Yedigöller Şiiri - Hulki Can

Yedigöller on dört pınardan
On dört pınar yüzdoksanaltı çokrağandan
Yüzdoksanaltı çokrağan da İvrizin pembe ayaklarıyla bastığı
İkibinyediyüzkırkdört gözyaşı göbelinden doğdu.
Her pınar bir ana vuracı, her göl bir oğulcuk koruganıydı.
Göllerin, arıların ve balların tanrıçası İvriz
Delirten baldan yiyen acundaş Tungayı ölümden kurtaramadı.
Tungay dolunay vakti çakal gibi uludu,
Dördün süresi bitene dek kırlarda vahşi hayvanlarla dövüştü
Sığır gibi ot yedi.
Yürek buruntuları içinde öldü...
Ve gözyaşlarından İvrizin Yedigöller doğdu.

I. Nazlıgöl
Canlı.
Gizemli. Nazlı.
Nilüfer. Yaprağı.
Fil kulağı. Rüzgarlı.
Göl ormanı gece...
Pırlanta eğimli bir taşın
Kesilmiş yüzü gibi
Sessizlik.

II.. Büyükgöl
Ses veren tılsımlı dağdan
Akar göle elginlik
Karaçam göl ve gölgelik
Yedipınardan geleğen
Sarıçamlara gideğen
Akak Bolu dağına
Vincent Van Gogha.

III. Küçükgöl
Bakar ona göl.
Ona da o.
Nergis olur Narsis.
Düş olur.
Balık olur.
Sis olur.
Çığ olur.
Siyah olur
Siyahı koyu - koyu yeşil
Yeşil olur
Yeşili siyah - siyah yeşil
Yeşili Breughel - Siyahı Renoir...
Siyahlar ve yeşiller
Ve küçük çiçeği göl
Kalbinden ikizler
Kayar gider su üzerinde toz.

IV. Sazlıgöl
Dağ. Çam dağı!
Göl. Dağ gölü!
Çam gölleri!
Göl çamları!
Başkaldıran Alp Parsifal
Tanrılara kaçan Tanhauser
Diz çöker kutsal haça
Büyüler excalibur
Dağ tapınağını
Göl toprağını
Sihirler sazını

V. Deringöl
Kanadından meleğin dökülür –sis...
Bağılar perisini derin - sis......
Lohengrin –sis........
Yankı yansır sisler içinden
Sen! ........ sen! Sen! sen!
Nar yutan balıklı kilim
Balığı yutan Nar-sis
Düşünde balık kızın göl
O! .............. o! O! o!
Ben! ............. sen! Sen! ben!
O! ................ o! O! o!
O! .....................o! O! o!
O! .....................o! O! o!

VI. Ortagöl
Yüksek kayaçtan
Doğudan akar
Bindirerek bulutsu doruğa.
Çıpıltısı alaçam
Sazlarda göl.
Kalın
Yoğun
Barok bir kitap gibi
Dağın ortasında
Yağmurla sevişir

VII. Aşağıgöl
Gece uyumaz
Bulutsu durmaz
Görünmez dördün
Yamaca yansır saçı sırça
Dolunaysu o kadar siyah
Gölsu o kadar parlak ki...