Ümit iki dağın arasında sıkışık,
Sözde kâhinin lafı, ip cambazına.
Bir kuş gördü bunları, kanatları sessiz,
Beyaz kaftanlı prensti onu bekleyen,
Elinde bir kırmızı gül,
Göz yaşları süzüldü güle,
Oradanda, altın kakmalı taşa,
Fısıldayınca kuş, kulağına,
Deprem üzeri deprem, fasılasız.
İlk kaftanı çıkarttı attı,
Bu kez halk gibi giyindi,
Attı kendini meydanlara,
Yüzünde siyah peçe,
Adım, adım yürüdü dağa.
Güvercin kondu ipe,
Cambaz düştü, kâhinin üzerine.
Bir ağaç gördü prens, iki dağın arasında,
Ak güvercin, peçeyi sıyırdı,
Nede olsa oralar ıssız,
Rüzgar, yapraklarla raks ederken,
Ağacın tek meyvesi düştü yere,
Baktı onlarca tohum, içerisinde.
Yedi güvercin peyda oldu o anda,
Her biri yol istedi, gitmeye yedi kıtaya.
Her bir tohum dikilirken yerine,
Son nefesini verdi prens, gülerek.
O gün bugün, hep ümit var yedi kıtada.
Kayıt Tarihi : 30.11.2020 19:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ümit yeşeren bir filizdir, yedi kıtada.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!