İstanbulu gezdim üç gün üç gece
Bin yılın anısı bir bir canlandı
Her taşın üstünde binlerce hece
Ceddimden utandım, yüzüm allandı
İstanbulu gezmek geçmişle bağdı
Gözümün yerine bulut ağladı
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Dünyada üzerine en çok şiir yazılmış tek şehir diye geçer İstanbul... Demek ki her şairin içinde bir öncekilerin anlatmadığını düşündüğü bir yaklaşım kalmış ki bu şiirler yazılmış...
Bu da İstanbul'un çok yönlülüğünü ve herkeste bıraktığı farklı etkiyi anlatır...
Şiirinizi ve sizi kutlarım Bülent Bey.... Saygılarımla........
İstanbul Boğazı
İstanbul Boğazından geçiyor gemi,
Sızlatıyor her tarafımı İstanbul’un nemi,
Manzaraya keyif kurmuş çayın demi,
Ne keyiften ne de İstanbul'un çilesinden geçilmiyor.
Geçiyor boğazdan yük ve yolcu gemileri,
Aralarına sanki sandallar serpiştirilmiş gibi,
Dalgalanıyor türlü türlü bayraklar,
Çoğu yabancı kendimize ait olanlar seçilmiyor.
Manzaraya bir sevdaya tutulmuş gibi bakarsın,
Karşında tarih maziye dalarsın,
Balıkçılar rastgele diyor oltada çırpınıyor balıklar,
Bu medeniyetin iki yakasına değer biçilmiyor.
İki yakası dört yerinden iliklendi,
Denizde de trafik kilitlendi,
Boğaz köprüleri tıklım tıklım yine araba dolu,
Karşıdan karşıya artık geçilmiyor.
Tüp geçidi de var artık altı suyolu,
Beşiktaş, Üsküdar, Eminönü, karada Koşuyolu,
Sokaklar, caddeler, arabalar insan dolu,
İstanbul’da birbirimizin ayağına basmadan geçilmiyor.
Yunus balıkları yine aynı şovlarında eğleniyorlar,
Martılar gemileri sarmış açlıklarının resmini gökyüzüne çiziyorlar,
Hava güneş, deniz mavi kadın, erkek, çocuk mavi tur atıyorlar,
İstanbul'un siluetine artık tarihi izler çizilmiyor.
Önder Karaçay
İstanbul
Dar boğazları yol geçen hanı,
Aşkları tek güzel yanı,
Gel de gör her gün yeni konuklarını tanı,
Labirent ruhlu bir şehirdir İstanbul.
Satıcısı, kapıcısı, simitçisi,
Darmadağın bir zenginliğin,
Hikayesidir İstanbul.
Trafik gürültüsü, insanın içini çizen vapur sesi,
Denize karışan martıların isi,
Her sesin tıkırtısı İstanbul.
Çocukluğum, gençliğim,
Bir yaşlılığım kaldı,
Olgunluğumu kendisine ayırmış olmalı ki,
Beni burada yaşatmaya kararlı İstanbul.
Uslu satıcıları, ramazan davulcusu,
Sesi yüreğe işleyen bozacısı,
En dokunaklısı tarihe mekandır İstanbul.
Sarhoşu, kıvamı koyu içkicisi,
Sütçüsü, yoğurtçusu, tombalacı, nayloncu,
Kapalı çarşısı,
Bir de deniz ötesi karşısı olmasaydı,
Olur muydu? İstanbul.
İstiklal caddesi,
Bir çok ünlü lokantası,
Çamlıca da çay bahçesi,
Her çeşmede bir su sesidir İstanbul.
Bir şiir gibi benim hayatımın,
Ruhumun vazgeçilmez,
Tek parçasıdır İstanbul.
Önder Karaçay
Sayın Bülent Bey;
Burada yaşayan biri olarak çeyrek asırlık dönüşümün şahidiyim. Gördüğüm şu ki İstanbul kimliğini kaybetti. İstanbul'u yazmayan şair, yazar yoktur. Yazılmayacak da değil hani. Taşı toprağı altındı şimdi birilerinin cebine taşındı...
Bir kaç şiirimi paylaşmak isterim..İstanbul anlatılma bitmez...
İstanbul Sana Sesleniyorum Duyuyor musun?
İstanbul artık ses kaldırmıyor ki!
Gemiler sessiz, İstanbul içindeyim,
Sensiz ve bensiz gibi sessizsin İstanbul.
Ses kaldırmıyorsun artık,
O kadar kalabalığız yani.
Sessizliğimiz bundan çoğalıyor.
Acaba kim densiz?
Siluetin yok oluyor İstanbul,
Haberin var mı?
Kim, neyini, nereye götürüyor?
Hiç bunları düşünüyor musun?
Taşın toprağın altın olduğu için mi?
Birilerinin cebine taşınıyorsun İstanbul?
Söyle bize artık, sen böyle değildin,
Neden böyle yapıyorsun?
Gün geçtikçe hoyratlaşıyor, ruhunu kaybediyorsun?
Biliyorum ben ruhumu üzerimde yaşayanlardan alıyordum,
Ruhsuzlar bana gelene kadar diyorsun,
Bunu biliyoruz!
O zaman bu ruhsuzları üzerinden atıp neden silkin sen olmaz mı?
Yoksa seninde bir bildiğin mi var?
Onu mu? Bekliyorsun! *
Bizden neden gizliyorsun?
Sana sahip çıkamadığımız için belli ki bize de güvenmiyorsun.
İstanbul sessiz geçiyorsun içimizden,
Biz içinde sanki sensiz…
Önder Karaçay
istanbul bitmez... anlatmak yetmez.. . şair anlatmalı hep... bu güzel şiir için tebrikler bülent bey
içinden deniz geçen şehir denir İstanbul için. şarkılar, türküler bestelenir, şiirler yazılır bu güzel için. kimi vefasız sevdiği için 'artık hiç sevmiyorum' diye sitem eder, kimi ' sevdiğine 'İstanbul kadar güzel' diye methiyeler düzer onun için. Bir efsanedir, bir tarihtir, bir uygarlıktır İstanbul. Yüreğinize sağlık.
Ayaklar dikilmiş, iki yakadan
İnciler bağlanmış, parlıyor gerdan
Tokalaşır gibi, her iki meydan
Yüreğim kabardı, gönlüm harlandı
Bütün haşmetinle, cansın İstanbul
Sevene en güzel, yarsın İstanbul
Bakıp gören göze, kârsın İstanbul
Senden ilham aldım, dilim ballandı.......//
Şiirin başlığı aslında şiirin konusu hakkında daha baştan ip ucu veriyordu ama ben yine de merak etmiştim neden 'Yeni İstanbul' diye..İşte bu güzel şiir,İstanbul un yeni çehresini,kayde değer o göz kamaştıran yenilikleri dörtlük dörtlük o kadar güzel anlatmışkı,iki yıldır gidemediğim İstanbu´uma gitmiş kadar oldum.Üstelik eski İstanbul´un Eminönü` nde balık ekmek yedim,Beyoğlu`na çıkıp Çiçek pasajında oturup bir bardak bira içerken ustatların muhabetlerine kulak misafiri oldum..Hepsi bu duygu yüklü güzel şiir sayesinde oldu. Değerli Bülent Kardeşimi yürekten kutluyor,selam ve saygılarımı iletiyorum.
Çok güzel bir şiir üstat kutlarım
Gerçekten içim acıdı eseri okurken hele ki benim gibi İstanbul aşığı birisi için çok zor hakikatten.En son üç yıl önce gitmiştim İstanbul'a şimdi yeniden İstanbul'a gitmeyi planlıyorum ki galiba tüm bunları canlı canlı yaşamak beni daha da üzecek..sevgilerimle değerli dost..
koskca bir tarihin içine. ...ve bu ecdadin mirasini yemisler.. hesapsizca cahsice...tum bunlar sairin icine oturmus ve kaleme dokulmus sirlar...tbrikler
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta