“ Zehir zemberek içimdeki her şey. Sevmelerim de acıtıyor, sevilmelerim de. Altın kulplu kadehleri doldurmuş saki acıyla, soluklandıkça yudumluyor ve içimde biten acıyı tazeliyorum. Yeniden kanıyor yaram, yeniden yaşarıyor gözlerim. Yaşadığımı anlıyorum acıyla.”
Bazen öyle olur ki, acıyı mesken tutar yürekleriniz kendine. Kaçmak istedikçe, gelir elinizi, yüreğinizi tutar ucundan. Ucundan tutar evet, ne korkak yaftasına yakışır elleri, ne de cesurdur yüreği. Tutmadı demeyecek kadar ucundan tutar ellerinizi. Usulca kaçabilmek için, ya da ben hiç gelmedim diyebilmek için. At gözlüğünü takma zamanı gelmiştir. Sadece önünüzü görmeniz gerekir şimdi. Ağladığınızda artık başkaları için akmaz göz yaşları. Kendininiz içindir herşey bu vakitten sonra. Geç kalınmışlığın acısını çıkartırcasına sarılırsınız göz yaşlarına.
Bekleyişlerin bittiği nokta, umutların yastık altı olduğu gündür. Yüreğimizi fakir bırakmamak adına, saklanır umutlar. Yastık altına elimizi daldırdığımızda, kısa sürelerde buluşur ve öperiz umutlarımızı gözlerinden. Kimi yeşil, kimi mavi, kimi gecenin siyahından daha karanlık, kimi de renksiz. Sevgisiz gözlerin rengi yoktur çünkü…
Yeşilin yosun tonunda hüzün taşıyan ulakları, benim gözlerim. Sevince başka, ağlayınca başka, sevinince başka bir bakar onlar. Mahçupça kaçar karanlık köşelere, saklanır, hala utanır…Arsızca saldırmaz, arsızca yapışmaz noktalara. Ellerimin arkasından, ufacık sızıntılarla bakmaya çalışır yalanlara, yalan insanlara ve yalan hayatlarına.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Daha önceden e okumuş olduğum bu nefis çalışmanızı bir kez de burada okumaktan büyük keyif aldım... Kaleminizi saygıyla kutluyorum...
Eskiden ele verirdi gözler, eskiden itiraf ederdi. Eskiden kimse, eskiden kimse kaçmazdı. Eskiden sevmeyi bilirdik, eskiden sevmeleri hiç eskitmezdik. Hep muhafazalıydı sevmeler, sevilenler hep kıymetliydi. “Sevdiğim, değerlim, herşeyim, gözbebeğim…”Bütün bunlar eskidendi…Dün gece bir rüya gördüm, eski bir rüya…
Gerçekten eski günleri arıyorum.Eskiden her şey daha farklıydı.Sanırım şimdi hormon her şeyin içine girdi.Yüreğinize sağlık güzel bir çalışma zevkle okudum,saygılar...
Bazen öyle olur ki, acıyı mesken tutar yürekleriniz kendine. Kaçmak istedikçe, gelir elinizi, yüreğinizi tutar ucundan. Ucundan tutar evet, ne korkak yaftasına yakışır elleri, ne de cesurdur yüreği. Tutmadı demeyecek kadar ucundan tutar ellerinizi. Usulca kaçabilmek için, ya da ben hiç gelmedim diyebilmek için
SİZİ OKUMAK ÇOK HOŞ YÜREĞİNİZE SAĞLIK ARKADAŞIM
BEN BU YAZIYI OKUYUNCA 3GÜN ÖNDE KAÇ SAYFA YAZI YAZDIM BİLMİYORUM AMA...
BENİM SEVGİM SANA AĞIR GELİR YAZIM BU OKUNUŞTAN SONRA YAZILMIŞTIR...
FUNDA DEĞERLİ BİR KALEME SAHİP, ÖNEMSENECEK YAZILAR BUNLAR FUNDA YAZAR....
VE BENDEKİ ETKİNLİĞİN BU SATIRLARDA...
SANA KALEM GÜCÜN DAİM OLMASI İÇİN DUACIYIM....
Eski bir rüyaydı... Eskiden gördüklerime benzerdi bu rüya...
Gözlerine bakardım sen bana bakarken.
Utangaç bakışlardı onlar yalansız, riyasız, akan sevginin peşine takılan bakışlardı onlar...
Bir bakmışsın şimdi rüya olmuş...
İnanasım gelmiyor...
Belki de inanmak istemiyor gözlerim ıslak ıslak…
Dudaklarım büzüşmüş sahipsiz bakışları ardına ekleyerek...
Bir riya sezinlermişçesine eski gülüşlerde gözbebeklerim...
Hani mavi hani yeşil hani sahiplendiğim sen bakışı...
Dik, haset dolu geleceğe, hasretin peşinde koşmama sevdası yapışmış yürek denen taşa...
Veya sevda akmış gözlerden geç kalacak sabahlara...
Hani açmak istemezsin gözlerini, hani bakmak istemezsin bir başka göze…
Hani kilitlenmek istersin gecenin zifrinden tana...
Şavkına bakışlarla...
Hesapsız bir yaşam bu sahipsizlik...
Hesapsız bir yaşam bu sahiplenmek seni…
Ve
dökülmek istersin kendini...
Kendine gelircesine...
Sevmek beklenmeyen bir ses belki de...
Son sese derman bırakmayan... Nefessiz bir yaşam ve nefessiz bir
candır arkada kalan...
Mustafa Yılmaz
Yüreğinize kaleminize sağlık tebrikler yürek sesiniz sel olsun:))
Yeşilin yosun tonunda hüzün taşıyan ulakları, benim gözlerim. Sevince başka, ağlayınca başka, sevinince başka bir bakar onlar. Mahçupça kaçar karanlık köşelere, saklanır, hala utanır…Arsızca saldırmaz, arsızca yapışmaz noktalara.
...
bir günaydın sabahında...
çok güzeldi arkadaşım...
sevgiyle kal...öylece...
Eskiden kaçmazdı kimse gözlerin aşka davet tutkusundan...Kimse eğmezdi başını ihanetlere bu kadar kutsalken sevda...Şimdi korkusuna sinmiş acılarımız var yastık altı düşlerimizi besleyen...Belki..Belki rüyama düşen geçmiş değil bir başka rüyadır gerçekliğini ayrımsayamıyacağım kadar uzak...
Sana yorum yapılmıyor Funda.Sadece yansıyanlardır dile getirebildiğim...Sevgiler
başarılı olursun devam
mavi sihir muhteşemsin
Eskidendi adam gibi sevmeler...Şimdiyse yalan ve riya eşlik eder oldu aşka sevdaya.....Yalan aşklarla sarılı dört bir yanımız...Aşk nerde peki?
Sadece masallarda...
Tebrik ederim can dostum..........
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta