Yeni Ortadoğu ve Dünya Projesi ve Türkiy ...

Yeni Ortadoğu ve Dünya Projesi ve Türkiye'ye Biçilen Rol (5)

KURAN-I KERİM’DE YECÜC VE MECÜC

KEHF SURESİ
(18/69.Sure)

1- Hamd o Allah’a ki, kuluna Kitap’ı, kendisine hiçbir eğiklik ve çelişme yapmaksızın indirdi.
2- Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu. Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik ameller sergileyen müminlere, kendilerine güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın…(Mümin İnsanlar: Bütün Dünya ve Kâinat için yararlar ve faydalar üretmekte yarışan; dürüstlük ve doğruluğu her konuda düstur edilmiş; Allah’a, Peygamberlerine, Kitaplarına, yaptıklarımızdan ve ettiklerimizden sorumlu olduğumuza ve hesap vereceğimize; Edilgen olmayan etkin bir kaderin varlığına inanan; Hakkaniyetle çalışmanın en büyük ibadet olduğunu bilerek çok çalışan; İçi-dışı temiz insanlardır.
Gerçek Müslümanlık mümin olmak için en güzel ve en doğru yoldur. Bu nedenle dini metinler yorumlanırken su istimal edilmemelidir. Dinimiz kuru sembollere, giysi, sakal-bıyık, türban takıntılarına dönüştürülmemelidir. Bilimsel verilerle, pozitif bilimlerin ışığı altında, akılcılıktan uzaklaşmadan Kuran yorumlanmalıdır.
3- Onlar, o hal üzere sonsuza dek kalıcıdırlar.(Müminlik mertebesine ulaşan insanlar için sıkıntılar ve olumsuzluklar son bulacak, huzur ve mutlulukları daim olacak.)
4- Ve “Allah bir çocuk edindi” diyenleri uyarsın diye indirdi onu.(Kuran-ı Kerimin en baştaki gönderiliş nedeninin, Hıristiyanlıkta İsa Peygamberin makamında ki, algılanma bozukluğunun, giderilmesi için olduğu belirtiliyor.)
5- …Onlar bir yalandan başka şey söylemiyorlar.(Kur-an’da Hz. İsa’nın bir insan ve peygamber olduğu belirtiliyor.)
7- Biz, yeryüzündeki şeyleri ona süs yaptık ki insanları, içlerinden hangisi amel yönünden daha güzeldir diye imtihan edelim.(Dünyanın güzellikleri ve nimetlerinin hepsi insanlar için birer imtihan aracıdır.)
8- Ve şu bir gerçektir ki biz, yeryüzündeki her şeyi bir kuru toprak haline elbette getireceğiz.(Küresel ısınma ile beraber, yaklaşmakta olan, yaşanılacak çölleşme dile getirilmiştir.)
9- Yoksa sen o Ashab-ı Kehf’i, mağara ve kitabe yaranını, bizim ayetlerimizden, hayrete düşüren bir tanesi mi sandın? (Çölleşme ve olumsuz hayat koşulları insanları yeniden en başta sıcaktan kaçmak için mağaralarda yaşamaya zorlayabilir. Özellikle mümin sıfatına sahip insanlardan oluşmuş böyle bir topluluğunda var olacağına işaret ediliyor.)
10- ….O yiğit gençler …………..(Yiğit:Yüreğiyle,Beyniyle,Bedeniyle güçlü, yararlı,faydalı iyi niyetli Kadınlar ve Erkekler demektir.)
11- Bunun üzerine birçok yıl boyunca mağarada onların kulakları üzerine ağırlık vurduk.(Mağara Yaranlarının, uyutularak Kıyamet sürecini atlatmaları sağlanacak. Onlar kıyamette korunacak olanlardır. Onlar şu ya da bu milletten değil, her milletten mümin insanların, seçilecek olanlarıdır.)
12- Sonra onları dirilttik ki,(Kıyamet süreci sona erip dünya temizlendikten sonra uyandırılacaklar. Tıpkı kış uykusundan uyanan canlılar gibi.) 13-…onlar, Rablerine iman etmiş bir yiğitler gurubuydu. …
14.Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. …(Bu uzun uyku döneminde canlı kalmaları dış desteklerle sağlanacak.)
16- ”Mademki onlardan ve Allah dışındaki taptıklarından yüz çevirip kenara çekildiniz, hadi mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden bir nasip yaysın ve işinizde size kolaylık ve başarı sağlasın”.(Hatalarından samimi olarak pişman olanların bir kısmı da bu dayanaklığı mağaralarda muhafaza edilerek yaşatılacak.)
17- Güneşi görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah’ın mucizelerindendir. Allah’ın Kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. …(Bu olayın yaşanacak olduğu mağara/mağaraların Dünya haritası üzerinde ki coğrafi yönü ifade ediliyor. Güneydoğu?)
18- Sen onları uyanıktırlar sanırsın; oysaki onlar uykudadırlar. Onları sağ tarafa da sol tarafa da çeviririz. Köpekleri de iki kolunu girişe uzatıp yaymıştır. …(Metabolizmalarının sıfıra yakın tutulduğu,derin bir uyku hali içinde muhafaza edilecekler..)
19- …Onları dirilttik ki, birbirine sorup dursunlar. “Ne kadar durdunuz? ” Dediler: “Bir gün yahut günün bir parçası kadar.” …(Diriltmek burada uyandırmak anlamında kullanılmıştır. Uykuda geçen sürelerini algılayamayacaklardır. Tıpkı Anestezi ile uyutulup ameliyat edilen insanlar gibi, hafızalarında bir kayıt olmayacaktır. Kaç yıl uyuduklarını tahmin edemeyeceklerdir.)
22-. … Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. …”Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır.” …(Bu yiğitlerin sayısı ve bu olayın gerçekleşeceği yer hakkında gerçek bilgiyi tam olarak kimse bilemez..)
23- Hiçbir şey için, “ ben bunu kesinlikle yarın yapacağım” deme.(Hiçbir konuda büyük konuşmamak gerektiği; her zaman çok küçük de olsa, olayların gidişini değiştirecek olasılıkların mevcut olabileceği ihtimalinin, göz ardı edilmemesi gerektiği belirtiliyor.)
24- ”Allah dilerse” şeklinde söyleyebilirsin. Unuttuğunda, Rabbini an. Ve de: Umarım ki Rabbim beni, bundan daha yakın bir zamanda başarıya/aydınlığa ulaştırır.”(Dua ederek isteklerimizin gerçekleşmesi için sadece Allahtan yardım dilememiz tembihleniyor. Sacret kitabında da aynen bu felsefe, sanki yeni icat edilmiş bir mucizeymiş gibi anlatılarak,,milyarlarca dolar servet ediniliyor.)
25- Onlar, onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar; dokuz da ilave ettiler.(Kıyamet sürecinde, kadınlı erkekli mümin yiğitler, 309 yıl gibi bir süre mağaralarda muhafaza ediliyor. Bunlar dünyada ki insanlığın devamı için seçileceklerdir.)
26- De ki: “Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. O’nun elindedir göklerin ve yerin gaybı. Ne güzel görendir O, Ne güzel işitendir. Onların, O’ndan Başka bir dostları da yoktur. Ve O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.”
27- Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. O’nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kudret yoktur. …(Kuran’da anlatılanların mutlak baki olacağı ifade ediliyor.)
29-. … Biz, zalimler için öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı/duvarı/dumanı onları çepeçevre kuşatmıştır. … (Ateş: Kötülüğü seçenlere uygulanacak her türlü yakıcı kavurucu ceza)
30- İman edip barışa yönelik ameller sergileyenlere gelince, kuşkusuz ki biz, güzel iş yapanların ödülünü yitirmeyeceğiz.(Dünyada gerçekten barışı isteyenlerle, savaşı isteyenler birbirine artık çok kolay karıştırılıyor. Bugün dünyanın gücünü elinde bulunduran güya süper güçler, barışçıl reklâmlarla kitleleri kandırıp, aslında savaşı herkesten çok istediklerini kolaylıkla gizlemeyi başarıyorlar. Eğitimsiz, kendini, dinini ve ne yapmak istediğini doğru anlayamamış insan sürüleri ise, süper güçlerin oyunları ile terörist, savaşçı, katliamcı, birbirine düşmüş, cani pozisyonlarına düşürtülüyorlar. Dünyada ki Medyanın tamamına yakınının Siyonistlerin, Sömürgecilerin ve İşbirlikçilerinin elinde olması da dünya insanını kör etmeye yetebilmektedir.)
31-. … And cennetleri vardır. Orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil giysiler giyip koltuklar üzerine kurulacaklar. … (Kıyametten sonra temizlenen dünyanın yeşil, güzel, yaşamaya el verişli cennet bölgelerinde, doğru ve dürüst insanlar, suni olanlardan arınmış, doğal ve güzel bir yaşam sürdürecekler.)
37-. … “Sen, seni topraktan, sonra meniden yaratıp sonrada bir adam olarak biçimlendiren kudrete nankörlük mü ettin? ” (Darwin’den yüzyıllarca önce evrimin ilk anlatıldığı kitap dır Kuran.Kuran’da ilave olarak ruhsal evrim de anlatılmıştır.)
43- Allah dışında kendisine yardım edecek bir topluluğu da çıkmadı. Kendi kendini de kurtaramadı.(Bu gün Tanrı yerine konulup, nerede secde edilen süper güçlerin, hükmünün sona ereceği ifade ediliyor.)
44- İşte böyle bir durumda, dostluk ve koruma, hak olan Allah’tandır. … (Gerçekte sığınılacak tek koruyucu Allah’tır. Yardımı ve korumayı da, dualarımızla, sadece Allah’tan istememiz ve beklememiz lazımdır.)
45- O suyu gökten indirdik. Yerin bitkisi onunla karıştı. Derken o bitki, rüzgârın savurduğu çöp kırıntısı haline geliverdi. … (Tabiattaki döngü anlatılıyor.)
46- Mal ve oğullar, şu iğreti dünya hayatının süsüdür. Barışa yönelik kalıcı amellerse, Rabbin katında sevapça da üstündür, beklenti bakımından da.(Bu dünyaya ait her şey bu dünyada kalır. Gerçek zenginlik ise yaptığımız iyilikler, faydalar, kazandığımız sevaplardır.)
47- Gün olur, dağları yürütürüz. Yeryüzünü çırılçıplak görürsün. İnsanları huzurumuzda toplamış, içlerinden hiçbirini hesap dışı bırakmamışızdır.(Kıyametin gerçekleşeceği ve herkesin yapıp ettiklerinden bir şekilde hesap vereceği kesindir.)
49- Kitap ortaya konulmuştur. Günahkârların, onun içindekilerden korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: “Vay başımıza! Ne biçim kitap bu! Ne küçük bırakılmış ne büyük. Hepsini sayıp dökmüş! ” Yapıp ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmiyor.(Her kötülük bumerang gibi dönüp dolaşıp sahibini bulacaktır. Bu evrensel bir kanun olarak Kur-an’da belirtilmiştir.)
50- … Meleklere, “Âdem’e secde edin” demiştik de iblis dışında hepsi secde etmişti. İblis, cinlerdendi… Şimdi siz, Beni bırakıp da onu ve onun soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Hem de onlar sizin düşmanınızken. Zalimler için ne kötü bir değiştirmedir bu! (Mümin insan yaratıkların en mükemmelidir. Fesatı ve kötülüğü seçen, yanlışta ısrar eden insanlar, yaratılışlarında ki ve özlerinde ki mükemmeliyetten hızla uzaklaşıp, değer kaybederler.)
54- Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.(Her şey apaçık ortada iken bile insan ne görmek isterse onu görüyor. Anlatılan her şey karşımızda ki insanın anlamak istediği şekilde anlaşılıyor. Çoğunlukla da bu şekilde doğrulardan, gerçeklerden sapılıyor.)
56- Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderiyoruz. Küfre sapanlar ise batıla onunla hakkı kaydırmak için uğraşıyorlar. Onlar, ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler.(Peygamberler insanları bilgilendirmekle görevlendirilmiş, içimizden seçilmiş insanlardır. Maalesef dini öğretileri değiştirip, anlamlarını çıkar ve menfaatlerine göre yorumlayıp, batıl ve iptidai uygulamaları din diye yutturmaya çalışan, rant aracı haline getiren insan müsvetteleriyle dolmuştur dünya.)
83- Sana Zülkarneyn’den de sorarlar. De ki: “Size ondan bir hatıra okuyacağım.”(Önemli olanın Zülkarneyn’nin kim ya da kimler olduğu değil, yaptığı işler olduğu vurgulanıyor.)
84- Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona her şeyden bir sebep verdik.
85- O da bir sebebi izledi.(84. ve 85. ayetlerde Zükarneyn’nin sebep sonuç ilişkisi dâhilinde görevlendirildiğini, yani mantar gibi ortaya çıkmayacağı bildiriliyor.)
86- Nihayet, güneşin battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu.(Kara balçıklı göze: Galaksimize yakın bir kara delik veya batılı olarak adlandırılan ülkeler olma ihtimali içermektedir.) Onun yanında birde kavim buldu. Dedik ki: “Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın.”
87- Dedi: “Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek, O da onu görülmemiş bir azaba çeker.” (Zülkaryneyn gittiği bu yerde, ne ceza, ne yardım, hiçbir müdahalede bulunmuyor; onları Allah’ın takdirine bırakıyor.)
88- ”İman edip barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, Buyruğumuzdan, Kolay olanı söyleyeceğiz.”
89- Sonra bir sebebi daha izledi. (Zülkarneyn yoluna ve görevine devam edecek.)
90- Bir süre sonra, güneşin doğduğu yere varınca onu, güneşe karşı kendilerine siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu. (İki güneşe sahip, gecesi olmayan bir gezegen veya dünyanın doğulu olarak adlandırılan ülkelerini ifade ediliyor olabilir.)
91- İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık. (Simyacı romanında ki simyacı gibi kömürden elmas, tenekeden altın yapabilecek kadar, evrensel, bilimsel bilgi ve birikime sahip olanlar: Üst insanlar.)
92- Sonra yine bir sebebi izledi. (Yola ve görevlerine devam ediyorlar.)
93- Nihayet, iki set arasına ulaştı. (Bu iki gidilen yerin arasında kalan dünyamız veya doğu ile batı arasında kalmış dünyamızdaki karışık bir bölgeye geliyorlar. Bu bölge dağlar veya farklı ideolijik görüşler arasında kalmış, sıkışmış bir noktadır.) Setler arasında öyle bir topluluk buldu ki neredeyse söz anlamıyorlardı. (Burada karşılaştıkları insanlar ya cahil, yahutta sıkıntıdan çılgına dönmüş olacaklardır.)
94-Dediler: “Ey Zülkarney, Ye’cuc ve Me’cuc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana vergi verelim mi? ” (Olay çok muhtemelen Ortadoğu sınırları içinde cereyan ediyor.Yecüc ve Mecüc’ün analizini daha önceden yapmıştık.Burada haksızlığa uğrayan insanlar dünyada yapılan her şeyin maddi karşılığı olduğunu bildikleri için Zülkarneyn’e yardımı karşılığında para teklif ediyorlar.Fakat işte tam burada dünyada yeni bir çağ açacak kadar büyük bir devrim oluyor.Bu devrim nedir?)
95- Dedi: “Rabbimin beni içinde tuttuğum imkân ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel gücünüzle destek verin de onlarla sizin aranıza çok muhkem bir engel çekeyim.” (Bu devrim dünyada ki zenginliğin ölçüsü olarak kabul edilen paranın hükümsüz ilan edilişidir. Zülkarneyn’nin ifade edeceği İmkân ve Güç: Bilgi ve Mümin insanlıktır. Tenekeden altın yapacak bilimsel güce sahip üstün insanlar için, dünyanın parasının pulunun hiçbir önemi kalmayacaktır. Zülkarneyn sıkıntı içindeki bu insanlara yapacak olduğu yardımı, onlardan maddi hiçbir karşılık beklemeden ve almadan, sadece Allah rızasını kazanmak için gerçekleşecektir. Bu felsefe bugünün dünyasına 1800 terstir.)
96- ”Bana demir kütleleri getirin! ” İki ucu tam denkleştirince, “Körükleyin” dedi. Onu ateş haline koyunca da “getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim” diye seslendi.(Demir, Bakır, Katran:Petrol madenlerine sahip bir bölgede,bir yerde olacak bu tarihi diyolog ve yardım.)
97- Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler.(Yecüc ve Mecüc’e karşı onların aşıp yıkamayacakları bir set yapacaklar.)
98- Dedi: “Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.” (Ancak bu set Kıyamet sürecinde yeryüzünde ve gökyüzünde vukuu bulacak olan depremler ve doğal afetlerle yıkılabilecektir. Onu yıkmaya yeryüzünde ki insanların gücü yetmeyecektir.)
99- O gün onları bırakmışızdır, birbiri içinde dalgalanırlar. Sura da üflenmiştir: hepsini bir araya toplamışızdır.(Bu olayların akabinde kıyamet süreci başlamış olacak.)
100- O gün cehennemi, inkarcılara öyle bir sunmuşuzdur ki! ..
102- Küfre sapanlar, beni bırakıp ta kullarımı veliler edineceklerini mi sandılar. Biz cehennemi bir konuk evi olarak inkârcılar için hazırladık.(Kullarımı veliler edinenler: ABD ve İsrail deki Siyonistleri, AB içinde ki ve dışında ki Sömürgeci büyük güçleri, Tanrının yerine koyup onlara secde edenlerdir.)
104- O kimselerdir ki, dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir de onlar hala işi güzel yaptıklarını sanırlar. (Bu süper güçlere haşa Tanrı gibi tapanlar ayaklarını denk alsınlar.)
105- …Bu yüzden, kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız/onlara hiçbir değer vermeyiz. (Bu uydum akıllıların sonları zannettikleri gibi parlak olmayacak.)
106- İşte böyle! Cezaları cehennemdir. Çünkü nankörlük ettiler; ayetlerimi ve resullerimi eğlence aracı yaptılar.
107- İman edip barışa yönelik işler yapanlara gelince, onların konuk evleri Firdevs cennetleri olacaktır. (Mümin Müslümanların gelecek bu zor günlerde, en büyük çabasının, kimin barışçıl, kimin gerçek savaşçıl olduğunu, dünyaya ispat etmesi ve doğru şekilde anlaşılmasını mutlaka sağlaması gerekmektedir. Yoksa Ortadoğu da ki mevcut karışıklık Zülkaryneyn’nin haklıyı haksızı birbirine karıştırmasına neden de olabilir mi? Böyle bir karışıklık Müslümanları ve Müslümanlığı tabi ki çok zor bir duruma düşürür. Bozuk niyetlerini allayıp pullayarak gizleyenlerin de ekmeklerine yağ sürer. İşte en büyük tehlike de budur.)
110- De ki: “Bende sizin gibi bir insanım. Ancak, tanrınızın bir tek tanrı olduğu bana vahye diliyor. O halde, Rabbine kavuşmayı uman, barışa yönelik iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiç kimseyi O’na ortak koşmasın.” (Hz. Muhammed’e insanlara ne şekilde öğüt vermesi gerektiği anlatılıyor.)

ENBİYA SURESİ (21/73)

47- Kıyamet günü için adalet terazilerini kuracağız/adaleti terazilere koyacağız. Hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmeyecek. Hardal tanesi kadar bir şey olsa onu ortaya getiririz.(Herkes yapıp ettiklerinden sonsuza dek sorumludur.)
96- Yecüc ve Mecüc’ün önü açıldığı zaman onlar, her tepeden akın ederler.(BM dahil olmak üzere Irak savaşını başlatan İsrail, ABD ve İngiltere’ye hiçbir ülke yaptırım uygulayamadı yada gerçek bir kınama yapamadı. Sadece bazı ülkelerde geçici, cılız karşı çıkış sesleri yükseldi. Çünkü BM’lerin ödeneklerinin %50 den fazlası ABD’li Siyonistler tarafından karşılanmaktadır. Ve yine çünkü dünya parasının ve ekonomik dengelerin %90’,ı bu ve yandaş sömürgeci güçlerin elindedir. Ve güçlü olan bugünkü dünyada maalesef her zaman haklı kabul edilmektedir.)
97- Hak olan vaat yaklaşmıştır. İnkâr edenlerin Gözleri birden donup kalmıştır.”Vay başımıza! Biz bundan gafil bulunuyorduk. Hayır, biz zalimlerdik.” derler.
98- Siz ve Allah dışında kulluk ettikleriniz, cehennem odunusunuz. Hepiniz oraya gireceksiniz.(Siyonistlere ve Sömürgecilere kulluk edenleri Kur-an ciddi bir biçimde uyarıyor.)
104- Gün olur göğü yazı tomarlarını dürer gibi düreriz. İlk yaratılışta başladığımız gibi onu baştan yaparız. Üzerimizde bir vaat olarak biz bunu mutlaka yapacağız.
105- …Zebur’da şunu yazmıştık: Yeryüzüne benim barışsever kullarım varis olacak.
107- Ve biz seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik.
108- De ki:”Bana şu vah yediliyor: Tanrınız ancak bir tek tanrıdır. Peki, siz Müslümanlar mısınız? (Zülkaryneyn’in gelişi ve kıyamet sürecinin alametleriyle başlaması sırasında, dünyada ki mevcut Müslümanlığın, gerçek Müslümanlıktan ve Kuran’ı doğru olarak anlamaktan, maalesef halen çok uzak olacağı anlatılıyor. Ve Müslümanlarda bu anlayışsızlıklarından, Arabizm taraftarı olmalarından dolayı yeriliyor ve yerilecekler.)
109- Eğer yüz çevirirlerse de ki:”Hepinize aynı şekilde, aynı düzeyde açıkladım. Artık bilmiyorum, tehdit edildiğiniz şey yakın mıdır, uzak mıdır? ”
112- Resul şöyle yakardı:”Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz Rahman’dır. Sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına başvurulandır. Müstean’dır.”

(Yecüc ve Mecüc’ün, sözde Müslümanların, sözde Hıristiyanların yaptıkları ettikleri kötülüklerin karşılığını verecek ve mümin insanlara yardım edecek olan yalnızca Allah’tır. Vasıta olanlar ise Resuller (Peygamberler) , Zülkarneyn ve yine mümin insanlar, temiz kahramanlardır.)
AÇIKLAMALAR:
 Zülkaryneyn: Sıfattan türetilmiş çoğul bir isimdir. Anlamı “İki devire de: döneme de: asıra da: kıyamet öncesini ve sonrasını da yaşamaya, var olmaya güç yettirebilenlerdir. Bu dönemlerde yaşamaya, var olmaya muktedir olanlardır.” Bu amaçla gelecek görevlendirilmiş üst insanlardır.(Bilimsel buluşların ışığında, Allah ve evrensel gerçekleri iyice anlamış kavramış, çok bilgili, bize nazaran çok uzun ömürlü olan, mümin insanlardan oluşan bir grup, bir ekiptir. Görevleri araştırmak ve yardım etmek olabilir.)
 Nasa’nın son yıllarda yaptığı açıklamalar (Mars’ta tek hücreli canlılar var, Jüpiter’in uydusunda buz denizleri tespit edildi, Uzay’da su var v.s) sanki insanlığı bu davetsiz misafirlere hazırlamaya yönelik, ısındırma turları da olabilir?
 Siyonistler Zülkarneyn’i “İsrail’in Mesih’i: Yahudilerin kurtarıcısı, yücelticisi”; Hıristiyanlık dünyası ise “Tanrı’nın oğlu İsa’nın yeniden dirilip geleceği ve tüm Hıristiyanları kurtarıp, yücelteceği “ şeklinde yorumluyorlar. Tevrat ve İncil’deki anlatımlar böyledir. Oysaki Kuran’da Zülkarneyn’in millet ayrımı gözetmeksizin,”Barışçıl müminlere” yardım edeceği ve koruyup, kıyamet sonrasına seçilmişler olarak onları muhafaza edeceği anlatılmaktadır(Mağara Yaranları.) Zülkarneyn’in Kuran’daki görevi budur. Zülkrneyn yardım için gelecektir, kurtarıcı değildir. Kuran inancında kurtarıcı yalnızca Allah tır. Ve her insan doğruları, yanlışları ve seçimleri ile kendi kurtuluşunu yada cezasını hazırlar.

KAYNAKÇALAR:
Tevrat ve İncil Meali: Kitabı Mukaddes Eski ve Yeni Ahit – Kitabı Mukaddes Şirketi 80050 Beyoğlu İstiklal Cad. No:481 / İSTANBUL – 1996(İbrani, Kildani ve Yunani Dillerinden Tercümedir)
Kur-an’ı Kerim Meali:Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk 1996 – Yeni Boyut Yayınları
Tevrat,İncil ve Kur-an Mealinde ki metinler, bağlaçlar ve noktalamalar aynı şekilde, eksiksiz geçirilmiştir.
Zülkarneyn: İskender Türe - 2001 / Karizma yayınları – Sayfa: 54 – 55 ve 135 – 267 sayfaları arası.

___________yarın YENİ DÜNYE DÜZENİ____________

Dursun Elmas
Kayıt Tarihi : 12.10.2007 11:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

TÜM YORUMLAR (1)

Dursun Elmas