On beş asır öncesi, bunalmıştı şu beşer
Etmiş idi istila, koca arz’ı türlü şer
Nursuz kalan zeminin, kararınca afakı;
Rahmet olan Resule; elbette ki, iş düşer!
Âmine ‘den doğumun, oldu ins’e bir bayram
Zail oldu ol gece; yeryüzünden türlü gam.
Koysalar da bet tavır, birkaç karga, yarasa;
Az zamanda çok etba; oldu sana tabi, ram.
Yeryüzünün merkezi, mihrap oldu hutbene
Hitap ettin âleme; onu aşkın bir sene.
Bilmeyince kadrini, Mekke de ki, bahtsızlar;
Minber ettin Tabe’yi, tebliğine on sene.
Yükselirdi Sema’ya, mazlumlardan şikâyet
Bitmedeyken insanlık; dedi sana Huda; ”yet! ”
Takdim ettin cihan’a; Kur’an denen tiryak’ı,
Şifa oldu dertlere, getirdiğin hidayet.
Aynı dertten muzdarip, senden ırak cemiyet!
Hakikate bigâne, yine kahir, kemiyet!
Şeriat-ı garra’nı, terk ettik ya sebepsiz,
Layık olduk tokat’a, ödüyoruz biz diyet!
Yarın mevlit kandili, milat etsek şu günü!
İntibaha gelerek, ihya etsek her günü!
Sırf adının anarak, mümkün değil kurtulmak,
Sana tabi olmakta, yeryüzünün düğünü.
Lütfet bize Allah’ım, bu şuuru gayri sen!
Sevdir şanlı Nebi’ni, sevdir onla hayrı sen!
Yetsin artık milletin, dalaletten çektiği,
Rücu ettir hak yola, koyma ondan gayrı sen!
Cihat ŞAHİN
13.02.2011-İZMİR
Kayıt Tarihi : 13.2.2011 15:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!