Anam bir seferberlik türküsü söyler
Dizini döve döve
Kara vapur inim inim iniler
Yetim kaldı top kâküllü gelinler
Benim anam
Gelin olduğu geceden
Babamın bilmem kaçıncı seferden
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
sayirimizin dedigi gibi
yerini bile bilmiyoruz..
hangimizin ebesi dedesi seferberlik kirginiyiz diye goz yasi dokmedi
arap cephesi kafkas canakkale aglamadi
ama en pisi bu arap cephesi elbet
dost bildigin kardes dindas bildigin
ingiliz isbirlikcisi arap tarafindan girtlaklandi orda insanimiz
halen kendi topragimizda roketlerken
mecbur kaldik
uc bucuk milyon suriye kurdu bize girdi
bari bizde onlara girelim tam olsun dedik
aklimiz sira bizde onlara girdik
haalen girtlaklaniyor insanimiz
haalen yirmialti yildir fahire hanimin(fahriye)
alikondugu ortaya cikti araplarca
bu her arap kotu anlami tasimasada
dunyayi lavrinsin dedigi gibi siyah beyaz renk gormek isteyip
pece araligindan at gozlugu aleme bakan bu
bu taasuba
diktatorluge
kralciliga
teslim
kara adamlar
bizimde kendileri gibi olmamizi
kabile savaslari verip
ilkel kalmamizi istiyorlar
istemislerdi
orada pisi pisine katlolan
binlerce sehidimize rahmet dileriz
bir fahireye aglayan gozyasi doken toplum
yemeni unutabilir mi
edebi olarak kiymeti harbiyesi olmayan
bilgi verici olsa da
manzume ozelligi dahi tasimiyan
yazi ile bunu bize hatirlatan yazarimiza bas sagligi diliyoruz
turk toplumu topyekun basimiz sagolsun
sag olsun dememiz ile sag kalacaksa vatan sagolsun..
haalen iyi niyetli saftirik insanimiz..
bu dili ogrenip..
anaokulunda cocuklara ezberletip
mutabakata varilabilecegini umut ediyor
fasirettin hoca gibi
ya tutarsa..
ya tutarsa ilerde tarihi belge olabilir bir yazi
siir baska
havada bulut yok bu ne dumandir
mahlede olu yok bu ne figandir
ah o yemendir gulu cemendir giden gelmiyor acep nedendir..
aha siir boyle yazilir..
vezin var uyak var
burasi Huş'tur
yolu yokustur
giden gelmiyor
acep ne istir
kislanin onunde redif sesi var
acin cantasinda acep nesi var
bir cift potin ile birde fesi var
hay o yemendir
aha siir boyle olur
iceri yagi cizir cizir erir
ebem babasinin o yesil nakisli asker urbasini hambarda saklar dururdu anasi koklar koklar aglarmisti
o potin o fes cok seydir
zenginimiz bedel verir askerimiz fakirdandir
aha ben boyle iki dize istiyorum..
yoksa ben istemem mi sairdir demeyi siirdir demeyi
birine tolerans tanisam
sehit oglu sehittir
sair olmadigini gormezden gel
yalan soylesem
iki kurus itibarim kalir mi benim surada
turk halkina turk toplumuna ihanet edip yalan soyleyebilir
birine tolerans taniyip
otekilere haksizlik edebilir miyim
katiyen katiyen
ruzi mahser
bugunun sonrasi var mizan var(kantar baskul) sirat var(kopru ust gecit) cezai mueyyide var (yaptirim dirgen zoru ile atese kakilma) kata kata
dillerinden tutusup yananlardan olmak istemem saygilar
mutesekkirim secki musebbip saygilar..
acıların feryatların şiiri. bu türkülerdir geçmişimize yol veren.insanlığı arayan!Şairi kutlarım. okunası güzel bir şiirdi.++ selam olsun.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta