Yel Sandım Şiiri - Kemal Işık

Kemal Işık
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Yel Sandım

YEL SANDIM

Hilal kaşlı kara gözlü boy suna
Aldı gitti beni benden yel sandım
Her bakışı zarar veriyor cana
Vurdu yıktı azgın akan sel sandım

Ne söylersen söyle aşka kar etmez
Ceylan bakışları karşımdan gitmez
Bütün dertler biter yar derdi bitmez
Bu güzeli meyve verir dal sandım

Zapt olmuyor gönül gördü göreli
Okşayıp tarayıp zülfün öreli
Sanki bıçak yedi sinem yareli
Kara sevda gelir geçer hal sandım

KUL KEMAL’im mevlam özel yaratmış
Çiğdemden çiçekten gülden donatmış
Dudakları kiraz sanki kanatmış
Kovandan süzülen sızma bal sandım
12.09.2000

BENDE YANDIM

Sürmeledin gözlerini
Elde yandı bende yandım
Görmüş kıskanmış lebini
Gülde yandı bende yandım

İnce beli sıkmış kemer
Görürde kıskanır kamer
Dedim herkes hisse umar
Dilde yandı bende yandım

Kirpik süslemiş kaşını
Açmış rüzgâra döşünü
Döktü diye göz yaşını
Selde yandı bende yandım

KUL KEMAL’e eziyetin
Çok sorumsuz vaziyetin
Canım ise al diyetin
Salda yandı bende yandım
13.07.2001

DURUŞUNDAN BELLİYDİ

Yarim dertlerini saklamış benden
Gözlerinin doluşundan belliydi
Rengi kaçmış idi yüzünden tenden
Sahte sahte gülüşünden belliydi

Neyi vardı neyi benden sakına
Uzak durdu gelemedi yakına
Bakamadı gözlerime dikine
Korka ürke gelişinden belliydi

Sanki reyhasını vermiş yellere
Oda alıp sunmuş gonca güllere
Perperişan düşüp gelmiş yollara
Saçlarını yoluşundan belliydi

KUL KEMAL’e dökemeden içini
Valizine yüklemişti göçünü
Büyükmüş ki diyememiş suçunu
Bir noktaya dalışından belliydi
04.01.2002

KADER PINARI

Pınarın başında bir güzel gördüm
Yeşili bağlamış alın üstüne
Yarin var mı diye bir sual sordum
Sarılan olmamış belin üstüne

Biraz edalıca buyur ederek
Yolu açtı geri geri giderek
Yıka yüzün serinlersin diyerek
El bağlayıp durdu yolun üstüne

Gerdanı göründü benler dizili
Gönlümde yangın var ince sızılı
Hissettim bu güzel bana yazılı
Baldan şerbet yapmış dilin üstüne

Vurdu deli poyraz açıldı döşü
Dağıldı zülüfler kapladı kaşı
Leblerin ardından göründü dişi
Gülünce gül açtı gülün üstüne

Dedim elçi salam sultanım sana
Tebessüm ederek sal dedi bana
Az kaldı KUL KEMAL köz olup yana
Dumanım tüterek yelin üstüne.
05.01.1996


YADİGAR MENDİL

Bir name yollamış sevdiğim bana
Karalar kuşandım aklasın demiş
Bu ayrılık zarar vermeden cana
Çok özledim gelip yoklasın demiş

Yadigarlık deyip bir mendil almış
Tenim koksun diye koynuna çalmış
Hicap etmiş amma yinede salmış
Ben yoğum yerime koklasın demiş

Kayıp etmiş baharını yazını
Atamamış yüreğinden sızımı
Ben dururken yad ellere yüzünü
Hüdayı severse bakmasın demiş

Ne güller açıyor ne bülbül öter
Hasret duman duman burnumda tüter
Allahın seversen bu kadar yeter
Sevdanın narında yakmasın demiş

Yeter soyha kalsın gurbetin eli
Gözümü kör etti şemenin yolu
Tutulmaz KUL KEMAL yad elin dili
Yadigar mendili saklasın demiş
05.01.1976

ÇEKEMEDİM GÖZLERİMİ

Bir ahu bakışlı gördüm
Çekemedim gözlerimi
Hicap ettim de gizledim
Diyemedim sözlerimi

Mevlam övmüşte getirmiş
Pirim bakıpta yetirmiş
Yanağa elma oturmuş
Süremedim yüzlerimi

Bir edalı çalım attı
Düzeni bozdu bulattı
Sanki içimi kanattı
Tutamadım dizlerimi

Yandı gönül harap oldu
Bu kimidi nerden geldi
Bir ben değil cihan yandı
Açık etti gizlerimi

KUL KEMAL’im aşka geldim
Bade içip meşke geldim
Divanına köşke geldim
Çalamadım sazlarımı.
03.04.1999

DUR DİYEMEDİM

Bir güzelin bakışından eridim
Tutuldu’da dilim dur diyemedim
Arkasından seme sarhoş yürüdüm
Ne hallere koydun gör diyemedim

Körpe fidan gibi süzülmüş boyu
Yürüyüp gidişi kekliğin soyu
Terki diyar etmiş düğünü toyu
Seni görmeyenler kör diyemedim

Bir avcı misali gözünde oku
Dayanmaz böylesi bakışa doku
Yanan yüreğimden yayıldı koku
Göynüttü içimi kor diyemedim

Salınıp önümden geçtiği anda
Bir coşku dolandı damarda kanda
Ben beni aradım bedende bende
Can olda canıma gir diyemedim

Hayal miydi gerçek miydi gördüğüm
Şaşıp kalıp dizlerime vurduğum
KUL KEMAL’im uçan kuştan sorduğum
Güzeller şahısın pir diyemedim.
06.07.1998

GÜL DEDİ BANA

Gönlümün bağında bir bülbül öttü
İster ağla ister gül dedi bana
Feryadı yükseldi alemi tuttu
Zehirden acıdır dil dedi bana

Güller boyun büker bülbül ötünce
Başım duman olur boran tutunca
Günbatımı karanlığa yetince
Gurbet nasılmış bil dedi bana

KUL KEMAL’in yası soldurdu gülü
Deryaya karıştı gözümün seli
Name salar dosta sazımın teli
Akmasın göz yaşın sil dedi bana.
21.12.1997

TABİBE

Derdimin dermanı sende cananım
Niye beni gönderirsin tabibe?
Görmezmisin arşa çıktı feryadım
Niye beni gönderirsin tabibe?

Kaderimde seni sevmek varimiş
Aşka düşüp derdin çekmek zorimiş
Yüreğimde yanan ateş korimiş
Niye beni gönderirsin tabibe?

Takadım kalmadı aşkından yana
Yandım içerimden yanarım yine
Hey ahu bakışlı sevdiğim suna
Niye beni gönderirsin tabibe?

Ok kiprikten yara aldı her yanım
Sanki işkencede yanıyor canım
Kurtar bu derdimden no’lur sultanım
Niye beni gönderirsin tabibe?

Gözün kahverengi elaya çalar
Senin himayende bir ömür dolar
Gönlüm dergahında kalmayı diler
Niye beni gönderirsin tabibe?

KUL KEMAL’im sevmeyi mi bilmiyor
Öyle ise söyle neden gülmüyor
Kes başımı yarim böyle olmuyor
Niye beni gönderirsin tabibe?
30.03.1996

YÜRÜRİKEN AŞK YOLUNDA

Yürür iken aşk yolunda
Gidemezsin dur dediler
Nice engel var sonunda
Ordan geçmek zor dediler

Yürümeye azim gerek
Engellere çözüm gerek
Can kurbana özün gerek
Sen cahilsin sor dediler

Aşık dolu içen olur
Elden ele göçen olur
Derde göğüs açan olur
Vermek gerek ser dediler

KUL KEMAL’im sevda yolun
Aşkın için solmuş gülün
Yar aşkına akmış selin
Şimdi karar ver dediler
01.03.1995

YÜZ TANINMIYOR

Dost ile düşmanı belli olurdu
Şimdi bakıyorum göz tanınmıyor
Kara çarşaf geldi millet kapandı
Kadın mı erkek mi yüz tanınmıyor

Dalavereciler dört yanı tuttu
Vekil seçtik başa halkı unuttu
Haksızlar kâr etti dürüstler battı
Sahte libas giymiş öz tanınmıyor

Din iman diyerek yükseldi sesi
Şapkaya yan baktı giyindi fesi
Türkçe’ye karıştı ingiliz yesi
Bozuldu kültürüm söz tanınmıyor

Harman savururduk poyrazda yelde
Bülbüller öterdi dikenli gülde
Manda oynaşırdı çamurlu gölde
Değişti mevsimler yaz tanınmıyor

Afet oldu seller karıştı sele
Bülbül isyan etmiş küs durur güle
KUL KEMAL ömrümün her anı çile
Rüzgar belli değil toz tanınmıyor.
18.12.1995


KAVGAM

Kavgacı oldum acımdan
Kavgam insanlık kavgası
Yere girdim utancımdan
Kavgam insanlık kavgası

Hak istiyom verilmiyor
Hakça düzen kurulmuyor
İnsan insan görülmüyor
Kavgam insanlık kavgası

Ben onursuz yaşıyamam
Bunca yükü taşıyamam
Kavga benim boşuyamam
Kavgam insanlık kavgası

Huysuz diyen varsın desin
Yeter ki bu halkım gülsün
Tekbeni de kötü bilsin
Kavgam insanlık kavgası

Demokrasi gelenece
Bütün halkım gülenece
KUL KEMAL’im ölenece
Kavgam insanlık kavgası.
20.06.1995


REZİL OLDUK

Yazmıyayım dedim yine yazıldı
Rezil olduk memlekete cihana
Riyakarlık ettik birlik bozuldu
Rezil olduk memlekete cihana

Komünistler dedik Maraş’ı yıktık
Dinsizler diyerek Sivası yaktık
Şahadet ederek tespihi çektik
Rezil olduk memlekete cihana

Kimi dinden oldu kimi imandan
Kiminin yüzleri kapandı kandan
Cahillik bir yandan yozluk bir yandan
Rezil olduk memlekete cihana

Herkes töresince dinini işler
İsteyen vazgeçer yolunu boşlar
Sofi kafir diye insanı taşlar
Rezil olduk memlekete cihana

Elbette kötüdür birliği bozan
Eğer insan isen insanı kazan
KUL KEMAL ozanım bozuldu düzen
Rezil olduk memlekete cihana.
02.07.1994

KARA ÇARŞAF

Kara çarşaf giyen bacım
Yüzü niye saklıyorsun?
Senin acın benim acım
Sözü niye saklıyorsun?

Güzellikse allah verir
O verince kulda görür
Yaradan da bunu bilir
Özü niye saklıyorsun?

Helalı ye haram yeme
Gericiye olma yama
Bana aklın ermez deme
Gizi niye saklıyorsun?

Suskun kalmak neyin nesi
Gür çıkmalı kadın sesi
Çağdaş olmalı ilkesi
Düzü niye saklıyorsun?

Kimi anam kimi kızım
Diyorlar ki alın yazım
Uyan gayrı iki gözüm
Yozu niye saklıyorsun?

Kendisini yakan oldu
Sanma bu hak kolay geldi
İffet işkencede öldü
Közü niye saklıyorsun?

KUL KEMAL’de senle birlik
Olmadıkça olmaz dirlik
Yakışır mı sana körlük
Tezi niye saklıyorsun?
DANANIN KUYRUĞU

Çekersen dananın kuyruğu kopar
İşte bizde böyle insan hakları
Çıkarı görürse doğrular sapar
İşte bizde böyle insan hakları

Kıl ipiyle tutturulmuş yasalar
Hırsızlara zimmetlenmiş kasalar
Memleketi kokutuyor posalar
İşte bizde böyle insan hakları

Hortumcular bankaları batırdı
Vatandaşın emeğini götürdü
Düzenbazı mehdî etti getirdi
İşte bizde böyle insan hakları

Emekçiyi durdurmayı belledi
Karşı çıkan aydınları elledi
Yardakçıyı riyakarı kolladı
İşte bizde böyle insan hakları

Hastaları üfülettik hocaya
Çocuk yaşta kızı sattık kocaya
Tekme tokat dayak attık bacıya
İşte bizde böyle insan hakları

Çok istedim güzellikler yazmayı
Çağdaş özgür bir ülkede gezmeyi
Sopa yedim aştım diye çizmeyi
İşte bizde böyle insan hakları

KUL KEMAL’im yanlış dedim bu işe
Dedim amma bakın ne geldi başa
Bir yumruk yedim ki yarısı boşa
İşte bizde böyle insan hakları

UĞURUM

Senin kaleminle uygar yazını
Silemezler sildirmeyiz UĞURUM.
Bize yol gösteren çağdaş tezini
Delemezler deldirmeyiz UĞURUM.

Özgür yaşam tavsiyendi bizlere
İlkelerin türkü oldu sazlara
Bu düzeni yıktırmayız yozlara
Bozamazlar bozdurmayız UĞURUM.

Sazlarımız atom tesiri yapar
Vurursak mızrabı kıyamet kopar
Yıkarız dünyayı başına keper
Azamazlar azdırmayız UĞURUM.

Bakma sen yobazın yaptığı işe
Bozuk düzen ile kötü gidişe
Bir gün canımızı takarsak dişe
Gezemezler gezdirmeyiz UĞURUM.

KUL KEMAL’im sevdalıyım eline
Can veririz özgür açan gülüne
Kapılmışız çağdaş Toplum seline
Bölemezler böldürmeyiz UĞURUM.
03.11.1998

İYİ DİNLE ÇOCUĞUM

İlimsiz gidenin yolları şaşar
Bu öğüdü iyi dinle çocuğum
Gözü perdelenir zindanda yaşar
Sakın ha yaşama kinle çocuğum

İncitseler bile incitme onu
Tartışma mezhebi din ise konu
Sevgidir yaşamın en güzel yanı
Uğraşma şeytanla cinle çocuğum

Durmadan bilgiye bilgi aşlayın
Çağa uyun cehaleti dışlayın
Dinli dinsiz kardeşliği düşleyin
Kalmayın yüz ile binle çocuğum

Hoşgörüyle kucaklayın dünyayı
Araştırıp çözün güneşi ayı
İlimsizin sonu karanlık deyi
Koruyun bilimi yönle çocuğum

Laiklik olmalı ülkede önce
Onsuz medeniyet zor olur bence
KUL KEMAL’im sorar yanlış mı sence
Çağı aşmalıyız senle çocuğum.
23.04.1995

CENNET KAPISI

Bütün alemi seversen
Açılır cennet kapısı
Müşküle yardım edersen
Açılır cennet kapısı

Kimselere fesat gütme
Helal aşa haram katma
Kötü işte mekan tutma
Açılır cennet kapısı

Doğru göster yol cahile
Olmamalı yalan hile
Azmışları getir yola
Açılır cennet kapısı

Öksüzleri el at koru
Ekmeğini bölüş yarı
Alma ata intizarı
Açılır cennet kapısı

Dinli dinsiz ayırmadan
Sizden bizden kayırmadan
Aç bırakma doyurmadan
Açılır cennet kapısı

KUL KEMAL’im sevmek gerek
Dinli dinsiz neme gerek
İnsanlığa çarpsa yürek
Açılır cennet kapısı.
1995

NİÇİNDİR

Bize dinsiz diyorlarmış efendim!
Ehlibeydi sevdiğimiz niçindir?
Kerbela çölünde bunca şehidi,
Matem tutup andığımız niçindir?

İnsanları sevmek duadır bizde,
Ayet-i kelime mest olur sazda,
Müslümanlık olmaz sarıkta sözde,
Şu Sivas’ta yandığımız niçindir?

Biz dua ederiz semah dönerek,
Arınır günahtan ceme girerek,
Lokma yeriz bin parçaya bölerek,
Şerbet içip kandığımız niçindir?

KUL KEMAL’im gönlüm birlikten yana,
İnsan olan insan kıyar mı cana,
İslamı kafiri ayrıysa bana,
Semahları döndüğümüz niçindir?
2001

GELME DERGAHA

Erenler ceminde dergah isteyen
Haram yedi isen gelme dergaha
Çıkıp o dergahta semah eyleyen
Haram yedi isen gelme dergaha

Doğruluktan yana düzgün yüzinen
Kem götürmez nurlu ela gözinen
Gir gönül e baldan tatlı sözinen
Kalbi kırdı isen gelme dergaha

Kabahat mı gördün doğruyu söyle
Düşküne imdat et bir yardım eyle
İylikten kötülük görüyom diye
Kem düşündü isen gelme dergaha

Erenlerde böyle olur delalet
Cemimiz hakkadır hakkadır niyet
Kırklar birliğinde olmaz cehalet
Eğer cahil isen gelme dergaha

Mızrap dokununca teller yaylanır
Pirler dolu verir erler eylenir
KUL KEMAL’im aşka gelir söylenir
Deyiş bilmiyorsan gelme dergaha
1989

YUHA BELLEME

Sofi erkanımı yuha belleme
Kırkların kurduğu darda yandım ben
Eyüb’ün derdi var yaram elleme
Epriyen yarayla zarda yandım ben

Üçler beşler vardır hayıra koşar
On iki imamlar kırklara coşar
Bizde gaiplere kurbanlar pişer
Abdal Musa ile sırda yandım ben

Kim idi kırkların ceminin başı
Hak yoluna siper sinesi döşü
Ayakları nallı altında kuşu
Düldül ile uçtum turda yandım ben

Alem kurulmadan cismi varidi
Nerde çağırırsan orda caridi
Ehlibeytin gözü bir didaridi
Kerbela çölünde harda yandım ben

Nerde idin sofi beyim o zaman
O zaman ne zaman bugün ne zaman
KUL KEMAL aklıma geldiği zaman
Zulümler içinde narda yandım ben
19.06.1998

ŞAHI MERDANIM

Medet ya Muhammet Ali diyerek
Düştüm yollarına şahı merdanım
Ayaklarım yalın yol yürüyerek
Düştüm yollarına şahı merdanım

Dönerek semahı yola revanım
Şah yoluna bırak dökülsün kanım
Himmet etsin pirim fedadır canım
Düştüm yollarına şahı merdanım

Gül kokar Gülistan pirden dolayı
Erenlerin sökün gelir alayı
Terk ettim dünyada tacı sarayı
Düştüm yollarına şahı merdanım

Destursuz girilmez erler cemine
Sundular badeyi doydum demine
On iki imamın aşkı uğruna
Düştüm yollarına şahı merdanım

Düvazimam sürüp KUL KEMAL coştum
Teberim elimde kavgaya düştüm
Kırkların içinde çiğidim piştim
Düştüm yollarına şahı merdanım.
21.11.1987

MEYVEYE ÇEVİRSE

Bir Mürşide varsam mihman eylesem
Hasbi hal eylese hallerimizi
Divanına çıkıp secdeye insem
Meyveye çevirse güllerimizi

Girebilsem erenlerin cemine
Sunsalar badeyi doysam demine
Koymasa dünyanın dertli gamına
Kolay kılsa zorlu yollarımızı

Dinlesem Feyzini alsam nasihat
Mutlak bir alimdir mürşit olan zat
İlim marifettir işte hakikat
Müşkülden kurtarsa kullarımızı

İkrarım alime benliğim turap
Gönlümün kalesi esirdir harap
Ne zemzem kandırır ne abu serap
Boşa harcatmasa pullarımızı

Tufanda kalsa da cesedim karda
Gözlerim diğdede bedenim narda
Mürşit yardım eder bırakmaz zorda
Ateşlere sokmaz ellerimizi

KUL KEMAL özümün dileği budur
Bilgindir alemde her şeye gadir
Kör cahilde sorar marifet nedir
Bilmezler bilimde dallarımızı
12.11.1995


YOLUMUZ BİZİM

Ele bele dile sahip ol diyor
İnceden incedir yolumuz bizim
Gez dünyayı ilmi ara bul diyor
Hacı Bektaş gibi ulumuz bizim

On iki imamın nişanı tacım
Helalimden başka el anam bacım
Zülfükarı tutan el benim gücüm
Haksıza yol vermez kulumuz bizim

Vatan ile millet bölünmez ekçe
Bir lokmayı bile böleriz hakça
Anlımız açıktır yüzümüz pakça
Ayrı telden çalmaz telimiz bizim

Mezhep ayırmıyor kitabım kuran
Sonradan ayırmış ayeti yoran
Kişide saklıdır din ile iman
Hak kelamı söyler dilimiz bizim

Velhasıl bilerek kimseyi üzmem
Tanrının yerine kusuru yazmam
Kıblemiz insandır arabı gezmem
Sevgidir saygıdır dinimiz bizim

Özü başka sözü başka olunmaz
Yol düşkünü olan Cem’e alınmaz
KUL KEMAL dergâhtan geri kalınmaz
Sabırla son bulur kinimiz bizim.
23.10.1996

ATATÜRKÜN İZİNDEYİZ

Türk’ü Kürt’ü Çerkez Laz’ ı
İzindeyiz Atatürk’ün
Bu vatanda şehit gazi
Tezindeyiz Atatürk’ün

Esarete savaş açan
Karanlığa ışık saçan
Özgürlük andını içen
Hazındayız Atatürk’ün

Çağdaş uygar ilkeleri
Özgür toplum halkaları
Barıştırır ülkeleri
Özündeyiz Atatürk’ün

KUL KEMAL’e ilham veren
Çağdaş özgür düzen kuran
Çıkışı ilimde gören
Gözündeyiz Atatürk’ün
06.05.1998

ATA’YA SÖZ

Muharip gaziden söz olsun sana
Bu vatan işgale verilmeyecek
Çelikler den duvar örülse bana
Ölmeden kafese girilmeyecek

Can veririm yine vermem vatanı
Yüceltirim şana şanlar katanı
Üzer sanma sakın şehit yatanı
Muzaffer olmadan durulmayacak

Ne mümkündür türkün esir oluşu
Zira durmalıdır günün doğuşu
Varsa namerdedir gazi vuruşu
Barışçıya darbe vurulmayacak

Bir yüce ulusun torunlarına
Zincir vurulmaz yarınlarına
Özgürlük kazılmış alınlarına
Esarete meydan verilmeyecek

Bu sözün sahibi muharip gazi
Çağdaş uygarlığa vererek hızı
İleri gittikçe tadacak hazzı
Çalışan bedenim yorulmayacak

Demokratik düzen emanet bize
Korunmaz ölümü almazsan göze
Hangi delalet ki huzuru boza
Kesin kez gaflette kalınmayacak

KUL KEMAL’im andım baki kalacak
Çağdaş uygarlıkla halkım gülecek
En uzak köşeye bilim gelecek
Atam hedefinden dönülmeyecek.

RAHAT UYU

Kalmasın geride gözün
Ulu önder rahat uyu
Yaşantımız ilken tezin
Ulu önder rahat uyu

Emanetin emin elde
İlerliyor çağdaş yolda
Birlik kurduk sağda solda
Ulu önder rahat uyu

Barış sağladık cihanda
Yurt sevdası yatar canda
Gül yeşerdi akan kanda
Ulu önder rahat uyu

KUL KEMAL’im sözüm kayım
Barış için hazır daim
İşte geldim huzurdayım
Ulu önder rahat uyu.
19.09.1999

TEMEL EĞİTİM

Sekiz yıllık temel eytim
Çağdaşlığa az gelecek
Okuyup ilim irfanı
Bilgilere öz gelecek

Araştırıp bilimleri
Fethederek gönülleri
Bugün dünden de ileri
Kalkınmaya hız gelecek

Bilginlerim çoğalacak
Toplum bilinci artacak
Genç beyinler yaratacak
Al baharlı yaz gelecek

Atatürk’ün izindeyiz
Çağdaşlığın tezindeyiz
Atom çağı hızındayız
Çalıştıkça haz gelecek

KUL KEMAL’im ileriye
Kalma çağından geriye
Karşı çık cahil töreye
Mutlu mutlu yüz gelecek
02.03.1998

SUÇ SAYILDI

Ne günlere kaldık paşam
Hak istedim suç sayıldı
Her gün zorlaşıyor yaşam
Hak istedim suç sayıldı

İnat etsek dövüyorlar
Yüzümüze sövüyorlar
Tekme tokat kovuyorlar
Hak istedim suç sayıldı

Ar namus çıktı pazara
Ambargo kondu yazara
Kefensiz girdik mezara
Hak istedim suç sayıldı

Keşke paşam tekrar ersen
Yobazları kendin görsen
KUL KEMAL’e bir el versen
Hak istedim suç sayıldı
19.09.1993
VURULDU ATAM

Sen gittin gideli bak neler oldu
Atatürkçü gençler vuruldu atam
Eli kanlı güçler ülkeyi sardı
Gençlerin çarmıha gerildi atam

Çeteler çoğaldı eli silahlı
Kimisi tesbihli kimi külahlı
Senin meclisine merve kavaklı
İrtica süsüyle girildi atam

Aydınlık Türkiye karanlık oldu
Her tarafı fitne ficikle doldu
Güzel ilkelerin raflarda kaldı
Arada sırada görüldü atam

Cumhuriyet devrimlerin silindi
Laiklikte öz kalmadı delindi
Yargısız infaza kılıf bulundu
Herbir yere tuzak kuruldu atam

Arapça okunur Türkçemiz ezan
Baş tacı edilir arabı gezen
İşkencede öldü doğruyu yazan
Yazarlar kefene dürüldü atam

Neyi anlatayım gayrı yoruldum
Umursamaz aydınlara kırıldım
Seni sevdim ilden ile sürüldüm
Etrafım dikenle sarıldı atam

Herkes bilen oldu bilmeyen yoktur
Ölsüne tutuyor hastayı doktur
KUL KEMAL’im bizi dövseler haktır
Yobazlık yeniden dirildi atam.

ATATÜRK’ÜN İLKESİNDE

Atatürk’ün ilkesinde
Savaş yoktur barış vardır
Cumhuriyet ülkesinde
Teknolojik yarış vardır

Dileğimiz hakça düzen
Var olmadan ezen üzen
Araştırıp bilim çözen
Yıldızlara varış vardır

Amaç olsa hakka saygı
Orda olmaz tasa kaygı
İnsana aşk ile duygu
Kucak açıp sarış vardır

Yurtta sulh cihanda barış
Sağlam vücut ilmi yarış
Bu toprağa karış karış
Çapa ile vuruş vardır

Devlet millet birleşmesi
Hak hukukun yerleşmesi
Özgürlüğün gürleşmesi
Yeni çağa giriş vardır

Atatürk’ün Yüce genci
Yıkar çağ dışı direnci
KUL KEMAL’in bu güvenci
Aydınlığa eriş vardır.
23.04.1999

DALGALAN BAYRAĞIM

Şehidin kanından rengini alan
Dalgalan bayrağım gökler senindir
Atalardan bize yadigar kalan
Dalgalan bayrağım gökler senindir

Cumhuriyet allı renginle yaşar
Yırtar asırları sonsuza taşar
Senin sevdan ile ulusum coşar
Dalgalan bayrağım gökler senindir

Göğsümdeki nişan ayım yıldızım
Seninle süslenir gecem gündüzüm
Paslanmış evrende yanan yaldızım
Dalgalan bayrağım gökler senindir

Vermem seni kadir bilmeyen yoza
Sensiz ulaşılmaz çağdaki hıza
Süzülüp duruşun onurdur bize
Dalgalan bayrağım gökler senindir

En büyük varisin Mustafa Kemal
Yazılmış göğsüne ay yıldız hilal
Can verilir sana gelmeden zeval
Dalgalan bayrağım gökler senindir

KUL KEMAL’im sevincimde tasamda
İçimdesin can evimde köşemde
Yerin ilk sırada anayasamda
Dalgalan bayrağım gökler senindir.
11.08.2000


VATAN SANA EMANET

Sen Şehit torunu gazi oğlusun
Kuşan oğlum vatan sana emanet
Nöbet sende kem görmesin ulusun
Kuşan oğlum vatan sana emanet

Her karış toprakta şehidin kanı
Boş verme geçmişe atanı tanı
Onlar getirdiler bu güne seni
Kuşan oğlum vatan sana emanet

Barışa destek ol yıkıcı olma
Kavra sancağını geride kalma
Zalimlerle dövüş kavgadan yılma
Kuşan oğlum vatan sana emanet

Armamız ay yıldız rengin kanımız
Odur şerefimiz odur şanımız
Yurtsuz neye yarar çıksın canımız
Kuşan oğlum vatan sana emanet

Açık dursun alnın şan var orada
Temiz ol mikroptan arın yarada
Ayık dur denizde gökte karada
Kuşan oğlum vatan sana emanet

Özgürüm sahip çık vatan senindir
Bağımsızlık için yatan senindir
KUL KEMAL ozanım atan senindir
Kuşan oğlum vatan sana emanet.
23.08.2000

ATATÜRKÜN İLKELERİ

Atatürk’ün ilkesini anlayıp
Devrimleri çözemedik suçluyuz
Atom çağı süratine uymayıp
Yıldızları gezemedik suçluyuz

Halkçılık denince neyi anladık
Biz konuştuk yine bizler dinledik
Boşa estik boşa yağdık kinledik
Gerçekleri yazamadık suçluyuz

Saptırıldık laikliğin özünden
Gidilmedi Atatürk’ün izinden
Vazgeçildi çağdaş toplum tezinden
Yobazlığı bozamadık suçluyuz

Milliyetçi ırkçılığa ilişti
Savaşlarla yer küreyi bölüştü
Kapitalist düzen geldi gelişti
Hata nerde sezemedik suçluyuz

Cumhuriyet devrimleri nerede
İlkesizlik mikrop oldu yarada
Öz kalmadı kültüründe törede
Doğru yönü çizemedik suçluyuz

Geç değil KUL KEMAL akıllı olsak
Birliği sağlayıp yan yana gelsek
Yıkarız engeli biz bizi bilsek
Şu benliği ezemedik suçluyuz.
1995
ARIYORUZ NERDESİN?

Yüce atam emanetin ülkemiz
Darda kaldık arıyoruz nerdesin?
Kayıp oldu güvenimiz ilkemiz
Zorda kaldık arıyoruz nerdesin?

Nerde vatan için can baş verenler
Kazmayla kürekle harbe girenler
Ülkemiz batıyor çaldı sirenler
Surda kaldık arıyoruz nerdesin?

Bir Türk bir cihana bedel sözün var
Tarihlerden silinemez izin var
Medeni muhasır çağdaş tezin var
Korda kaldık arıyoruz nerdesin?

Cumhuriyet bekçileri nerede
Çıban başı irileşti yarada
Vatan sevmek asıl idi törede
Derde kaldık arıyoruz nerdesin?

Emekçiler gece gündüz çalıştık
Hak yiyeni alkışladık yılıştık
Zorladılar bu düzene alıştık
Harda kaldık arıyoruz nerdesin?

Altmış yıldır hazırını bitirdik
Sattık yedik memleketi batırdık
Kayıp ettik kendimizi yitirdik
Hurda kaldık arıyoruz nerdesin?

Sen gelsen de çeksen halkın başını
Türk ulusu takip etsek peşini
KUL KEMAL ozanım sıktı dişini
Horda kaldık arıyoruz nerdesin?

DÜŞÜRDÜN BENİ DİLE

Aşkıma kattın hile
Ürüsva ettin ele
Başka bir şey demiyom
Boyun posun devrile

El gördü neler ettin
Yarama tuzu teptin
Hemi yaktın yandırdın
Hemi bırakıp gittin

Durmadın durulmadın
Üzmekten yorulmadın
Çirkin ömrünü yedi
Sen bana sarılmadın

Git geriye geriye
Aldın ömrüm yarıya
Varıp çirkini öptün
Dudakların çürüye

Aşkın yaktı yandırdı
Göz kırptın inandırdı
KUL KEMAL inanmazdı
Kaş edince kandırdı
03.04.1978


GÖZDE SİTEM VAR

Hallerim perişan kaldım arada
Yarden haber gelmez göz de sitem var
Hiç mi düşünmüyor yarim nerede
Dost deyip ağlayan söz de sitem var

Hasretiyle günler yıl oldu uzar
Sine de yaralar azdıkça azar
Hayalim seninle beraber gezer
İsyan eder beden diz de sitem var

Cemali gönlümü ısıtan güneş
Cennet bahçesinden gelen bircan eş
Bülbülü saklayan en güzel kafes
Güle boyun eğer yüz de sitem var

Boranlı yaylanın çalısı oldum
Bir huri yolunun halısı oldum
Kadir bilmeyenin delisi oldum
Şu gönlümü yakan köz de sitem var

Neler çekiyorum gönül yüzünden
Korkuyorum kalbin çarpan hızından
Şefaat umuyorum huri kızından
Uğrun uğrun bakar naz da sitem var

KUL KEMAL’e nedir bunca işkence
Ne gündüzü belli ne belli gece
Yar için çektiğim gitmiyor güce
Beni derde salan saz da sitem var
08.08.2001


DEMOKRASİ İSTİYORUM

Bütün insanları seven
Demokrasi istiyorum
Haklıya hakkını veren
Demokrasi istiyorum.

Olmasın insan kayıran
Zengin fakiri ayıran
Bütün halkını doyuran
Demokrasi istiyorum

Mezhep maskesi takmayan
Dinli dinsize bakmayan
İçinde insan yakmayan
Demokrasi istiyorum

Yalansız dolansız düzen
Basını doğruyu yazan
Kirli işte oyun bozan
Demokrasi istiyorum

KUL KEMAL’im avaz ile
Düşünceni getir dile
Şarkı ile türkü ile
Demokrasi istiyorum.
04.04.1995

BU NE BİÇİM DEMOKRASİ?

İnsan hakkını gasp eder
Bu ne biçim demokrasi?
Suçlu suçsuz alıp gider
Bu ne biçim demokrasi?

İnsan insana saygısız
Sorunlarına kaygısız
Kimi yolsuz kimi hırsız
Bu ne biçim demokrasi?

Cahili kâmilden fazla
Daha da artıyor hızla
Tarafsız bir gözle gözle
Bu ne biçim demokrasi?

Demokrasi iyi düzen
Olmasa halkını ezen
KUL KEMAL’im kızar bazen
Bu ne biçim demokrasi?
09.01.1994


İZİ KALDI YER YÜZÜNDE

Rüzgar vurdu çam yıkıldı
İzi kaldı yer yüzünde
Ozan yüzüldü yakıldı
Közü kaldı yer yüzünde

Kırılınca çamın dalı
Toprağa süzüldü balı
O zaman kıskandı çalı
Lezi kaldı yer yüzünde

Evren ile semah döndü
Güneş yandı yıldız söndü
Adına Hüdayi dendi
Tezi kaldı yer yüzünde

Sevgi benim dinim dedi
Yok kimseye kinim dedi
Kabem insan yönüm dedi
Süzü kaldı yer yüzünde

KUL KEMAL yandı tutuştu
Bülbüller dertli ötüştü
Çok ozan doğdu yetişti
Azı kaldı yer yüzünde.
22.11.2001

Hüdayi babanın ölümü 22.11.2001 Saat 01.00
Benim duyduğum saat sabah 04 00
Şiirin yazılış saati sabah 05.45

KAVLİ KARAR

İnkar mı ediyon gözün yaşını
Niye ayrılırken ağlamadık mı?
Bir çapıt yırtıp da dilek ağcına
Kavli karar verip bağlamadık mı?

Sonra gelip oturduk ya çayıra
Dedin ya sevdiğim Allah kayıra
Seni yadı elde kimler doyura
Döşümüze vurup dağlamadık mı?

Meylini çevirme Allah aşkına
Yad elleri koyma gönül köşküne
Niye sitem ettin aşkı meşkime
Coşkun sular gibi çağlamadık mı?

KUL KEMAL geç kalıp nolur özletme
Köşe başlarında yolun gözletme
Göz yaşımı muhannetten gizletme
Aramızda birlik sağlamadık mı?
12.08.1976

YAR DİYEYİM Mİ?

Gönlüm seveceğin bir güzel gördüm
Şöyle bir güzele yar diyeyim mi?
Taradım okşadım zülfünü ördüm
Benim gönlüm sende var diyeyim mi?

Mutluluğun meftunusun ezelden
Ara onu bulmak için tez elden
Murat almak istiyorsan güzelden
Al beni sinene sar diyeyim mi?

Sim siyah saçları uzamış bele
Güzelliği uymuş lebinde dile
Sayılmaz benleri benziyor güle
Kurban olsun sana ser diyeyim mi?

Gel sev gönül böyle bir sevgili var
Tamda sana layık olacak bir yar
Melekler şahını al sinene sar
Dalımda gülümü der diyeyim mi?

KUL KEMAL’im derki Sivas boyundan
Şarkışla ilçesi saraç köyünden
Bir güzel gördüm ki huri huyundan
Al gönlümü diyor ver diyeyim mi?
1976


KAŞI İLE GÖZÜNDEN

Yaralandı gönül inkar edilmez,
Bir güzelin kaşı ile gözünden.
Tövbe bu yarayla menzil alınmaz,
Yaralandı sinem dilde sözünden.

Gece ayı yakar gündüz güneşi,
Cihanda bulunmaz benzeri eşi,
Görür görmez yandı gönül ateşi,
Kavruldu bedenim yandı közünden.

Endamı benziyor taze fidana,
Her bakışı zarar veriyor cana,
Yüz bin kere yansam bakarım yine,
Kavrulsa bedenim onun yüzünden.

Övünmek yakışır ulu soyuna,
Çekmiş şalvarını suna boyuna,
Karışmışlar düğün dernek toyuna,
Yetemedim peşi sıra hızından.

Bedenim yanıyor dedim aşkından,
Öç mü alıyorsun yoldan düşkünden,
Hüdayı seversen kovma köşkünden,
KUL KEMAL’i usandırdı nazından.
09.06.1998

TENEZZÜLLE

Mahmur gözlerinde muhabbet sezdim,
Sabah seherinde gördüğün zaman.
Aşkı hayalinle cenneti gezdim,
Tenezülle derdim sorduğun zaman.

Saçların tarımar zülfün dolaşık,
Gönlüm zindanına saçıldı ışık,
Leblerin yanına bir şimşir kaşık,
Lezzetine vardım sardığın zaman.

Zülfün’ü taramış kaşın üstüne,
Ak gerdan açılmış döşün üstüne,
Sanki güneş doğmuş kışın üstüne,
Eridim yüzüme baktığın zaman.

Eğer yandıyısam vebali sana,
Beni derde salan ey selvi suna,
Aşkıyın ateşi yerleşti cana,
Ar etmem ömrümü yaktığın zaman.

Badi saba meftun etti edası,
Bülbülleri aratmıyor sedası,
Sermest etti KUL KEMAL’i badesi,
Ne geçer eline yıktığın zaman.
10.11.1997


YARAM BENİM

İçerimden sızılıyor,
Çok derinde yaram benim.
Emir Hak’tan yazılıyor,
Herhal geldi sıram benim.

Bağrım içten içe yanar,
Dizim tutmaz başım döner,
Sanki felek beni sınar,
Ak olmadı karam benim.

Kalkmıyor ki baştan duman,
Gözlerimden gitmez güman,
Yeter çektiğim el aman,
Gülsün gayri şuram benim.

Çözülür mü beden buzu,
Görülmezse dostun yüzü,
Durmaz kanar gönül gözü,
Elim ermez saram benim.

KUL KEMAL’im bağrım narda,
Arıyorum yarim nerde,
Düştüm yola bir seherde,
Nerde gözü karam benim.
08.06.2001

BİR GÜZELİN TEBESSÜMÜ

Yüreğime tohum eker
Bir güzelin tebessümü
Ateş olur beni yakar
Bir güzelin tebessümü

Ölen insan cana gelir
Yaşamaktan heves alır
Her dertlere deva olur
Bir güzelin tebessümü

Eda ile nazı ile,
Baldan tatlı sözü ile,
Yakar beni gözü ile,
Bir güzelin tebessümü.

Bu kız beni yaktı aşka,
Davet ettim geldi meşke,
KUL KEMAL’i aldı köşke,
Bir güzelin tebessümü.
23.07.1975


GÖRSE İDİK CEPHELERDE

Kavga yerine barışı,
Görse idik cephelerde.
Sınırsız ilim yarışı,
Verse idik cephelerde.

Dünya halkları el ele,
Verilseydi mücadele,
Adım adım özgürlüğe,
Varsa idik cephelerde.

İlimde olsaydık gazi,
Kesilmezdi çağın hızı,
Silahın yerine sazı,
Çalsa idik cephelerde.

Silahlar bir alem olsa,
Kışlalara ilim dolsa,
Tüm dünyaya barış gelse,
Görse idik cephelerde.

KUL KEMAL’im çal sazını.
Cihan duysun avazını,
Barışın dostluk yüzünü,
Serse idik cephelerde.
16.08.1974

ÖLÇÜLÜ VER

Saya saya derdim bitiremedim,
Ölçülü ver kadir mevlam verirken.
Yüklendim sırtıma götüremedim,
Ölçülü ver kadir mevlam verirken.

Ben isyan ettikçe daha da verdin,
Çekemiyom dedim bu kadar derdin,
Figanım yükseldi zarımı gördün,
Ölçülü ver kadir mevlam verirken.

İlle de dostumun derdini ayır,
Yaralar sinemde büyür de büyür,
Gücümde yetmiyor diyemem hayır,
Ölçülü ver kadir mevlam verirken.

Yar yarası dersen boydan aşıyor,
Attım dağarcığa doldu taşıyor,
Gönlüm alev aldı nara pişiyor,
Ölçülü ver kadir mevlam verirken.

KUL KEMAL’im der ki yürek yaralı,
Ala hasret idim giydim karalı,
İpe sapa gelmez derdim sıralı,
Ölçülü ver kadir mevlam verirken.
20.04.1980

SANA GELİYOM CANANIM

Sana geliyom cananım,
Ondan bundan sora sora.
Ferim kesik yok dermanım,
Yollar beni yora yora.

Sizin iller uzak iller,
Bozuk bozuk ince yollar,
Ötmez oldu sazda teller,
Tellerini kıra kıra.

Sivasıma varam dedim,
Şarkışlam da duram dedim,
Yari çabuk saram dedim,
Yaklaşmışım vara vara.

KUL KEMAL’im bağrım yanar,
Ondan mıdır yari arar,
Sevdiğinde seni sorar,
Git döşüne vura vura.
30.07.1982

BEKLEYECEĞİM

Beni hatırlayıp döndüğün günü,
Vurulmuş olsam da bekleyeceğim.
Kıblem kabul edip gittiğin yönü,
Kırılmış olsam da bekleyeceğim.

Ne çektiğim elem ne gözde yaşım,
Tenha da ağlayan bu yalnız başım,
Seni bekleriken zehrolan aşım,
Darılmış olsam da bekleyeceğim.

Saçlarım bembeyaz biraz dökülmüş,
Suratım kırışmış belim bükülmüş,
Kalmamış mecalim ömrüm sökülmüş,
Burulmuş olsam da bekleyeceğim.

Deli poyraz gibi essem engine,
Çağlayıp coşarken gelir dingine,
KUL KEMAL teselli verip kendine,
Yorulmuş olsam da bekleyeceğim.
27.04.1972


AĞLAMA

Yazık olur gözlerine ağlama,
Ağlama yar gözlerine gurbanım.
Matem tutup karaları bağlama,
Bağlama yar yüzlerine gurbanım.

Sanki terse esmiş esen yellerin,
Rengi solmuş bahçendeki güllerin,
Perişan duruşun masum hallerin,
Sızlama yar sözlerine gurbanım.

Gül açan yüzüne bulut oturmuş,
Yorgun düşmüş umudunu yitirmiş,
Sanki bütün varlığını batırmış,
Çırpınma yar gizlerine gurbanım.

Bakışın değişti yorgun gibisin,
Çağlar coşar idin durgun gibisin,
Sanki bir şeylere kırgın gibisin,
Gizleme yar nazlarına gurbanım.

Ben kendimi el yerine koyamam,
Gözlerinin damlasına kıyamam,
Ardım dönüp bana neymiş diyemem,
KUL KEMAL’im tezlerine gurbanım.
08.06.2000

YİĞİT BEBEK

Ağladıkça gözler kara olurmuş
Ağla yiğit bebek şimdiden ağla
Ağlar isen annen meme verirmiş
Ağla yiğit bebek şimdiden ağla

Gözü kara olan korkusuz olur
El atar hakkını zorunan alır
Bütün zarar ağız dilsize gelir
Ağla yiğit bebek şimdiden ağla

Sarıl haklarına bırakma sakın
Zorluk çıkartırlar etmezsen akın
Yorarsan kendini zaferin yakın
Ağla yiğit bebek şimdiden ağla

Sakın ha doymadan çok şükür deme
Ya deli diyorlar veyahut seme
Adına benzersen gitmezsin güme
Ağla yiğit bebek şimdiden ağla

Bu dönek dünyada neler dönüyor
Kimi yer yanıyor kimi donuyor
Almayı bilirsen çok şey sunuyor
Ağla yiğit bebek şimdiden ağla

KUL KEMAL’im böyle sevdim torunu
Dedim ki bugünden düşün yarını
Ele ödün verme kendi yerini
Ağla yiğit bebek şimdiden ağla.
01.12.1999

BUYURUN İÇERİ

Bir gece vaktinde çaldık kapıyı
Buyurun içeri canımsın dedi
Şavgusuyla aydınlattı yapıyı
Öp öz kardeşimsin kanımsın dedi

O söyledi biz dinledik kelamı
Ondan aldık erenlerden selamı
Saydı üçler beşler kırklar makamı
Aynı felsefede yanımsın dedi

Hoş söyledi gönlümüzü güldürdü
İçimizde karanlığı öldürdü
Muhabbette bize bir sır bildirdi
Kıble arıyordum yönümsün dedi

Feyiz aldım kelamını dinledim
Coşa geldim inim inim inledim
Adım sordu şiir ile söyledim
Aynı cemal aynı tenimsin dedi

Çorum illerinin ozanı kaymak
Halkın dertlerini yazanı kaymak
Çevrilen dümeni bozanı kaymak
Sanki bağlamamda telimsin dedi

Ozan Emaneti, Naçari orda
Dört can bir cemaat söyleştik darda
Ne cini çağırdık ne şeytan burda
Çağdan çağa akan bilimsin dedi

Coşa geldik sohbetine doymadım
Vakit geçmiş mest olmuşum aymadım
Sanma seni can evime koymadım
KUL KEMAL bahçemde gülümsün dedi

YÜZÜ KARA

İzzet yok nefis yok namus arama
Hazır olda durur uçkur harama
Tatlı sohbet güler yüzü var amma
Adı kara yüzü kara kap kara

Tescilli mahluktur sicili bozuk
Onu tanıdığım günüme yazık
Eşi dostu olmaz herkese kazık
Adı kara yüzü kara kap kara

Kişiliksiz adam eline hırsız
Edepsizin biri utanmaz arsız
Yüzü meymenetsiz cemali nursuz
Adı kara yüzü kara kap kara

Kendi esmerdir ya sanmayın arap
İçilmez bununla bir yudum serap
İsyan değil amma bu kimdir yarap
Adı kara yüzü kara kap kara

KUL KEMAL’im bunlar neden aklanmaz
Sarımsaktan kokuludur saklanmaz
Kırk sabunla yıkasan da paklanmaz
Adı kara yüzü kara kap kara.
30.06.1996

KIYMETİNİ BİL ZAMANIN

Oyalanmak ömre zarar
Kıymetini bil zamanın
Bomboş mazi neye yarar
Kıymetini bil zamanın

İyilikten kalma geri
Cennet eyle her bir yeri
Bilim için akıt teri
Kıymetini bil zamanın

İleriye götürmeye
Azı çoğa yetirmeye
Kıyma canı bitirmeye
Kıymetini bil zamanın

KUL KEMAL’i sevin direk
İlme doğru yelin direk
Hep beraber yelken kürek
Kıymetini bil zamanın.
25.06.1990

YÜCE MEVLAM

Yüce mevlam açık kapın yok mudur
Ol görüp yanına giremiyorum
Senden mahrum kalmak bana hak mıdır
Dergahına yüzüm süremiyorum

Borcumu ödüyom ne bitmez senet
Hakkımı arıyom sofiye inat
Eğer Allah isen gel doğru yönet
Dürüstlük nerede göremiyorum

Tavuk verin gelecekse kaz dedin
Fukaraya ölme önün yaz dedin
Bunca mescit cami bana az dedin
Ben bir eve postu seremiyorum

Hırsızlar haydutlar zengin oldular
Ben vermem diyorsun nerden aldılar
Yada seni uyuttular çaldılar
Başkada bir mana veremiyorum

Azrailden azgın Azrail çıktı
Senin adın ile kulunu yaktı
Bu nasıl marifet gücün mü yoktu
Sana isyan edip soramıyorum

Doğruyu söylemek haram mı hak mı
Hiçbir gün sormadın aç mısın tok mu
Tanrım bunda senin hiç suçun yok mu
Yinede kötüye yoramıyorum

Çok aradım bulamadım izini
Muammasın çözemedim gizini
Arşa çıktım göremedim yüzünü
Daha da ileri varamıyorum

KUL KEMAL’im arar arar bulamaz
Bunca mahluk adresini bilemez
Hiç mi senin eşin dostun olamaz
Sormayım diyorum duramıyorum.
17.10.2000

BAĞBAN UYURMU

Bir bağa girdim ki bağban uyuyor
Sordum bağ bancıya bağ ban uyurmu?
Hoyratlar dadanmış bağı yoluyor
Sordum bağ bancıya bağ ban uyur mu?

Bağ ban sah durmalı uyku necedir
Bağ ban uyur ay karanlık gecedir
Yolunuyor bizim bahçe nicedir
Sordum bağ bancıya bağ ban uyur mu?

Fidanlar ham tıraş meyveler taze
Emanet edilmiş bu bahçe bize
Bahçıvan uyuyor bekçi kepaze
Sordum bağ bancıya bağ ban uyur mu?

Ağacı budasan ışkınlar verse
Böyle bağa bağdan anlayan girse
Çapasını vursa meyveyi derse
Sordum bağ bancıya bağ ban uyur mu?

Bağı tazeledik ışkın verecek
Gül açacak bağcı güller derecek
KUL KEMAL’im artık kalktı gidecek
Sordum bağ bancıya bağ ban uyur mu?
07.04.1987

ESKİ GENÇLİĞİME

Eski gençliğime eski hızıma
Dönemedim dönülmüyor efendim
Baktım da ağladım solgun yüzüme
Dinemedim dinilmiyor efendim

Saçta beyaz yoktu alaya döndü,
Ehli kamil oldun dur gayrı dendi,
Kasırgalar sustu fırtına dindi,
Diyemedim dinilmiyor efendim.

Haz verirdi bana bülbül ötüşü,
Çağlayıp coşardı gönül kutusu,
Yüzüme kapandı kader kapısı,
Açamadım açılmıyor efendim.

Yar yarası ceza verdi canıma,
Verem etti uğramadı yanıma,
Kurtulmak istedim bu dertten amma,
Kaçamadım kaçılmıyor efendim.

Dert ortağım diye sana açıldım,
KUL KEMAL’im bade olup içildim,
Kırk yaşımda yarış yaptım geçildim,
Uçamadım uçulmuyor efendim..
10.07.1993

BU MEMLEKET

Sabah onda öğle on dört mesayi
Bu memleket kalkınır mı kalkınmaz
Hırsızlara teslim ettik kasayı
Bu memleket kalkınır mı kalkınmaz

Sabah sigarayla makyaj molası
Peşi sıra kahve sohbet arası
Şimdi sıradaki alo sırası
Bu memleket kalkınır mı kalkınmaz

Vatandaş sırada kapı dışında
İşler yürümüyor masa başında
Ojesi elinde cımbız kaşında
Bu memleket kalkınır mı kalkınmaz

İşlentiyi işyerine götürdük
Resmiyetin düzenini batırdık
KUL KEMAL’im ilim irfan yitirdik
Bu memleket kalkınır mı kalkınmaz.
30.07.1995

TANIMAZ OLMUŞ

Giyindim kuşandım aynaya baktım
Benim gözüm beni tanımaz olmuş.
Her şeyi dert ettim ömrümü yaktım
Benim gözüm beni tanımaz olmuş.

Elmalı yanaklar gül gibi solmuş,
Dolgun yüzlerime çizgiler dolmuş,
Bakmışta aynaya kim diye sormuş,
Benim gözüm beni tanımaz olmuş.

Ne saçlarım kalmış ne de dişlerim
Kabul etmem kocalığı dışlarım
Kimdin diye düşünmeye başladım
Benim gözüm beni tanımaz olmuş

KUL KEMAL’im insan doğarsa ölür,
Sanma kul dünyada ebedi kalır,
İnsanda kendine yabancı olur,
Benim gözüm beni tanımaz olmuş.
12.05.1990

YOLU NE OLMUŞ

Yan gelip de gos gos atana bakın
Bozulmuş düzeni halı ne olmuş?
Destursuz geçilmez idi önünden
Patikaya dönmüş yolu ne olmuş?

Kime yan baktıysa Allah kayıra
Kimin gücü yeter nasıl ayıra
Mümkün mü destursuz karın doyura
Niye kekeliyor dili ne olmuş?

On çift camız ile tarla sürerdi
Yallah dedi miydi dağı yarardı
Bir tek emri ile köyü yorardı
Engel tanımayan seli ne olmuş?

Gitsin de gelmesin o eski günler
Beni derde salan hatıra dünler
İnsan emeğini soyandı bunlar
Kapatmış başını keli ne olmuş

Neler gördük neler çektik mazide
Yavan ekmek bulamadık bazıda
Yırtık çarık mal yayardık yazıda
KUL KEMAL’i döven deli ne olmuş?
13.08.2001


NOLUR

Aramıza hasret giriyor diye
Elini koynuna sokmasan nolur?
Ebediyen ayrı kalacak gibi
Karalı yemeni takmasan nolur?

Sen böyle ağlarsan ben nasıl gül em
Ne zaman dönerim ben nerden bilem
Zaten bana yeter yar benim çilem
Birde sen ateşe yakmasan nolur?

Bir bizim değil ki gurbet çilesi
Sevenleri vurur aşkın sillesi
Ayırıyor diye soyka kalası
Gözünden yaşını dökmesen nolur?

Ben bu gurbet ilden zaten naçarım
Yad eli duydu mu yanar içerim
Senden geçmem yarim candan geçerim
Acılı sözünü çakmasan nolur?

Aşkımın pahası canımdan ağır
Gurbete gidenler yarden mi soğur
KUL KEMAL’im gider tez geri gelir
Şimdiden hasretlik çekmesen nolur?
10.07.1979

ÖZLEDİM YAVRULARIMI

Bir oğlum var iki kızım
Özledim yavrularımı
Büyüyor içimde sızım
Özledim yavrularımı

Kaç zamandır göremiyom
Kolum açıp saramı yom
Elde değil gelemi yom
Özledim yavrularımı

Aydanın kaşları kara
Kendi esmer gözler ela
Sizden ayrı dura dura
Özledim yavrularımı

Burcumu görme göresin
Hasta idin ölmeyesin
Babasız gömülmeyesin
Özledim yavrularımı

Özgürümü nasıl övsem
Kucağıma alsam sevsem
Sarıl bana oğlum desem
Özledim yavrularımı

KUL KEMAL’im yandım nara
Doymadan ayrıldım yare
Parçalandım pare pare
Özledim yavrularımı

1987

BAL YAPARDIM

Sohbet etsem Arif inen
Arı olur bal yapardım
Zor bulunmaz tarif inen
Gide gele yol yapardım

Derya deniz aşa aşa
Hedeflere koşa koşa
Aşka gelip coşa coşa
Baldan tatlı dil yapardım

Tabiata yar olurdum
Solan güle su bulurdum
Çiçeklerden öz alırdım
Peteklere bal yapardım

Kelamına önem verip
Alimler cemine girip
KUL KEMAL fikrimi yorup
Tutunacak dal yapardım.
27.08.1997

YÜRÜ BİRE

Yürü bire yalan dünya
Çekilecek hal değilsin
Yaşıyorum üstünde ya
Yürünecek yol değilsin

Engebeli dağın taşın
Yoksul olan donar kışın
Hiç mi bitmez senin işin
Çok cimrisin bol değilsin

Kahır çektim üzülerek
Soğuklarda büzülerek
Hayat sürdüm ezilerek
Gönül yapan dil değilsin

Arı gibi işim bitmez
Başımızdan boran gitmez
İlmine bir ömür yetmez
Ulaşılır dal değilsin

KUL KEMAL’im yandım aşka
Doyamadım yarle meşke
Güzelliğin başka başka
Doyulacak bal değilsin
03.04.1998


YİNE PERİŞANIM

Çabuk haber verin yarene dosta
Yine perişanım hallerim inen
Deyin ki şu garip ölümcül hasta
Kalkmıyor bedenim bellerim inen

Yerimden doğrulup gahamıyorum
Sağıma soluma bahamıyorum
Kimsesiz dışarı çıhamıyorum
Yardım istemezsem dillerim inen

Öksürdükçe içim dışım yanıyor
Sanki ayazdayım beden donuyor
Midem bulanıyor başım dönüyor
Döşümü yoluyom ellerim inen

Dert kapladı sızı sardı döşümü
Ağrısından dik tutamam başımı
Siliyorum durmadan göz yaşımı
Yüzümü yıkadım sellerim inen

Kırk altı yaşımda bu ne vaziyet
Her yanım sancılı cana eziyet
Dostlarımdan name geldi taziyet
Sağım solum doldu güllerim inen

Gönlümde tufan var yarsız durmuyor
Elim çekincede işe varmıyor
KUL KEMAL dünyayı gözüm görmüyor
Yare selam saldım telerim inen.
11.06.1999

DÜŞMANIM VARIMIŞ

Kuşandım silahı dışarı çıktım
Düşmanım varımış bulamıyorum
Kainata aynı göz ile baktım
Kim iyi kim kötü bilemiyorum

Garez ile kini aldım yanıma
Ölsün dedim kendi öp öz canıma
Düşmanlığı hedef aldım yönüme
Kalbimden karayı silemiyorum

Kime baktı isem düşmanca baktım
Öldürmek yetmedi ateşe yaktım
Kendimi kandırdım haklıya çıktım
Benim gibi olma dilemiyorum

Benden üstünlerin ardından attım
Bir iftira ettim on daha kattım
Beş para etmezi pahalı sattım
Cebim huzurlu ya gülemiyorum

Aradım kusuru kendi özümde
Tanınmadık maske vardı yüzümde
KUL KEMAL’im ayar durdu sazımda
Toplumun içine giremiyorum.
20.02.1997


ÖLE YAZDIM ARAMADIN

Hiç mi vicdan yoğudu ki,
Öle yazdım aramadın.
Ameliyat masasında,
Öle yazdım aramadın.

Verdiler narkozu bana,
Azrail el attı cana,
Haberin varıken gene,
Öle yazdım aramadın.

Bakın karalı yazıma,
Bıçak değdi boğazıma,
Lokma girmiyor ağzıma,
Öle yazdım aramadın.

Gelir diye gözüm yolda,
Kimsesizim gurbet elde,
Hasstalandım kötü halde
Öle yazdım aramadım.

KUL KEMAL’im kuzuyudu,
Yüreğinde sızıyıdı,
Selamına razıyıdı,
Öle yazdım aramadın.

ÇAKTIRIRLAR

Bakmazsan gözün önüne
Baktırırlar baktırırlar
Bir elense boynuz yere
Çaktırırlar çaktırırlar

Payalanma akçe ile
Pis nefsini getir yola
Sahip ol ağzında dile
Yaktırırlar yaktırırlar

Çıkmak istersen saygına
Yılanı alma koynuna
Yağlı urganı boynuna
Taktırırlar taktırırlar

Yakın durma kadılara
Uyma dedikodulara
Aslanları kedilere
Yıktırırlar yıktırırlar

Ayır sinekle arıyı
KUL KEMAL gör yukarıyı
Zamansız çalma boruyu
Bıktırırlar bıktırırlar
06.06.2000

BEN KÖTÜ OLDUM

Şaştım kaldım insanların işine
Tövbe olsun gitmem gayrı peşine
Taşınan değneği vurdu başına
Döven iyi oldu ben kötü oldum

Tutar yakasından yere yatırır
Çamurlu çaylaklı suya batırır
Sırtına binerek dürter götürür
Kovan iyi oldu ben kötü oldum

Bir birinin gölgesine basıyor
Gıybetine ipe takıp asıyor
O da yetmez kör bıçakla kesiyor
Söven iyi oldu ben kötü oldum

Bir birine bağlandılar örkünden
Az mı geçtim şu feleğin çarkından
İftiradan uzaklaştım korkumdan
Diyen iyi oldu ben kötü oldum

KUL KEMAL’im kimse ile yarışmam
Etlisine sütlüsüne karışmam
Huyum değil haydutluğa girişmem
Soyan iyi oldu ben kötü oldum.
01.04.1999


SEFA GELDİNİZ

Bizim elde muhabbeti kurmaya
Merhaba dostlarım sefa geldiniz
Tatlı dilin lezzetine varmaya
Merhaba dostlarım sefa geldiniz

Birlik beraberlik olsun özümüz
Kırgınlık görmesin gülsün yüzümüz
Muhabbet türküsü çalsın sazımız
Merhaba dostlarım sefa geldiniz

Özü ile sözü doğruya ayan
Muhabbet ettikçe mutluluk duyan
İnsanları candan sevip de sayan
Merhaba dostlarım sefa geldiniz

Böyle cemin meftunuyum ezelden
Vazgeçer mi gönül tezden güzelden
Muhabbette bırakılmaz saz elden
Merhaba dostlarım sefa geldiniz

Çok şükür ki böyle günüde gördüm
Sesime sazıma düzeni verdim
KUL KEMAL sohbetin tadına vardım
Merhaba dostlarım sefa geldiniz.
26.04.1995

ARMI SAYILIR

Divaneyim bir güzelin derdinden
Yanıp tutuştuğum ar değil bana
Ağıtlı türkülü dağlar ardından
Yar için çektiğim zar değil bana

Aşkı ile yaktı kavurdu beni
Esti poyraz gibi savurdu beni
Bin bir cefa ile yoğurdu beni
Kim demiş bu dertler zor değil bana

Yeter ki gel desin dağlar düz olur
Gönül kışı biter bahar yaz olur
Doksan dokuz derdim varır yüz olur
Uzaktan bakışmak kar değil bana

Yeter çektiklerim derdim bitmiyor
Feryadım yükseldi yare yetmiyor
KUL KEMAL’im gece gündüz yatmıyor
Yüreğimi yakan kor değil bana
16.07.1976


ÖZÜN BAŞKA ÖZ OLMASIN

Onurunu koru bacım
Özün başka öz olmasın
Boyunu aşıyor acın
Sözün başka söz olmasın

Kalma erinden geride
Başta ol ilmi seride
Bırakma işi yarıda
Hızın başka hız olmasın

Çekinmeden hakkın iste
Dertlerinden kurtul este
Hem cinsini koyma yasta
Hazın başka haz olmasın

Anam kızım eşim kadın
Dünyaya tat verir tadın
Beni yakan senin odun
Közün başka köz olmasın

KUL KEMAL’le kavli karar
Birlikte ol etme zarar
Yalnız kavga neye yarar
Tezin başka tez olmasın.
12.10.2001

ZİYARETE ŞEMESİ VAR

Genel kültür eşiğidir,
Benim köyüm Saraç köyü.
Medeniyet ışığıdır,
Benim köyüm Saraç köyü.

Ziyarete şemesi var,
Kurban kesip yemesi var,
Ozanların demesi var,
Benim köyüm Saraç köyü,

Kızılırmak’la süslenir
Çağdaş çifcilik üslenir
Eşine çok az rastlanır
Benim köyüm saraç köyü

Şarkışla’lı Sivas eli
Yeryüzünün kültür seli
Evliyanın erin kolu
Benim köyüm Saraç köyü

KUL KEMAL’im övüyorsa,
Bunca candan seviyorsa,
Bilemeyenler soruyorsa,
Benim köyüm Saraç köyü.
30.04.1996


BİR TÜRKİYE İSTİYORUM

Cenet gibi oluşacak,
Bir TÜRKİYE istiyorum.
Her ulusla yarışacak,
Bir TÜRKİYE istiyorum.

Temiz çevre ormanı çok,
Yeşili var erozyon yok,
Mutlu insan karınlar tok,
Bir TÜRKİYE istiyorum.

Kültürüyle giden önde,
İlerleyen çağdaş yönde,
Pırıl pırıl doğan günde,
Bir TÜRKİYE istiyorum.

Çevresiyle yöresiyle,
Kültürüyle töresiyle,
Ormanlara sevgisiyle,
Bir TÜRKİYE istiyorum.

Güler yüzlü samimiyet,
Saygı sevgi iyi niyet,
KUL KEMAL’im böyle cennet,
Bir TÜRKİYE istiyorum..
02.05.1997


ALDI BİR TELAŞ

Akşam olur sabah olur yar gelmez
Yine deli gönlü aldı bir telaş
İçimden yanarım dışıma sinmez
Yine deli gönlü aldı bir telaş

Nerde kaldı diye çabalar sorar
Bulamaz kendini boşuna yorar
Dizlerini döver saçını yolar
Yine deli gönlü aldı bir telaş

Zapt olmuyor deli gönül divane
Bozulmuş bahçesi bağı virane
Kalkıp da yollara düştü revane
Yine deli gönlü aldı bir telaş

Mihman kabul etmez gezer biçare
Dizilmiş sineye dert pare pare
Gözleri didemli yüreği yare
Yine deli gönlü aldı bir telaş

Başımdan aşıyor sevda dumanı
Engelleri zorlu vermez amanı
KUL KEMAL’im dosta gitme zamanı
Yine deli gönlü aldı bir telaş
09.08.1995

İNKAR ETSEM NEYE YARAR

Arıyorum dünkü günü
İnkar etsem neye yarar?
Giden ömür gelmez geri
İnkar etsem neye yarar?

Saç döküldü alnım açtı
Geçti gitti gençlik uçtu
Gayrı fırsat elden kaçtı
İnkar etsem neye yarar?

Dermansızım güç yetmiyor
Bülbül idim dil ötmüyor
Yürüyorum diz tutmuyor
İnkar etsem neye yarar?

Yaramadım hiçbir işe
Bunca ömür geçti boşa
İhtiyarlık çöktü başa
İnkar etsem neye yarar?

Her şeyimi doğru yazdım
Bazı estim bazı tozdum
Yalnız KUL KEMAL’i üzdüm
İnkar etsem neye yarar?
09.10. 1995

AYRI YARATMIŞ

Baka kaldım bir güzelin yüzüne
Tanrım onu bizden ayrı yaratmış
Benziyordu ilahların kızına
Tanrım onu bizden ayrı yaratmış

Kaşları yay gibi gözler karalı
Gerdanında siyah benler sıralı
Sanki yüce dağın gezgin maralı
Tanrım onu bizden ayrı yaratmış

Dudağı andırır olgun kirazı
Görür görmez ömrün gitti birazı
Sesi bülbüllerin coşkun avazı
Tanrım onu bizden ayrı yaratmış

Huyunu sorarsan melek huyludur
Görünüşü kibar usul boyludur
Doğumu Şarkışla Saraç köylüdür
Tanrım onu bizden ayrı yaratmış

Edası var amma nazı bir başka
Tatlı şivesine tutuldum aşka
Oda KUL KEMAL’i yaktı ateşte
Tanrım onu bizden ayrı yaratmış
10.11.1995


SIRA CANIMDA

Bir güzelin hasretine yanalı
Özümü kaybettim sıra canımda
Diyarı gurbette kaldım kalalı
Düzümü kaybettim sıra canımda

Bir an olsun düşmez adı dilimden
Aşk yarası çıktı her bir dalımdan
Haber umdum alamadım delimden
Gözümü kaybettim sıra canımda

Cemali benziyor aya güneşe
Gurbette kalalı kalmadı neşe
Yarden ayrı geçen şu ömür boşa
Yazımı kaybettim sıra canımda

Sivas nere canım Ankara nere
İncesu dediğin bir geniş dere
Rasgele oturdum bir düzlük yere
Hazımı kaybettim sıra canımda

Ne söylersen söyle KUL KEMAL duymaz
Yarsız geçen ömrü yaşadım saymaz
Korkarım canımı bedende koymaz
Sazımı kaybettim sıra canımda.
03.03.1998


KAYDIM GİDİYOM

Dünya dertlerini meşakkat ettim
Tükendim ahrete kaydım gidiyom
Gam ile kederle ömrümü yedim
Farkına varmadan doydum gidiyom

Zalim felek ile her gün dövüştüm
Kötülüğe ardım döndüm savuştum
Arı oldum çiçek ile seviştim
Balımı peteğe koydum gidiyom

Ekmek buldum şükür ettim sovana
Çok sarıldım yorgan diye savana
Selam verdim gıybetime sövene
Özümden kibiri soydum gidiyom

Benliği sevmedim sakındım ondan
Saygıyı sevgiyi savundum candan
Bugünü yarını düşündüm dünden
Yarını bir günü saydım gidiyom

Çok çileler çektim halim perişan
Gençliğim varidi kuşla yarışan
Bir ben vardı benim ile vuruşan
Vurdum KUL KEMAL’e kıydım gidiyom.
29.11.1999

BEN AŞIK OLDUM OLALI

Yanıyorum yar nardayım
Ben aşık oldum olalı
Karda değil zarardayım
Ben aşık oldum olalı

Gönlüm coştu durulmuyor
Hiç yanına varılmıyor
Dünya göze görülmüyor
Ben aşık oldum olalı

Keman kaşına vuruldum
Koştum peşinden yoruldum
Yar diye taşa sarıldım
Ben aşık oldum olalı

Nere baksam onun yüzü
Yakar beni kaşı gözü
Durulmuyor kalbin hızı
Ben aşık oldum olalı

KUL KEMAL’im zehir aşım
Gönlüm yara ağrır döşüm
Hiçbir yere sığmaz başım
Ben aşık oldum olalı
28.02.1999


GEÇ KALMIŞIM

Saçların çok güzel olmuş
Dedim amma geç kalmışım
Kakülün gül yüze uymuş
Dedim amma geç kalmışım

Niye beni üzüyorsun
Ela gözle süzüyorsun
Hurilere benziyorsun
Dedim amma geç kalmışım

Değişmemiş uruba sı
Üstünde eski libası
Geç fark ettim açıkçası
Dedim amma geç kalmışım

Özürüm kabul etmez
Sitem eder sözü bitmez
Utanıyom yüzüm tutmaz
Dedim amma geç kalmışım

Hiçbir çare bulamadım
Kırık gönlü alamadım
Dalgın idim bilemedim
Dedim amma geç kalmışım

KUL KEMAL’im hakka ayan
Doğruları ettim beyan
Haksız sanar seni duyan
Dedim amma geç kalmışım
07.07.1998

VEYSEL BABA

Anadolu’muzun yanık türküsü
Haz aldım gidiyom Veysel babadan
Kuşaktan kuşağa kaldı öyküsü
Öz aldım gidiyom Veysel Babadan

Kara toprak dile geldi sazınan
Dertlerini anlattırdı hazınan
Uzun ince yolu geçti hızınan
İz aldım gidiyom Veysel babadan

Yedisinde çiçek aldı gözünü
Çarkı felek yokuş etti düzünü
Göremedi sevdiğinin yüzünü
Naz aldım gidiyom Veysel babadan

Görmez gözleriyle ufuklar aştı
Sel oldu deryaya sığmadı taştı
Vurdukça tellere yaramı deşti
Baz aldım gidiyom Veysel babadan

Halklar arasında barış düşledi
İkiliğe illet deyip dışladı
Meyvesiz çalıya fidan aşladı
Lez aldım gidiyom Veysel babadan

Atatürk’e ağıt yaktı ardından
Yanıp durdu Atam diye derdinden
Cumhuriyet demokrasi yurdundan
Tez aldım gidiyom Veysel babadan

KUL KEMAL’im sazım ile sözümle
Üstadımın izindeyim azimle
Aldım sancağını şahin hızımla
Hız aldım gidiyom Veysel babadan

SARAÇ KÖYÜ SÖKÜN OLDU

Bindokuzyüz altmış yedi sonunda
Saraç köyü sökün oldu gidiyor
Hiç kimse kalmadı benim köyümde
Koca bir kamıyon doldu gidiyor

Yoksulluk kâr etti bu köyde cana
Aşı yok ki bebe doyursun ana
Bir ekmek parası bul diye bana
Anam saçlarını yoldu gidiyor

Zarar ettik öküz ile camızdan
Yavan kaldık çökelekten dımızdan
Dağları inlettik feryadımızdan
Babayı oğuldan böldü gidiyor

Kimisi amale kimi kapıcı
Pantol yırtık su çekiyor pabucu
Arar olduk halka ile popucu
Betimiz benzimiz soldu gidiyor

Yavan ekmek yedik yoğudu katık
Gülen yüz kalmadı çehreler çatık
Batık KUL KEMAL’im bu kader batık
Ölenler köyüne döndü gidiyor.
12.12.1995

ACIMIYORSUN

Yaralı yüreğim sitem kar etmez
Gün be gün eriyor acımıyorsun
Ceza veriyorsun daha da yetmez
Yinede veriyor acımıyorsun

Yanıyorum içten içe durmadan
Ömrüm biter menziline varmadan
Sen vuru yon zalim felek vurmadan
Yinede vuruyor acımıyorsun

Şu gönlümün oğul veren balısın
Karanlık bahtımın açan gülüsün
Dayandığım bir tek umut dalısın
Yinede kırıyor acımıyorsun

Aşkıyın kuluyum sevdana esir
Utanırım sana edemem kusur
Sana korkağım ya ellere cesur
Yinede soruyor acımıyorsun

KUL KEMAL divane bir deli olmuş
Sararmış dalında çiçeği solmuş
Ömrü bitmiş şurda birkaç gün kalmış
Yinede yoruyor acımıyorsun
10.10.1997

Kemal Işık
Kayıt Tarihi : 17.3.2007 21:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kemal Işık