Aynur Uluç - Yeraltı Dizeleri Şiiri - An ...

Aynur Uluç
498

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

“Bir kazıda yeraltından şiirler çıksa ne olur” sorusu takıldı birden aklıma. Bu soruda insanı farklı boyutlardan bakmaya iten bir yan var sanki. Zamana asılmaktan zamanı ısırmaya kadar genişleyen bir parantez soru olabilir pekalâ bu. Benim bir faraziye gibi sorduğum bu soru, elbette gerçekdışı bir soru değil aslında. Eski dönem şiirlerinin bugün bize değdiği noktalar üzerinden giderek daha somut koşullarda da yaklaşabiliriz konuya. Daha eğlenceli bir şekil olarak kabul edeceksek bir şiirin aniden yok olup, belli bir dönem sonra ortaya çıkıverdiği oyunu üzerinden de sürdürebiliriz yazıyı. Ki bu yaklaşım William Blake’in de aklına gelmiş. Bugün yazılmış bir şiir, yüzyıl sonra yeraltından çıksa okuyanlarda nasıl etki yapar diye düşünüp, bazı şiirlerini bakır levhalara kazıyarak toprağa gömmüş. O devirde çılgın gözüyle bakılan şair bugün en ilginç beyinlerden birisi olarak kabul ediliyor. Kendisi hippilerin ilâhı, şiirleri şarkı oluyor. Ancak bu yazıdaki konumuz Blake olmadığı için ben yine faraziye şeklinde düşünmeye devam ederek soruma döneyim.

Tarihin ilk aşk şarkısıyla buluştuğunda insanlık ne düşünmüştü acaba? Bunu bilebilmek pek mümkün olamayabilir. Ancak tahminler yürütebiliriz. Okuyucunun kendi okumasını yapıp kendi gözlemlerini oluşturabilmesi için, yazılı tarihin ilk aşk şarkısı olarak geçen şu sözleri araya almak belki de en iyisi.

Güvey, canımın içi,
Gönül açar güzelliğin, bal gibi tatlı,
Aslan, canımın içi,

Tamamını Oku