Kırmızı elbiseni giydin usulca
Kısa, pudralı bir ayna reveransı
Rimelin aktı yanağından, çocukluğuna karıştı
Yürüdün, yürüdün; bir daha yürüdün
Adımların hızlandı; tak, tak, tak, tak
Önce saçlarını savurdun vitrinin tozlu camına
Sonra karşı kaldırımdan yıldız gibi kayarak
Şehrin ışıklarına karıştın
-Pencerenin önüne çiçekler dizilmiş, pencere tamamlandı işte
-Ben ise bir eksik, bir noksan
Ay iniverdi geceye bulutların gerisinden
Çiçekçilerin ışığı yanıyor renk renk
İki bardak demli çay koydum hiç olmamış bize
Bir tren şarkı söylüyor rayların üstünde
Belli ki mutluluk götürüyor vagon vagon Mersin’e
Bardağı tutan elim belini en çok bu anda hatırlıyor
Bardağı kavrayan parmaklarım saçlarını en çok bu anda anımsıyor
Ve daha bilmem neleri neleri
-İki kuş dala kondu, dal tamamlandı işte
-Ben ise bir eksik, bir noksan.
Ne iyi olurdu seninle ah bir oturabilsek
Şuradan buradan konuşabilsek
En çok Perşembe günü kokan zamanlarda
Yıldızların örgü ördüğü akşam
Yelek diye sırtına geçirmek istediğim
Ihlamur kokulu güzel ellerin
Ekmeğin buğusuydu bana gözlerin
Sıcak sıcak kalbime tüten
-Bir uçurtma süzüldü göğe, gökyüzü tamamlandı işte
-Ben ise bir eksik, bir noksan
-Yerle yeksan
Kayıt Tarihi : 12.10.2020 20:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!