Artık badem ağaçlarının gölgesi yoktu
Şimdi devasa TOKİ'lerin gölgesinde
Yapıyordu çocuklar kardan adamlarını
Gökyüzünde bulutlarla kovalaşan bahar rüzgarı
Otobanın lastik uğultularında kaybolmuştu
Yine de bir ibibik
Yuvasını bir akasya fidanına yapmıştı
Akşamları çimleri otamatik fıskiyeler suluyordu
Akşamın grimsi tadında
Göbek, basen ağırlığını atamayanlar
Çevrede yürüyüş turunda
Kıvrak bir engerek çevikliğine erişmek için
Bedenlerine terli işkence seansındaydılar
Kırmızı şeritli yaya yollarında
Yuva yapacak bir dişi kuş gibi
Ter döküyordu Tutku Hanım da
Akşam sporunda
Nasibini arıyordu belli ki
Alımlı kalçalarını gösteren taytının içinde
Tutku Hanım'ın gölgesi aydınlatırdı
Alacakaranlıkta
Kiremit rengi yolları
Bu ışık yakıyordu Adem'i
Pervaneler gibi
Ne kaçmak ne de kurtulmak ihtimali vardı
Çimlerin kokusuyla birlikte dağılan
Fıskiyenin damlacıkları
Tutku Hanım'ın leylak parfümünü taşıyordu
Adem'in ciğerlerine
Uzun sürmedi ışıkla pervanenin buluşması
Sessiz, kaçamak bakışlar merhabalara
Sohbetlere,yolu uzatmalara
Pastanelere taşınmalara bıraktı
Artık otobanın sesi duyulmuyordu
Yeni bir ay doğuyordu TOKİ'lerin arasına
Akşamları bu ayın tadını
Adem'le Tutku çıkarıyordu
Yürüyüşcülerin yanmakla işi yoktu
Adem yine elmanın peşindeydi (17 Nisan 2011 / Ankara)
Kayıt Tarihi : 17.4.2011 03:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bolu'ya gezmeye gitmiştim. Otobanın hem altında hem de üstünde yapılmış devasa TOKİ'leri blok blok gördüğümde,doğanın güzelliğinin nasıl bozduğunu da gördüm.Düşünün Bolu her yanı yemyeşil olan bir küçük kentimiz, kırsal bir yeri hiç yok. Oradaki binalar daha bir sırıtıyor. Ben de günlerce o TOKİ evlerinde kaldım.Pencereden günlerce otobanı,gürültüsünü dinledim. Bu şiir de bu gözlemden doğdu.
Şimdi devasa TOKİ'lerin gölgesinde
Yükseldikçe yükseldi binalar
yükseldikçe yükseldi zinalar
tokilerin gölgesinde
asıları conilerin bölgesinde
Bu ışık yakıyordu Adem'i
Pervaneler gibi
Ne kaçmak ne de kurtulmak ihtimali vardı
Bu ışık değil hocam bu kaşık
ademide tutku hanımıda
nefsine aşık sofralar karun sofrası
yedikçe yiyorlar kaşık kaşık
sonra kıvranıyorlar
tokilerin gölgesinde çaresiz:))
Hocam senin bu şiirinin tamamı ilham kaynağı yaz yaz bitmez,inan bu dünyanın açlığıda tokluğuda çekilmez.
şiir sade..ama bana kalırsa kurgusal oluşu çok belli şiirin..giriş, gelişme, sonuç şeklinde klasik bir yöntemle yazılmış..işlenmesi gerek...
dürüstçe söylemek gerekirse bendeki izdüşümü böyledir şiirin
TÜM YORUMLAR (2)