Attığın her çığlık
Bir şizofrenin
Günlüğüne not oluyordu
Aleyhine delil malzeme
Sağır ve dilsizdik o günlerde
Senaryolu kabus filmler
Uyanıyordu geceler boyu
Ve bir pazılın son karesinde
Bir dostu
Bir kardeşi
Bir sevgiliyi
Bir yoldaşı kaybettiğimizin
İşbirlikçisi olduğumuzu anlıyorduk
Her sessizliğimizde
‘’Nerdesin’’ diye bağırırken
Çok geçti
Çok geçti direncine destan
İnsanların da ‘’insan’’ olduğunu
Anlamaya
Ne kadar kolaymış
Anlamamaya çalışmak
Anlamaksa
Geç kalınmış zamanlarda
Ne kadar anlamsız
Yazmak vicdan işimi
Kırılası kalem
Sızlayan burnumun direği
Sayamadığım damlalar
Vicdan mı şimdi
Dağları aşan sel gibi
Yanaklarımı yıkayan
Belki arkandan sürüklenişim
Böyle başlamak her güne
Fırtınalı sabahlar gibi
Kendimi kandırmak
Bir kabustan uyanmak
Ellerine bir kap su dökebilmek
Yıkamak için
Beynine sıçrayan kan pıhtılarını
Ayaklarının ucunda sessizce
Terk ettin
En güzel savunmasıydı
Susma hakkı
Sonsuza dek sustun tüm sorulara
Şimdi çocuklarını büyütüyor
Babasız büyüdüğün
Cevapsız sorularla dolu
Uğruna ölünesi sokaklar
Ve senin türkünü söylüyor
Milyonlar
Artık her yer
Deniz ve göl manzaralı
Ölüm sessizliğinde
Günlüklerim iltica hüzünlerle okunuyor
Bu günlerde
Uzadıkça büyüyen bir özlemdir
Kalbimde unuttuğun gül.
Çiçekler ektim onur tarlama
Güneşi avuçladım
Umut yeşersin yeniden
Çocukların ana rahmine düştüğü
Her gün
Yeniden kuş uçuracağım
Sevdaya ve barışa dair.
Kayıt Tarihi : 28.1.2007 21:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hrant Dink'e - Cemal ATAŞ' a ve tüm kaybettiklerimize
TÜM YORUMLAR (4)