Yiyin ağalar yiyin; demişti ya bir şair...
Gerçi vakit erkendi, bugünü görmüş zahir.
Büyük sözü tutuyor, başa geçen zevahir
Yiyorlar usanmadan Yağma Hasan böreği
Vatandaşa kalansa bu yağmanın küreği.
Ta tepeden başlıyor, kaymağın kapışması
Hedef köşeyi dönmek, iş: kap-kaç yarışması
Az götüren kaybeder, sanki aşık atışması...
Yiyin ağlar yiyin, feda olsun memleket!
Siz böyle götürdükçe belki artar bereket (!)
Çankaya bir ulu tepe, pek de mübarek bir yer
Bir zamanlar var idi, orda muhterem peder.
Yağmur tepeye yağar, para parayı çeker
Yeğen yiyorsa biraz, emmi buna n’eylesin?
Elleşmeyin çocuğa, gönlünü şen eylesin.
Osmanlıya kızarlar, yemiş içmişler diye,
Bugünü görmezler mi, aslan esir kediye?
Rüşvet yok(!) memlekette, onun adı hediye.
Alan ve satan razı, ne halt etsin terazi?
Vatandaş yiyor sür git; yaz gününde ayazı...
Ver bankayı, kasa tam; boşaltsınlar üç günde
Kolay mı para yemek, her vakit her öğünde?
Yoksa çiçek az gelir, beyimiz öldüğünde...
Sürünmek dediğin şey garibanın işidir
Hırsız deme hırsıza, o bir yiğit kişidir(!)
Dokuz ekmek düşerdi, doksan ferde bir zaman
Bu yamyamlar çıkalı tükendi o da aman!
Takatin varsa eğer, birazcık daha dayan.
Daha bitmemiş belli ziyafetin sofrası
Devlet malı değil mi, yesin domuzun hası...
Acep anlar mı bilmem, söylediğim sözleri,
Milleti kör sanırken, kör olsaydı gözleri
Pişkin pişkin duruyor, kızarmıyor yüzleri
Kanun yok, adalet yok; işimiz O’na kaldı.
Tükenen bir milletin ah’ı Allah’a kaldı...
Tevfik Yaşar Tekeli
Kayıt Tarihi : 6.3.2006 11:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)