Yeşile Uyanan Şehir - I

Ayaz Ata bugünlerde
Yani mart ayı ortalarında
İyice iki ara bir dere durumlarında...

Bir gün bakmışsın
Tas tarak işleri tamamlanmış
Vizeler onaylanmış
Bütün denkler, bavullar, bohçalar hazır
Seninki aportta bekliyor
'Gitti gidiyor, döner mi bilmem' çizgisinde yani.

Ertesi gün...
Haydaa! ... Bu ne hâl?
Hava muhalefetinden dolayı
Bütün seferler iptal! ...
Denkler çözülmüş
Bavullar, bohçalar açılmış
Bizimki yeniden yerleşme hazırlığında
Yayıldıkça yayılmış.

'Baba ne iş? ' diyene
Mutlu, memnun bakıyor
Limonlu ıhlamur kaynatıyor!

Aslında o da
Uzatmaları oynadığının farkında
Bunu bilmesine biliyor
Ama işte al duvaklı köy gelinleri gibi
Baba ocağından ayrılırken
Göstermelik ayak sürüyor.

Yoksa nicedir
Bahçe kuytularındaki
En baba buzlar bile
Çözülme kıvamında
Damla damla eriyor
Saçaklardaki tıpırtılar
Su kanallarına dağlardan inen sular
Şıpır şıpır
Çağıl çağıl
Baharı müjdeliyor.

Çıplak kış ağaçlarının
İncecik dallarında
Güllerin, hatmilerin, karanfillerin
Kat kat tomurcuklarında
Yeşilin zümrüt ucu görünüyor.

Kuşlar zaten ayrı bir âlem
Güneş bir an bulutlardan sıyrılmayagörsün
Minik yürekleri pır pır
Ve gün boyunca bıcır bıcır
Sabahtan akşama kadar
Daldan dala zıplayarak
Aynı şarkıyı söylüyorlar:

'Uyanın heey, uyanın! ..
Dağlar yeşilleniyor!
Ayaz Ata gidiyor
Yeşil bahar geliyor! ..'

('Almatı Ey Almatı' adlı dosyadan)