Yeniden bende filizlenir Sen-2

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Yeniden bende filizlenir Sen-2

Nefretine bağışlanan fotoğraflar kardeşti gidişlerin. emek sevdaya gezer semazen..Dönerken kendi etrafında hep sen demek aklanan hayata. Hep dönmek asil olan kendi dairesin çizer.
Bitik sevdaların mil tuzaklarında uzağa düşmüş bir tortunun gezginlerine
Ram olmak ne kadar zor bilir misin? Bugün senli ayyaş bir soluğun izini
Sürdüm. Bindim arabaya senle üç yıl gittiğimiz bütün yolları gezdim. Seninle ilk kaldığımız evin önünde park ettim, baktım son katı beni bekliyor gibi duruyordu her şeyin. Rengini kırık sokak lambasına veren gözlerin geldi aklıma.Yukardan gelişimi izlerken ışıldayan gözlerinin
koyu sevgisi sıralandı.Demek diğer noktayı özlemek için yaşanılanlara anı olmak gerek.Semazen gibi dönmek,hataların sorgularında.İki aşk arasında gönüllere yağmur yağdırmak. Pervaneliğinde senin kelebek oluşun, minnacık özlemlerinle uçuşun aklıma geldi.Gülken soldurmadım,lale oldun başka baharların harında Solan Soloski oldum bende.Sensizliğin toplu mezarlığında dua okudum içimdeki cesedine.Kurşunladığım kalbindeki iki mermeyi çıkardım, bir başka güzel belki nakışlar da bir ömür boynumda taşırım Hüsransu…
Dünya durulanmış gidişlerimize, gün suskun, gece uykusuz, güneş ayıplarımızın üstüne açmıyor,ay hep hilal halinde lal sana.Cennetindeki Kevserler yüreğimde akıyor,kirlenmiş arzu gömleklerimi yıkıuyorum.Bulaşmış rujlar çıkmıyor,bildiğin affedici bir deterjan var mı? Ya da uzat ellerini her şey öyle temizleniyor yenilenmiş özlemlerimizde.Gel yıka beni,senden.
Ol güllerden seni yaşadım,kendimi katmadım saflığın,meleksi hallerinin katmanlarına.Temiz dünyanın açlıklarında biraz sende dişi bir kurt gibi gezinmeseydin, belki hiç ulumayacaktım başka tenlerin sislerinde.
Rabia'yla dilencilik yap, cennetteki huriler ilan vermiş, sensizliğin bitmesi için.Zebaniler her an beni esrik tuzaklara yem ediyorlar,biraz kurtçuk oluyor zevklerim.Kendimden yiyiyorum açımasız hayatın hasrını bilmediğim anlarına.

-Pervaneyim ,peri olarak dolandın,ulandın kanatlarıma.Yaralarımın ferinde fevkin her şeye değerdi. Yarelerim kanadıkça, kanadın benle.Susmanın uzağında sustun kaldın...Demirden menziller sıraladın,mevzimi sormadın, içimdeki erimiş özlemlerin lav olduğunu, yarın sana volkanik bir geliş olacağımı bilmelisin.
Gidip kaçmalar, uzak kalmalarda da çare yok, gölgesiz aşklara sal beni.Sevenlerin gittiği,uğradığı tek dağ vardı, onu da Ferhat deldi.Şimdi hangi dağ beni taşır sana,hangi balta deler ki Ferhat’ın aşkına ders veren yüceltilmiş aşkımızı.Ferhatlar da değişti, bir ben değişmedim.İçimdeki bütün kayıpları, ihanetleri,kırık dökükleri formatladım.
Belleğimde senden başka bilenen belge yok,çok yer kaplıyorsun,ağır çalışıyor bilgisayarım.
'Klasik' bir 'zılgıt' oldu sana bağırışım.Ağ bağlantım hızlı,ney kudümlerim içli.
Senden bir ses çalınır ney-lerimden. Bir ses alır beni benden .
-Olsun sen yine de çal beni gönderilme do-re – mi-sinden.Aşk Yollarımızın üzerine, Kavuşma reklamı yazmışlar,Anlatılmış bir özün buluşma fotoğrafının altında ''özgürlük iç-imizde'' bir aşktır.Bir özden çıkışa sesleniştir.Biraz sana özetleniştir bekleyişim.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 1.7.2009 18:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan