Atıp da içine derdi tasayı,
Döndükçe hislenir yel değirmeni.
Unutur zamanla haftayı ayı,
Rüzgârla beslenir yel değirmeni
Gecenin yorgunu, günün galibi
Sürekli mekânı bir dağın dibi,
İlkbahar gelince bir gelin gibi,
Kendine süslenir yel değirmeni.
Sevdanın yolunda yorulmak bilmez,
Nazlanıp aşkına kırılmak bilmez,
Bir saçı Leyla’ya sarılmak bilmez,
Taşlara yaslanır yel değirmeni.
Kışın ayazında, karın buzunda
Gökten yere yağan asit tozunda,
Çatlamış toprağın susuz yazında,
Gözleri ıslanır yel değirmeni.
Rüzgârın yönüyle karışır işler,
Aniden tersine dönmeye başlar,
Bulutun gözünden düşerken yaşlar,
Kuşlara seslenir yel değirmeni.
Bunca yaşantısı sabırla dolu,
Geçmişten bugüne uzanır yolu,
Kırılır zamanla kanadı, kolu,
Ayakta paslanır yel değirmeni.
Kayıt Tarihi : 4.2.2010 18:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!