Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağzım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...
Kayıt Tarihi : 21.2.2001 16:12:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Her gün bir yere konmak ne güzel:
Sürekli hareket halinde olmanın ve yeni yerler keşfetmenin güzelliğini ifade ediyor. Hayatın durağan olmaması gerektiğini, sürekli değişim ve yeniliklerle dolu olması gerektiğini söylüyor.
Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş!:
Burada, suyun akışıyla benzetme yapılıyor. Su, durgunlaştığında bulanır ve donar. Aynı şekilde, insan ve millette de durağanlaştığında ve değişime kapandığında, hayatı bulanık ve donuk hale gelir. Rumi, akışkan ve değişime açık olmanın önemini vurguluyor.
Dünle beraber gitti cancağzım,
Ne kadar söz varsa düne ait:
Bu dizelerde, geçmişin artık geride kaldığını ve geçmişe ait her şeyin de onunla birlikte gitmesi gerektiğini ifade ediyor. Geçmişte yaşananlar, söylenenler kırgınlıklar artık geride kalmalı ve bugüne odaklanılmalı.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...:
Yenilik ve değişim çağrısı yapıyor. Geçmişin yüklerinden kurtulup, yeni fikirler, yeni sözler ve yeni başlangıçlar yapmanın önemini vurguluyor.
Rumi'nin bu şiiri hayatın sürekli bir değişim ve yenilenme süreci olduğunu hatırlatıyor. Çağın gerisinde kalmamak için Atatürk'le ileri...Kıyamete kadar ancak böyle özgür yaşana bilinir....
Mevlevîlik, cahillerin eline düştüğünden, bunlar ney’i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmaya, dönmeye başlamışlar. İbadete, İslam dininin yasak ettiği çirkin şeyler karıştırmışlardır. Hazret-i Mevlana, bırakın ney çalmayı, oynayıp dönmeyi, yüksek sesle zikir bile yapmadı. Nitekim Mesnevî’sinde diyor ki:
Pes zî cân kün, vasl-ı Canan-râ taleb
Bî leb-ü gâm mîgû nâm-ı rab.
Manası şudur:
O halde, Canana kavuşmayı, cân-u gönülden iste
Dudağını oynatmadan, Rabbinin ismini kalbinden söyle.
Bugün, bu tasavvuf üstadının türbesine sonradan konan çalgı âletlerini görenler, işin gerçeğini bilmeyenler, bu mübarek zatın çalgı çaldığını, bu aletlerin onun olduğunu zannetmektedirler. O hakikat güneşini yakından tanıyanlar, bunlara elbette itibar etmez. Zaten bu büyükler, şüpheli şeylerden kaçtıkları gibi, mubahları bile sınırlı ve ölçülü kullanmışlardır.
Deli şeyler söylemek lazım
TÜM YORUMLAR (12)