Yeni şiir ekle satır aralarına
Boşluk bırakan yan yana noktalar
İki parantez arası alıntı
Soru işaretli yeni kayıt sevgili
Kelime olmalı satır aralarına
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Devamını Oku
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
PENCEREDEKİ KADIN
Terk edilmiş viran evde
Oturur yalnız, pencerenin önünde,
Kırık dökük, duvarların arkasında ne sırlar gizli,
İsyan dolu gündüzleri kâbus olan, gecelerin,
Yalnız bir kadın bakar buğulanmış pencerede.
Halinden belli hayatın izleri var yüzünde,
Boş gözle bakar kırık yıkık duvarların
Buğulanmış pencerenin önünde,
Eski bir dosta rastladım sordum sebebi nedir diye.
Yılar önce bir vefasıza âşık olmuş,
Terk edip gitmiş yaban ele,
Seneler geçmiş unutamamış,
Bir gün hatasını anlar gelir diye.
Viran olmuş Duvarların,
Buğulanmış pencerenin önünde,
Hayalinle yaşarım boş pencerenin önünde.
Bir yabancı olmuşum kendime,
Acır dururum çünkü o benim eller güler halime,
Ne olur gel beni sensizliğe terk etme gel…
Şair araştırmacı yazar ( Ramazan Hoş )
AYNADAKİ YÜZ
Bir yabancı bir başkası
Gezer durur aynı ayak iziyle,
Yeri yurdu bir
Aynı adres aynı telefon var elinde,
Bir yabancı bir başkası olmuşum
Kendi kendime,
Aynalar gerçekse
Ben neredeyim fotoğraftaki yüz nerde.
Hayallerim umutlarım,
Bir hiçimiydi yaşadıklarım,
Ben neredeyim fotoğraftaki yüz nerde,
Ben neredeyim dostlarım nerde,
Bir yabancı bir başkası olmuşuz.
Beraber yaşadığımız anılara bile,
Bir hayal dünyasında yaşıyoruz,
Bir maziye bak, birde albümlere
Bir yabancı bir başkası olmuşuz.
Ben neredeyim fotoğraftaki yüz nerde,
Korkuyorum ateş düştü,
Aynadaki bana bakan yüze…
Şair araştırmacı yazar ( Ramazan Hoş )
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi,
Yaşadığı asırda bir örneği bulunmaz unvanı vardı,
Cemiyetin imanını kurtarmak için dünyasını harcadı,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.
Harp meydanlarında, esaret zindanlarında,
Memleket hapishanelerinde, mahkemelerde,
Görmediği ceza, çekmediği eza kalmadı,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.
Divanı harplerde cani gibi yargılandı,
Bir serseri gibi diyar diyar sürgüne yollandı,
Zindanlara atıldı, vücuduna defalarca zehir yapıldı,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.
Bir kış mevsimiydi Afyon’da,
Altmış kişilik koğuşta tek başına,
Zemin buz, camlar kırık, sızan kar koğuşta,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.
Bir köşeye yaslanmıştı, bir yiğit ihtiyar,
Abdest alınacak sular donmuş oturacak yer yok,
İnsanların imanını kurtarmaktan başka derdi de yok,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.
Hayatın son demleriydi Isparta’da
Hazreti İbrahim (as) ı gördü rüyasında,
Urfa’ya çağırıyordu çilekeş dostunu,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.
Davete icabet etti, yerleşti Urfa’da İpek Palasa,
O Zat’ın Hakk’a kavuştuğu son nokta
Kadir Gecesi 23 Martta,
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.
Arkasından bıraktığı dünya mirası,
Bir çift lastik dört adet sefer tası,
Bir adet çinko tencere, bir küçük çaydanlık,
Bir eski gömlek, bir sarık, bir adet kırık gözlük,
Ve milyonlarca seveni…
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi.
Bir yiğit vardı, yaşarken hiç gülmedi…
Yazan / Mustafa Caymaz
Sözü olan kuşlar oteli
Kanat dili alacaklı
İlmiğe geçirilmiş uçuşlar
Cesaret ister
Yeni şiir ekle vur yüreğinin hançerini sevgiye
Kansız kelimeler uçsun ....final vurucuydu..saygılar
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta