İmbatların öptüğü kımıl kımıl yaprakta
Yeşilin her türünü kucaklayan toprakta
Beyaza dönüşürken mavinin al yanağı
Seninle dolar taşar yüreğimin çanağı
Sahile doğru gelen her dalgada ben varım
Bir zerre de olsam seni tümce yaşarım
Köpük köpük suların üstünde bir sisim ben
Her yerinde duyulan sevda dolu sesim ben
Bazen bir güvercin kanadında tüy gibi
Bazen de burçlarında gergin duran yay gibi
Fatih'in kaftanında bir sedef düğmeyim ben
Senin ak alnındaki silinmez döğmeyim ben
O koca varlığında bir küçücük taş gibi
Boğaz'ın sularında bir damlacık yaş gibi
Belki de şu teknede balıkçı mangalıyım
Hisarların en eski tozlanmış mazgalıyım
Bir yosunum takılan balıkçının ağına
Dünya seninle girdi en ışıklı çağına
Kubbelerden yükselen bir ilahi sesim ben
Erken sabahlarında duyulan nefesim ben
Bir mavnayım rıhtımda belki de bir çiviyim
Şu karşı tepedeki bir fakirin eviyim
Bazen bir martı olur denizinde uçarım
Bazen bir çiçek gibi yüreğinde açarım
Bu büyükçe tutkunun ilki de sonu da sen
Ben içine işlenmiş yeni bir benim ben
Bir köşesi cennete değişilmez İstanbul
Vuslatının tadına erişilmez İstanbul
Kayıt Tarihi : 9.4.2006 18:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Vuslatının tadına erişilmez İstanbul
Abdullah Akay
hiç görmedim istanbul u ama sanırım dediğiniz gibi olmalı kaleminize tebrikler size saygılar gerçekten okunası güzel bir şiir
TÜM YORUMLAR (4)