1
Sen söyler yazarsın edebî kıt’a.
O kıt’a söylemez edebi kıta.
Bir masum kuzuyu teslim etmişler.
Namustan fukara edebi kıta.
2
Adı büyük bir hödüğün yüzünden,
Her yer Kel Ali’nin bağına döndü.
Korkup da kaçarken kendi izinden,
Takke düştü, çatal boynuz göründü.
3
Köprü hendek çoğalınca yollarda,
Ayılar, dayılar koyuldu işe.
Yolsuzluğun kol gezdiği yıllarda,
Deve güldü, köpek oturdu çişe.
4
Ahır sekisinde yatar.
İstanbul’da çalım satar.
Karıncanın kazancını,
Deve bir lokmada yutar.
5
Malın çoğalamaz müflis içinde.
Dinin yücelemez iblis içinde.
Köyü düzeltmeye uğraşma boşa,
Tabaka var, tütünü yok içinde.
6
Şaştım Allah şaştım, ben gene şaştım.
Dumanlı dağları yol diye aştım.
Arap at üstünde cirit atarken,
Bir zülfün teline takılıp düştüm
7
Onca hay huy arasında, ömrü törpüledi zaman.
Bulutlar dağılsın derken, dertli başa çöktü duman.
Akrep ayrılık gösterir, ölüme değdi yelkovan.
Şu aceleci saatte ne din kalmış ne de iman.
Kayıt Tarihi : 10.4.2016 20:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!