Yeksan Bir Parende Şiiri - Önder Karaçay

Önder Karaçay
1808

ŞİİR


81

TAKİPÇİ

Yeksan Bir Parende

Zaman değiştiriyordu en keskin görünen gerçekleri bile,
Bilmelisin ki bu sözler samimiyetle geldi dile

Dimağımızın köleleri kararlarımızın
Dizginlerini bıraktık kendi başına,
Şiddetle yerinden fırlayan fikirler şimdi yerinde sayıyor,
Ham meyve çekinceliğinde tutunuyordu
İlk zamanlarda hayata,
Olgunlaştı şimdi

Silkindi ve düştü yere dalından,
İnsanlık her çağda
Bir tek kendine olan borcunu ertelerdi,
Ödemeye ömrü yetmezdi,
Her insan kendine borçlu giderdi.

Tutkularımız, hayallerimiz öyle buyurur,
Acı ve sevinçler eyleme döküldüğünde
Kendini yok eder.

Mutluluk çok fazla öz güveni yüksek bir duygudur,
Mutsuzluksa yası çok fazla uzatır.

Acı bayram gibi gelmişse hayatımıza
Sevinç başlar ağlamaya

Hangi insan cevabı bulunmamış soruların
Hepsini cevaplamış ki
Her insan bir soru, bir sorun bırakır da gider

Düşenleri önce en yakınları terk eder,
Bundan bize bir fayda yok diye
Fakirin birinin başına talih kuşu konarsa,
Bu hal düşmanı bile dost eder.

Bir yaren aramayan yarsız kalmaz,
Ayrı düşmüş yalnızlıkların arayışı
Yari bile düşman eder.

Nasıl bir insanlık çağında yaşar olduk,
Ağaçların kesenlere, kesmeyin diyenleri,
Hayattan kopararak önünü kesiyorlar.

Ve diyorlar ki; sesini çıkarma,
Sen ye, iç, tüket, tembellik et,
Kal hep birilerine muhtaç
Sizin yediğiniz içtiğiniz kimindir?
Diye sorma
Elinde avucunda ne varsa alırlar
Aç kalırsın

Tarih her zamanında insana hep aynısını söyler;
Hak yeme, hak yedirme,
Sonra niyetler olur toz duman,
Hayallerin için atarsan parende,
Olursun yerle bir yeksan

Münzevi bir çiledir hayat insana,
İnsan yüzünden

Gülümseme mecalini kısaltan bir ömür,
Sığmaz insan yüzüne
Fareli arşivin kağıt toplayıcısı yazarlar,
Sözleriyle vurur insanı insanın yüzüne..

Önder Karaçay

Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 7.7.2016 10:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Önder Karaçay