Yüzüne baktığımda yüzüme güneş doğar,
Eşiaların vurur, ışık seline boğar,
Şu yanık yüreğime bir bilsen neler yığar,
İklimine düşerim eskimeyen yılların,
Manyetik alanına çeker beni yolların.
Yeşermiyor bağımda, açmıyor gonca gülüm,
Eştikçe içim yanar, közümü sarar külüm,
Şeyda oldum yaralı, çaresiz bir bülbülüm,
İçimdeki ateşi yol bulup aşamadım,
Mecnunum hasretinden, yâre kavuşamadım.
Yollarımız dumanlı, aşılmaz karlı dağım,
Eritemem buzunu, suya hasret toprağım,
Şevkiyle gönül bağım, solar dalım, yaprağım,
İncitmeden yaramı gece, gündüz kaşırım,
Mezara kadar savmaz, bu acıyı taşırım.
Yıllardır dağlarımı kaplayan onca buzdan,
Erittik bir damlacık, esinlendikçe yazdan,
Şifa buldu yüreğim nakşeylediğin hazdan,
İçtiğim aşk şarabı, ciğerlerim yanıyor,
Meğer ben döküldükçe senin yaran kanıyor.
Yüreğin dolu ama kendini aşamazsın,
Ezilir, sıkılırsın, derdinle taşamazsın,
Şarj olursun, dolarsın, yükünle koşamazsın,
İncitilmiş gibisin, değdikçe kanar yaran,
Melül melül dalarsın, yok mu yaranı saran?
Yüzüne, yüreğine uğursuz el değmesin,
Esmesin soğuk rüzgâr, bir telini eğmesin,
Şakısın ömür boyu neşeyle tatlı sesin,
İhlâs ile yazılsın dilerim alın yazın,
Mevsimin kış görmesin, sarsın baharın, yazın. Akrostiştir
Kayıt Tarihi : 15.5.2011 13:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)