Yedi Eyvah Şiiri - Abdülkadir Budak

Abdülkadir Budak
51

ŞİİR


26

TAKİPÇİ

Yedi Eyvah

Fayton koştular diyorum atlara
Kırbaçlar yedi fayton, kan ter içinde
Bazen olur böyle şeyler
Yer değişir inanmakla yetinilen değerler
Fayton koştular diyorum atlara
Çocuklar bu işe anlam verdiler

Ey faytonu fayton, atı sadece at bilenler!
Ey faytondan bir at olup inenler!

Tuhaftır, yaprağın yerine geçti rüzgâr
Yaprak yerine geçince öğrendi savrulmayı
Bir ağaçtan bir daldan uzak düşmek nasılmış
Can çekişmek parkta içen sarhoşun ayak altında
Güzün simgesi olmak, yaz logosu olmak varken
Rüzgâr bunu yaprağa dönüşünce öğrendi
Kim ne kadar ders almıştır, bilinmez
Bilinir bir rüzgârın kopararak estiği

Ey rüzgârken yaprak olup düşenler!
Ey yaprakken rüzgârı aşk bilenler!

Usta çıraktan öğrendi dükkan süpürmesini
Azar, küfür ve kulağı çekilmek
Nasıl acı verirmiş, usta bunu öğrendi
Şimdi kuşlar açıyor dükkanını her sabah
Yıldızlar kapatıyor akşam olunca
Roller değişti birden, değişir bazen
Bir çay söylüyor usta bir koşu çırağına

Ey her zaman usta olan çıraklar!
Ey ustalaştıkça çırak kalanlar

Çiçeklerden biriydi, bahçenin yerine geçti
Yakışıklı bahçıvandan tomurcuklar doğurdu
Çit çekti etrafına, çocuklar girmesin diye
"Sevgiliye", "hastaya" diyen koparıp gitmesin
Neymiş efendim, görenin hakkı varmış bahçede
Gül koklamak hakkıymış oradan geçenlerin
"Hayır! " dedi bahçenin yerine geçen çiçek
Bulutlar hakkıdır elbet dağların
Bahçe sahibinden önce bahçıvanın hakkıdır
Emeğin, suyun, toprağın

Ey bahçe kadar geniş çiçekler!
Ey bir çiçek bile açamayan bahçeler!

Anılara dalıp gitmiş ihtiyar
Genç bir kızı belinden o güçlü kollarıyla
Kütür kütür göğsünden, dudaklarından
Alıp beyaz badanalı bir eve girmelerden
Yemek yemelerden, sevişmelerden
Bahsetti sırtını yasladığı duvara
Öksürüklü bir geceye dayandı
Anıları ayakta tutan bastona

Ey gençliğini tam bir ihtiyar
Ey yaşlı zamanını genç gibi yaşayanlar!

Aşk orda yağmur yağarken burada ıslanmaktır
Tanımından hemen sonra şu soruyu sormaktır:
-Gar mı bekler treni, yolcu adayları mı?
Beklesen ne olacak tren bağımlı raylara
Diyor ve öneriyor aşksızın biri
Kamu davası açmayı biten bir aşka

Ey ateşken bir kartopu olanlar!
Kar olduğuna bakmayıp ateşe aşık olanlar!

Dışarıda oturur gibi evde oturanlar vardır
Evi ev yapan diyorum paylaşmalardır
Bir buğday tanesini milyonlarca başağa
Çevirmek olsa gerektir ev yorgun bir yolculuktan
Hemen sonra gemiyi bir limana

Ey evlerini gemi sananlar!
Fırtınalar atlayıp bir limanda batanlar!

Abdülkadir Budak
Kayıt Tarihi : 8.5.2015 17:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ünlü Şair
    Ünlü Şair

    1/

    Fayton koştular diyorum atlara
    Kırbaçlar yedi fayton, kan ter içinde
    Bazen olur böyle şeyler
    Yer değişir inanmakla yetinilen değerler
    Fayton koştular diyorum atlara
    Çocuklar bu işe anlam verdiler

    Ey faytonu fayton, atı sadece at bilenler!
    Ey faytondan bir at olup inenler!

    2/

    Tuhaftır, yaprağın yerine geçti rüzgâr
    Yaprak yerine geçince öğrendi savrulmayı
    Bir ağaçtan bir daldan uzak düşmek nasılmış
    Can çekişmek parkta içen sarhoşun ayak altında
    Güzün simgesi olmak, yaz logosu olmak varken
    Rüzgâr bunu yaprağa dönüşünce öğrendi
    Kim ne kadar ders almıştır, bilinmez
    Bilinir bir rüzgârın kopararak estiği

    Ey rüzgârken yaprak olup düşenler!
    Ey yaprakken rüzgârı aşk bilenler!

    3/

    Usta çıraktan öğrendi dükkan süpürmesini
    Azar , küfür ve kulağı çekilmek
    Nasıl acı verirmiş, usta bunu öğrendi
    Şimdi kuşlar açıyor dükkanını her sabah
    Yıldızlar kapatıyor akşam olunca
    Roller değişti birden, değişir bazen
    Bir çay söylüyor usta bir koşu çırağına

    Ey her zaman usta olan çıraklar!
    Ey ustalaştıkça çırak kalanlar

    4/

    Çiçeklerden biriydi, bahçenin yerine geçti
    Yakışıklı bahçıvandan tomurcuklar doğurdu
    Çit çekti etrafına, çocuklar girmesin diye
    'Sevgiliye', 'hastaya' diyen koparıp gitmesin
    Neymiş efendim, görenin hakkı varmış bahçede
    Gül koklamak hakkıymış oradan geçenlerin
    'Hayır!' dedi bahçenin yerine geçen çiçek
    Bulutlar hakkıdır elbet dağların
    Bahçe sahibinden önce bahçıvanın hakkıdır
    Emeğin, suyun, toprağın

    Ey bahçe kadar geniş çiçekler!
    Ey bir çiçek bile açamayan bahçeler!

    5/

    Anılara dalıp gitmiş ihtiyar
    Genç bir kızı belinden o güçlü kollarıyla
    Kütür kütür göğsünden, dudaklarından
    Alıp beyaz badanalı bir eve girmelerden
    Yemek yemelerden, sevişmelerden
    Bahsetti sırtını yasladığı duvara
    Öksürüklü bir geceye dayandı
    Anıları ayakta tutan bastona

    Ey gençliğini tam bir ihtiyar
    Ey yaşlı zamanını genç gibi yaşayanlar!

    6/

    Aşk orda yağmur yağarken burada ıslanmaktır
    Tanımından hemen sonra şu soruyu sormaktır:
    -Gar mı bekler treni, yolcu adayları mı?
    Beklesen ne olacak tren bağımlı raylara
    Diyor ve öneriyor aşksızın biri
    Kamu davası açmayı biten bir aşka

    Ey ateşken bir kartopu olanlar!
    Kar olduğuna bakmayıp ateşe aşık olanlar!

    7/

    Dışarıda oturur gibi evde oturanlar vardır
    Evi ev yapan diyorum paylaşmalardır
    Bir buğday tanesini milyonlarca başağa
    Çevirmek olsa gerektir ev yorgun bir yolculuktan
    Hemen sonra gemiyi bir limana

    Ey evlerini gemi sananlar!
    Fırtınalar atlayıp bir limanda batanlar!

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Abdülkadir Budak