuda tartışmamız lazım duyarlı yüreği kutlarım
kutluyorum duyarlı yüreği saygılarımla 10+
kutluyorum duyarlı yüreği saygılarımla 10+
NEREDE, BEN AĞAYIM, BEN PAŞAYIM DİYENLER?
Değerli İbrahim Bey,
Daha önce de Libya ve Kaddafi zalimi için güzel dizeler okumuştuk kaleminizden.
İnsanız, uzak kalamıyoruz, duyarsız olamıyoruz, zulümlerden. Zalimleri kınamaktan da...
Ders alınacak, ibret alınacak o kadar çok şey yaşandı ki yakın zamanda... Hala görmeyen gözler, unutan akıllar varmış meğer.
Ne acı, yıllarını bir ülkeye, bir şekilde feda eden bir liderin yerlerde sürünerek, köprü altında yalvararak hayatına son verilmesi...
Zalimin sonu, demekten başka söz bırakmamıştı o lider...
Şimdi de aynı yanlışı, aynı direnci ve ısrarı Esad göstermekte.
Aslan olsan ne yazar?
Zulmettikçe...
Aslanlık, karnı acıkınca kendini gösterir. O da kendi cinsine değil.
Sen ki ey Esad, çoluk çocuk demeden, kadın kız demeden, asker sivil demeden öldürüyorsun; cami, kilise yakıp yıkıyorsun; Arap,Türkmen, Fars, Kürt ayırmadan ateşlere gark ediyorsun ya halkını...
Senin de sonun Cehennem'den beter olacak.
Daha da beter olasın.
Duyguların içtenlikle dizelere yansımasıydı, İbrahim Bey.
Sevgi ve saygı rüzgarları esenliğiniz olsun.
'GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ'
duyarlı yüreğe alkışşşş
Masumlara saldırmak geliyor sana, ne de çok kolay,
Dünyaya oldun maskara, hem de çok kötü bir alay
Kullanamadın aklını, vay Suriye’nin haline vay,
Yeter artık çek git Beşşar Esat, bitsin bu vahim olay.
İbrahim YAŞAR
22.02.2012 Yıldırım/Bursa
İbrahim Yasar
Duyarlı güzel Yüreğinize sağlık anlam ve anlatımı güzel şiirinizi ve sizi canı gönülden kutlarım kaleminiz daim ilhamınız bol olsun saygı ve sevgilerimle.+10
duyarlı yüreğinize sağlık...tebrikler...teşekkürler....
Şiirin teması hak görür mesajlarla dolu...Duyarlı kaleminizi kutlarım...Tebrik ve saygılarımla...
Liderlik, bazı değerlerin birleşerek bir potada erimesinden sonra oluşan vasfa sahip kişilerce yapılması gereken bir olgudur.Din,vicdan ,hürriyet,adalet,sevgi gibi vasıflardan birinden yoksun kişinin liderligi o topluma,o millete acı,ızdırap ,yıkım ve zulüm getirir.Tarih bu gibi liderlerin örnekleriyle doludur ve elbetteki sonları hüsrandır.Beşer Esat'ta bunlardan biridir.İktidar ugruna acımadan kendi milletine,kendi dindaşına yaşlı ,kadın,çocuk demeden acıma duygusundan yoksun,barbarca zulümü reva gören hatta katleden birinin akıbetide onlar gibi olur elbet.''ZULUM İLE ABAD OLANIN,AHİRİ BERBAT OLUR'' Saygın dost kalem şiirinde bunları çok güzel dile gelmiş adeta zulmu haykırmıştır..Kutlarım,en içten dileklerimle,esen kalınız
Bugünlerde Suriye'de yaşanan insanlık dışı olaylar hat safhaya çıktı, sınırsız bir katliam, halka karşı acımasız
bir saldırı; suçlu suçsuz, genç ihtiyar, sağlam hasta, çoluk çocuk ayırmaksızın rast gele, hukuk dışı,insaf ve merhametten uzak vahim olaylar yaşanıyor. Bütün bu olayların
yaşanmasının asıl sebebi Beşşar Esat'tır. Bu olayları bu safhaya getirmeden çok çareler olduğu halde saltanatım elimden gitmesin diye böyle çok çirkin yolu seçti ve tüm dünyanın nefretini kazandı. Biz önce bir insan, komşu bir ülke ve müslüman bir kardeş olarak bu çok üzücü olaylardan büyük bir ızdırap duyuyoruz, bunu duymamamız mümkün değil; zira bizim bu komşumuzla derin kardeşlik bağlarımız var. Bütün bunlar bizim derin endişe kaynaklarımızdır. Ben her akşam duyduğum ve seyrettiğim, okuduğum haberlerden çok üzüntü duyuyorum. Eminim benim gibi hiseden benim gibi düşünen milyonlarca insan var. Bu duygu ve kederlerimi bu çalışmamda dile getirmeğe çalıştım. Yazdığım bu şiirimi okuyup yorumlayan, değerlendiren, antolojisine alan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta