YB-44 Kesitler…) Şiiri - Mehmet Çoban

Güneş sabaha doğuyordu
Aydınlık kuşatırken doğayı
Yatağımdan kalktım
Dışarıdaki tulumbaya gittim
Serin suyla kendimi temizledim
Eşim kalkmış hayvanlarla meşgul
Bende elime beli aldım
Bahçeye yöneldim...

Sertleşmiş toprağı
Kabartmak için
Bellememeye başladım
Biraz sonraki kahvaltı için
Biraz domates
Biraz biber salatalık
Ve acurlardan kopardım

Kızım içerden seslendi
Kahvaltı için gelin haydi…

Kahvaltımızı yaparken
Oğlum şehirde duyduklarını
Dünyanın bazı yerlerinde
Savaş olduğundan söz etti.
Savaşı dedemin konuşmalarından
En derin boyutuyla anımsıyordum
Yokluk, kıtlık ve ölümün
İnsanlığı yakıp kavurduğu
Evlerin, insanların, doğanın
Yok edildiği savaş anıları

Tanrının bize verdiği hayatın
İçinde yaşadığımız doğanın
Doğada yaşayan insanların
Her türlü hayvanların
Savaştan nasıl etkilendiklerini
Dedemin anlattıklarından anlıyordum
Gerçi dedemin anlattıkları savaşlar
Bundan yıllar öncesine aitlerdi
Artık savaşta kullandıkları
Silahlar ne kadar gelişmiştir.

………………

Acılar içinde uyandım
Her yerim ağrıyordu
Etrafımda toz bulutu
Kulakları sarsan uğultular
İnsanların çığlıkları vardı
Ayağa kalkmak istedim
Kımıldadığımda
Büyük bir acı hissettim
Acının olduğu yere baktığımda
Sol bacağımın baldırdan aşağısı yoktu
Bir anda kafam döndü, kalbim burkuldu
Hayata ait bütün hayallerim durdu
Acıların hepsi bir anda kayboldu
Bilinçsiz gözlerle etrafımı
Seyretmeye başladım
Biraz ilerimde bir çocuk vardı.
Kanlar içinde yatıyordu
Daha ileride bir adam dumanlar içinde
Kollarında bir oğlan çocuğu cesedi vardı
Sisler içinde bilinçsizce yürüyordu.
Kulaklarım artık hiçbir ses duymadı
Gözlerim, gökyüzünde uçan uçakları
İlerilerde, etrafımda yükselen
Toz bulutlarını şuursuzca seyrediyordu
Kalbim, ne hissedeceğini şaşırmış
Bilimcim, artık hiçbir şeyi düşünemez olmuştu

………………..

Arkadaşlar dikkatli dinleyiniz
Dünyadaki modern gelişmeleri
Bilimsel medeni gelişmeleri
İstemeyen yobazlar var
Onlar neyin ne olduğunu anlamıyorlar
Onlar batı dünyasının bize sunduğu
İnsanlığa sunduğu çağdaşlığı anlamıyorlar
Onlar hala tarihin derinliklerinden
Gericiliği ve yobazlığı ortaya çıkarmaya çalışıyorlar
Bu gün batı dünyası ve Amerika
Dünya insanlığına modern insanlık değerlerini sunuyor
Gelişen bilim ve teknoloji, insanlığa medeniyet sunuyor
Bizler asla, gelişmelerin önüne yobazlığı dikemeyiz.
Dünyanın neresinde olursan olusun
Batı dünyasının sunduğu çağdaşlığı
Ret ederek engellemeye yönelmiş
Her türlü gelişmeyi, hareketleri yok edeceğiz
Bu konudaki azmimiz, asla yıldırılamaz
Onların kökünü, çoluk çocuk demeden
Sonuna kadar bırakmadan temizleyeceğiz
Onlardan bir kişi dahi kalırsa
Tarihimize yeniden karanlık sayfalar açarlar
Onun için olardan hiç kimse kalmayıncaya kadar
Onların kökünü kazıyıp derslerini vereceğiz
Bu uğurdaki savaşımızda bizi kimse durduramaz
Bu güne kadar çıkarımız karşısına duran herkesi
Nasıl yok ettiysek bunları da ezip geçeceğiz
Dünyaya sunmak istediğimiz
Çağdaş insanlık uğruna
Hiçbir engel tanımayız…

……………………………….

Kültürlü olmak adına
Yaptığım bütün okumalar
Bana insanca sorumluluklarımı
Sürekli hatırlatıyorlar
Dünyanın tüm zayıf halkları
Batı dünyasının çıkarcı
Girişimleri ile
Yaşadıkları yerlerde
Ya ülkeleri ellerinde alınmış
Ya da ülkelerinde köle kılınmışlar
Zayıf ülkeler içinde bazıları
Kendilerini ülkelerini soyan
Ülkelerinin yönetimine sahip olan
Batı dünyasının uşakları olmuşlar

İnsanlık adına edindiğim fikirleri
Dünyadaki insanlığın perişan halini
Düşüncelerimde dolaştırdığımda
Kalbim sancılarından yerinde duramıyor
Uykularım karabasanlar haline geliyor
Umutlarıma sunduğum güzel fikirler kayboluyor

Dünyanın acımaz insanları ve uşakları
Batı dünyasının egemenliğinde dünyayı
Soymak, zulme uğratmak için uğraşıyorlar
Batı düşüncelerinden çıkar özgürlük kavramı
Batı dünyasına insanları köleleştiriyor

Tanrının insanda oluşturmak istediği
Kula kulluk anlayışının insanlıkta var oluşu ise
Batı dünyası ve uşakları tarafından
Sürekli gericilik ve terörizm olarak niteleniyor
İnsanın maddeyi ve çıkarı kutsamaları ise
Sürekli, aydınlık ve çağdaşlık olarak niteleniyor

Batı dünyası ve uşakları
Kutsadığı çıkar ve maddecilikle
Dünya insanlığını sömürüyor
İnsanlığı köleleştiriyor
Kabul etmeyenleri öldürüyor

…………………………………

Televizyondan müzikler geliyor
Ne kadar güzel şarkılar var
Ah aşk, sana binlerce can kurban
Haydi arkadaş bak rest çektim
Haydi kağıdını onasana
Oh ne güzel ortada çok para
Mutlaka ben kazanacağım
Garson bak buraya, şampanya
Biraz sonra kutlamalarım var

Bu gün orta doğudaki savaşta
İsrail uçakları ve füzeleri yine can aldı
Ölenlerin ve yaralıların sayısı yükseliyor

Garson değiştirin şu kanalı
Müzik yok mu müzik?
Şöyle damardan neşeli olsun..

…………………………….

İnsanlık kavramlarım değişiyor

……………………………….

Çağımızda, cahil, kaba, acımasız ve çıkarcı
Olmak kadar güzel bir şey yok inanın
Aptal insanlar gibi özgürlük şarkılarında
Batı dünyasının acımasız gücü karşısında
Halimize hiç bakmadan yapacağımız savaş
Bizim mutlaka sonumuz olur..
Gülmek, eğlenmek, kazanmak varken
Hayatı mutlu yaşamak varken
Vatan için, özgürlük için, savaşmak niye?
Hangi insan bir kez daha gelecek dünyaya?
Ölenlerin kaybolup gitti,
Yaşayanların göbek atıp oynadığı
Şuursuzca mutlu olarak eğlendiği
Dünyada üzülmemiz aptallık değil mi?
Mutlu hayatın ucundan tutup bizde
Eğlenebilir, yaşayabiliriz, kime ne?
Her fırsatın değerlendirildiği dünyada
Bizde fırsatları yakalayabiliriz
Dünyadaki mutlu yaşayanlar kervanına
Her zaman bizde katılabiliriz..
Batıyı örnek alan inancımız
Aydınlık fikirlerimiz bize yol gösteriyor
Kafası çalışan her lider bize batıyı gösteriyor
Batı yıkıp yaksa da, öldürse de kanatsa da
Bütün bunların altında haklılık payı vardır
İnsanlığı, batıyla birlikte mutlu yaşamamak
Biliniz ki, en büyük aptallıktır…

………………….

Gözlerim acılardan yoruldu
Beynim insanlık tarihindeki
Yalan ve ihanetlerden yoruldu
Çağım batıyı ideal gösteren
Liderlerin arkasında gitmekten yoruldu
Ve batı, çağı kana, kine, soyguna
Sokmaktan, asla mı asla, hiç yorulmadı

Ve batıyla bir olup dünyayı kandıranlar
Ve batı hayranlığıyla insanlığını dolandıranlar

Yalan ve riyaları ile asla, hiç yorulmadı

Ama, gerçekler, gerçekleri görenleri
Her gün, her an, sürekli yordu…

Ama yalancılar ve riyakarlar hiç yorulmadı…

13.08.2006 - Denizli