Şair duruşu diye bir şey var mı?
Varsa nedir?
Bu konuda fikir bildirmeye hakkımız var mı?
Yetkinliğimizin sınırları nereye kadar uzanır?
Bu soruları yanıtlamak hiç de kolay değil, çünkü yukarıdaki soru cümlelerinin algılanışı kişiye göre değişir. Yanıtlar tamamen öznel olup şairin duruş kavramını nasıl tanımladığı ile doğrudan ilgilidir. Birisi çıkıp, “Şair duruşu diye bir şey yoktur” da diyebilir pekâlâ. Bu duruşun - eğer varsa - tarihsel süreç içerisindeki dönemsel gerçekliklere ve akımlara göre değişim gösterdiğini iddia edebilir ya da “Edebiyat dünyasında şair olarak tanımlanmamış kişiler bu konuda görüş bildirmemeli” de diyebilir. Hal böyle olunca, “şair duruşu” ancak kişisel pencerelerden bakılarak; “olmazsa olmaz” sayılacak, en azından evrensel ölçekte kabul görme olasılığı yüksek bazı özellikler sıralanarak açıklanabilir.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Hakikat sürekli olarak kendini yeniler. İnsan bu yenilenmeyi doğru yoldan yapmazsa, yaradılış onu zıt yoldan yapar. Tırmandığını unuttunsa öyle duracağına düş ve yeniden tırman; durmaktan daha iyi bu. Ot gibi var olacağına öl ve yeniden diril.
Şair (duruşunun/duramayışının) bir de sezai karakoç dilinde anlatımı bulunsun istedik kıymetli tahriratınızın eşliğinde....
Parmaklarınızın klavye üzerinde (duruşuna/duramayışına) tebrikler diyorum bu vesileyle...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta