Yedi köyün zeynebi
Bizim buralarda ana gibidir toprak, sır gibi saklar bağrında suları. Nasıl saklamasın ki? Çöle ramak kalmıştır. Buralarda su, su demektir su… kış mevsiminin peşinden gelen bahar yağmurları, doymamış toprak için hala ayrı bir özlemdir. Bu özlem üzerinde yaşayanlarca bazen türkü olmuş söylenmiş bazen ninni olmuş ağlanmıştır. Geneyik köyü de bahar yağmurlarından ümit bekleyen Gaziantep in şirin bir köşesidir.Bu köyde başka olur akşam telaşı. uzun kış geceleri, masal olur söylenir, kısa yaz gecelerinde nasihat olur dinlenir. Bu nasihatlerden birde Kör Hüseyinlerin evinde yaşanmaktadır. Kehrizli Nahsen efendiler, Kızı Meryem’e dünür gelecektir. Kadın durdu! tandırda elini ısıtan Kör Hüseyin’e baktı.
-Ne bakarsın be kadın? Karabiberi, kahveyi aldık; başka eksik mi var?
— Yok ağam
- O zaman hadi işine.
Ben derim ki?
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.