Yanlış otobüse bindim
Ama yine de Taksim’e geldim
Yanlıştı ama yalan söylemedim şoföre
O da çok durmadı üzerinde, ilerledi
Eski binalar gördüm yine
Geçen haftadan daha eski
Yarından yeni
Şimdi kadar eski
Eski ya da yeni, ama kesinlikle çirkin
O çirkinliklere sinmiş televizyon anılarım olmasa
Televizyondan izlediğim İstanbul hayat kareleri yani
Kitap okurdum herhalde
Ayaktaydım ama yine de vız gelirdi bana ani frenler, manevralar
Televizyon kurtardı kitabı, yorulmadı taş kafama anlatmak için hikâyesini
Ne de uzun bir görev vermiş Orhan, yazık
Urban’a kestirmeden çıktığım köşeyi fark etmeden kısa süre önce bir çift koltuk boşaldı
Ama yine de çok kapılmadım kıçımın keyfine
Hava sıcaktı, otobüse binerken
Üşüdüm ve hızlı yürüdüm Urban’a
Dışarıda oturmak hayalim uçtu
Herkes içerideydi ama ne kadar olabilirdi ki herkes, benden eksik
Kekikli zeytinyağına ilk kez ekmek bandığımı anladı garson
Kirlenen servis kâğıdına o da aldırmadı ben de
Pizzaya yer kalmadı pisboğazlığımdan
Son iki dilimi zoraki yedim
Çay, su, sigara, kitaba acımasız sorular
Yetmedi, tarih dergisi
İlk kölelik karşıtı ayaklanmasını okudum
Bergamalı Aristokinus’un
Kapadokya Krallığı’nı merak ettim
Bütün hafta kaç Mezopotamya kelimesi okuduğumu hesapladım
Hala ayrı bir ülkeydi Trakya ise
Gözümde Çingenelerin alabildiğine yayıldığı ovalar canlandı
Dönmedim Anadolu’ya
Gitmesini istedim herkesin
Benden eksik.
Kayıt Tarihi : 21.2.2010 00:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!