Bilmezken yeryüzünde yaşamayı
Derinlerde öğreniyordum hayatı
Daha bilmezken gençliğin adını
Öğreniyordum yenice
İnsanları ve hayatlarını
Belki isimleri aynıydı
Ama yaşadıkları
Yaşattıkları hayatlar farklıydı
Ve o zaman öğrendim ben
Kaderi ve kaderi çizenleri
Ve kaderleri yaratanları
Herkes görünüşte bir dine mensuptu
Ama öğrendikçe tanıdıkça insanları
Anladım ki hepsi bir dine inanıyordu
O dinin mensubu çoktu
Ama hiç biri kabul etmiyordu
O dine inandıklarını
Ve o dinin ilahına taptıklarını
Ama gizli bir tarikat üyeleri gibi
Sayıları gittikçe artıyordu
Onlar için her şey yalandı
Göstermelikti her şey
Giyinmeleri kuşanmaları
Hayatları yaşadıkları
Sözleri, gözleri, dinleri
Hatta ağlamaları bile
Hepsi koca bir yalandı
Onlar her şeyi kullanıyorlardı
Taptıkları gerçek ilaha ulaşmak için
Annelerini, babalarını
Kardeşlerini
Hatta en yakınında kilerini bile
Acımadan, düşünmeden
Ama hiç acıtıp incitmeden
Kullanıyorlardı sürekli
Elleri hep başkalarının ceplerindeydi
Bazen açıktan bazen de gizli
Alıyorlardı ceplerindeki her şeylerini
Bazen duygularını öyle sömürüyorlardı ki
Kendini insan sanan koyunların
Kendileri veriyorlardı ellerindekileri
Gönüllü gönülsüz
Bilinçli bilinçsiz
İstekli isteksiz
Herkesi topluyorlardı
Gizli tarikat hanelerine
Gün geçtikçe artıyordu
İnananları
Kimileri bunu Allah’ın bir lütfü sayıyordu
Kimileri ise doğru yola erişmenin bir şükranı
Ama birçokları biliyordu bu artışın sebebini
Çünkü uzaktan da olsa duyuluyordu
Paranın tövbe hâşâ İlahlarının sesi
Birer ikişer arttıkça arttı
Doğru yolu bulanların sayısı
Sadece onlar doğru yoldaydı
Diğerleri yalan yanlış insanlardı
Hatta insan bile değillerdi
Hayvanlardan bile aşağılardı
Ve cehennemin direkleriydi
Onlar sadece
Yalan yanlış hikâyelerle
Hiç bilmedikleri
İnanmadıkları bir peygamberle
Yalan yanlış bildikleri
Hatta bilmedikleri
Duymadıkları hadislerle
Hiç görmediklerini söyledikleri
Bir İlahı anmakla geçiyorlardı günlerini
Ama bu sadece görünüşte ve sözdeydi
İşin özü sadece ticaretteydi
Oysa önlerindeydi Yüce Yaratıcının
Mukaddes kitabı
Elbette onu da okuyorlardı
Daha doğrusu okuduklarını sanıyorlardı
Onların ki sadece okumaktı
Anlamaları ise yasaktı
Onlar kuru bir kalabalıktı
Ve onları yönetenler sadece
Kendi anladıklarıyla insanları
Kandıranlardı
Gerçi herkes hayatından memnundu
Onlar için vatanın milletin devletin
Hiçbir anlamı yoktu
Yeni tarikatlarına izin verilmesi
Ve ticaretlerinin engellenmemesi
Şartıyla
Her gelenle anlaşabilirler
Kaynaşabilirler
Hatta kardeş bile olabilirlerdi
Çünkü büyük ihtimalle
Hepsi aynı tarikatın
Aynı dinin üyeleriydi
Devletler milletler boştu
Onlar için tek önemli olan şey
Güçtü
Oda tanrılarında mevcuttu
Bu koca yalan herkesi uyuttu
Aynen yüce Peygambere dedikleri gibi
Hani; Dinimize karışma
Ticaretimize karışma
Sana bu şehrin yönetimini
Verelim demişlerdi
Çünkü onlar için taptıkları putlar
Birer ticaretti paraydı
Onlarda biliyorlardı
O tahtada bir halt olmadığını
Ama tek bildikleri
Kerizleri yontmaktı
O yüzden görünüşte tapıyorlardı
Oysaki gerçekte onlar
Ticaret yapıyorlardı
Hiçbir şey değişmedi dostum
Değişmezde
İnsanların çoğundaki aptallık
Az bir kısmında ki uyanıklık
Devam ettiği müddetçe
Din de satılıktır imanda
İstediğin miktarı vermen kaydıyla
Cennetten bile alabilirsin arsa
Tüm mesele
Bu işe inanıp inanmamanda
İnananlara Müslüman
İnanmayanlara hemen kâfir yaftası
Yapışmakta
Çok şükür biz derinlerdeyiz
Kimse bize ulaşamamakta
Yoksa imanımızı bile çalacaklar
Canımızı bile alacaklar
Ve bütün bunların hepsini
Yüce bir din adına yapacaklar
Tabi ki görünüşte bunlar
Oysaki onlar para için
Şeytanla bile anlaşmışlar
O yüzden şeytanlar bile bunlardan uzakta
Ve yaklaşırlarken onların yanına
Besmeleyle yaklaşmakta
Şeytan bile yaptıklarından pişman olmakta
Allahtan korkmakta
Ama bunlar aynen devam etmekte
Hem de artan bir hızla
Ne diyelim ki bizler
Allah cümle insanlığın yardımcısı olsun
Demekle avunmakta
Kayıt Tarihi : 27.5.2012 15:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!