Kaç kez almak istedim kalemimi elime ve kaç kez bıraktım bilmiyorum.Tek bildiğim kırgındım.Kırılmışlığım sanamıydı? hayır.
Can damarımı kesip, kopup gelen keskin parçalar bana saplanırken, sitemimse aşkaydı.Ben sana nasıl sitem edebilirim ki gün yüzlüm.İnsan var olma nedenine nasıl küsebilir,sitem edip,kahredebilir ki.Ben,senin tarafından şahsıma bahşedilen,yüreğimin coğrafyasına ilmek ilmek,binbir emekle,sabırla işlenen aşkını sevdim.Sende şekillendim,boy verdim,bir prizma gibi renkten renge girdim.Gök kuşağına seninle eriştim ve şimdi itiraf ediyorum ki ben en çok seni sevmeyi 'sevdim'.
Varlığın, başı başına var olmama sebebti.Yediveren gülleri gibiydi senin sevdan.Bir tarafın solarken bir tarafın goncaya dururdu.Bir umutsuzluk bulutu kaplasa semayı,bir yanda güneş olup doğardın ve ben her daim güne bakardım sense güne baktırandın.Ben karanlık geceyi yırtmaya çalışırken sen şafağımı aydınlatandın.
Ben hayatla ilk kez seninle dalga geçtim,gülüp geçtim her şeye.Ciddiye aldığım şeylerdi beni yaralayan ve seninle kabuk bağladı dağladığım yürek yaram.İlk kez seninle şenlendi mısralarım,umutla doldu düşünü kuramadığım yarınlarım.Ve ilk kez seninle adım attım aşkın gizemli yollarına ve yelken açtı yüreğim, adı aşk olana 'adamların adamına'sevdalıma.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
kaleminize yüreğinize sağlık kutluyorum... şiir tadında kalın..
esaretim.Özgürlüğümsün,güne bakanımsın,Bekliyorum...hadi artık yaz bir şiir ve yediveren gülleri gibi olsun sevdiğin
Güzel duygular için teşekkür ederim; çok güzel! 10 puan +ant. İyi geceler...
İlknur hanım...
Bu kurug ve duygu güzelliklerine cevap gelmesse her türlü sitemde haklı durumda olursunuz...
Latife bir yana duygu olarak çok güzel...keyif verici....
........Saygıyla
Zaman bulduğunda tekrar okuyacağım şiir tadındaki, duygu yüklü başarılı çalışmanızı, ve o güzel şiir dolu yüreğinizi tebrik ediyorum sevgili İlknur hanım..
Tam puanımla.. + Ant..
Saygı ve Selamlarımla..
Siz de şairsiniz sevgili İlknur. Bilirsiniz, yaz deyince yazılmaz ki... İlham perileri!...Şu sıralar çok meşguller sanırım. Ama sizin yazdığınız böylesine sevgi dolu, aşk dolu bir yazıya taş olsa dile gelip yazmaya başlar, dilsizler dillenir.Hiç endişeniz olmasın cann...Kutladım bu içten yürek sesinizi ve güçlü kaleminizi...+ 10
- ÇıKMAZ SOKAKLAR
Öyle olmadık şeyler yapıyorsun ki bazen,
Kessen bir damla kanım akmıyor,
Kahroluyorum.
Cezalandırmak için seni
Önce gözlerini unutmak istiyorum.
Alıp fırçamı elime,
Paletimden bir tutam siyah sürüyorum.
Olmuyor bir türlü,
Açınca gözlerini kayboluyor siyahlar,
Bakıyorsun bana;
Biraz deniz, biraz yosun…
Sıcacık, güven dolu gülümsüyorsun,
İstesem de unutamıyorum…
İşte o zaman diyorum ki sessizce;
/Sürgüne gitmek sefam olurdu
gözlerin sürgünüm olsaydı eğer…/
Bir gece yarısı geliyorsun apansız;
Kucağından taşıyor güller…
Duruyorsun öylece,
Çocuksu ve garip
Gözlerin sevecen, ellerin ateş…
Şaşırıyorum.
Özel bir gün müydü atladığım?
Der gibi bakıyorum.
Yok, atlayan benim aslında diyorsun.
Ben, dalgın bir adamım biliyorsun.
Yaş günü, evlilik yıldönümü ve diğer günler…
Özenirim anımsamaya,
Yine de unuturum birer birer.
Özel günlerin ne önemi var?
Sen o kadar özelsin ki, yeter…
Bu iki beyaz gül
Bana verdiğin iki yavrumuz için,
Onlar her şeye değer.
Kırmızıları ise unuttuğum o günlere say Gülüm,
Ömrüm seninle güzel.
Nice mutlu yıllara Gülüm,
Birlikte iyi seneler…
Utanıyorum.
Ama o kadar içten söylüyorsun ki,
İnanıyorum.
O zaman düşüyor gönlümün kaleleri,
Tüm çıkmaz sokaklarım sana çıkıyor.
Ve diyorum ki;
/ Vursalar üstüme demir kilitler,
Ayak bileklerime de zincirler,
Fark etmez hiç ziyaretçim olmasa bile
Yüreğin zindanım olsaydı eğer… /
İstesem de sana bir türlü kızamıyorum…
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta