Sözcüğe dökülemeyenin al basmış çığlığıyım
Nedense hep göze gelir dişe dokunmaz yanım
Kahkahalara duyarlı bir benin alışıldık zırhı
Tabutu elverişlinin ölçüsüz ıraksılığıyla kalakalırım
Karın tokluğuna bir yazı değil belki bu
Ama karnı sırtında da kaldırılabilir değil
Akledenlerin el verdiği hengam
Tımarhanedeki danışmadan farksız
Hünerli ellerle yıkılmanın ne demekliğinin
Uzmanlık dallarıyla kaim oluşu gibi
Sınırlarımdan taviz vermenin
Asırlık serüveni gizliyken omuzlarımda
Fazla açılma diye bir sesle irkilmek de var
Ve çekilmek anlaşılmayan doğal sınırlara
Salt azınlığın zafer çığlıklarıyla ilan etmek
Otuz iki farzca bellemek rakama takılmadan
Her muştu bir muşta gibi çarparken yüzüme
Hepimiz bevleviyiz çığlığı yükseledurur
Okunur belki ezandan
Rahatsız olanın selası rahatsız edici bir tonda
Ölüler kendilerini selalara yakıştıramaz
Belli ki kalplerinin tuş kilidi desenli zevat
Anlam veremez yüreğin dokunmatik duyarlılığına
Gelişimi natamam çocuklar geçer önümden
Kohlberg doğrusal bir tablo umdu ama beyhude
Küresel bir kişilik sekmesiyle mülakiyken dünya
O sekme ne hikmetse kapanmaz
Görev yöneticisi başarıya karşı aşağılık duygusuna kapılmıştır
Tableti oraldan değil damardan alan çocuklardır söz konusu
Titr’e ve kendine gel
Asıl buyruk buymuş otuzüç yılda anca bellediğim
Neyin sükutu ya da iskatıydı kelimeler
Yoksa birilerinin alimliğine vermemizde miydi
Kendimize art bölgeler ihdas edişimiz
Bilgi ve belgeyi yönetmek denli absürttü
Tanımlanabilir olan ne varsa
Cümle içinde kullanılan cümle dışı bir unsurum
Türk Edebiyatı, Eylül,2021
Kayıt Tarihi : 11.2.2025 14:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!