İda dorukları sis pus
toz duman, toz dumaan
Ay anam, el amaaan
Sarıkız titriyor
erken ağustos sonbaharından…
Olympos’ta titreyen Apollon kardeş
öfkesiyle bilemiş oklarını
İda eteklerinde bir kanyon gibi yarılmış
yüreğime savuruyor
fırtınayla yağladığı uçlarını…
Dur hele bir Apollon
Here’yi mi istedim Zeus’undan;
Afrodit’inin dudağından mı öptüm yoksa
karanlık bir gece
saklı gizlice
Mars’ın sarıhalesinin tanıklığında…
Dur hele, du bi be kardeş
Öfkeni azıcık seveyim senin…
Suçsa İda’nın kanyon dibinde;
Yaslayıp Antandros kalesine sırtını
içtenlikle ve afsunlu gülümseyişle
bulutlamak şıngıli yağmurları…
Kus kusabildiğin kadar be,
kasırganı da
kalleş truva atlarını da
Kıldan kırbaçlarını da
sal üstüme!
Ne yazar be,
köprülerim kıldan ince
boynumda yağlı urgan!
İda dorukları toz duman
sis pus… sis puuuus…
İçim sus! suus…. suuuss!
Bir bade rakı doldur be elim,
dinsin tutkun hasretim!
Yanım yörem sobe; terkedin fasit dairemi
yüreğimin yeşil gözlerinde
yağmur sevgisi
yarga yarga uçurum!
Kilitlenmişim geceye;
yana-döne duvar okurum!
Vay anam vay!
İda doruklarında Sarıkız üşüyor
ağustos sonbaharından…
Nereye sürsem yürek kınamı;
sözcükler kanlanıyor
kuru iskelet canlanıyor…
Anlamıyor, anlamıyor şiirlerim
Yıldız Dağı’mın meramını…
* * *
Hangi düşlerimi
kusayım ki
dizelere!
Karga bile kusarak
can vermez mi
cücüğüne…
Hangi dağa vursam
göksü yaralı
Hangi dona girsem
kıçı yamalı…
Hangi sözcüklere yana ki odum
ağzımda toplaşan herbirinin
diluçları kan kınalı!
Nereye sürsem atımı
fırtınalı yeleleri…
Kayıt Tarihi : 25.10.2008 12:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muzaffer Koç](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/25/yeleleri-kinali-atlarim.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!