Hak şehrinde kaybolmuşum,mülhak ım,Vedat' ım.
Şişeler hâlâ duruyor,kadehler boş.
Etrafımda hayâller,başım bir hoş.
Karanlık,soğuk taş koridorlardan akan rüzgâr,
Çiviliyor ıslak duvarlarına cansız bedenimi.
Ayrılmak gebermek değilse,ölmek de ne?
Ne lâzım gelir okyanuslar.
Boğmaya kendimi bir kadeh de yeter.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta