Ayaklarımın altı vıcık, vıcık
Birden kayıyorum yerlerde
Ayağa kalkmak istediğimde
Her tarafım kıpkırmızıydı
Üzerimdeki domates kızılıydı
İnsanlar bağırıyor gülüyorlar
Birbirlerine domates fırlatıyorlar
İlerilerde bir büyük araba
Arkasına domates doldurmuşlar
Adamlar sürekli domates atıyorlar
Etraftan müzik sesleri geliyor
Gürültü ve şamatadan inliyor
Düşe kalka uzaklaştım oradan
Temizlenmeye çalıştım akan sudan
Dinlenirken bir kenarda
Biri geldi oturdu yanıma
Sen yabancı mısın dedi bana
Evet ben yabancıyım dedim ona
Sordum, şehirde domatesleri atıyorlar
Yiyeceklerine, çocuklar gibi oynuyorlar
Dedi, bu festival yılda bir kez olur
Tonlarca domates yok olur
Sordum, nice insan aç, bulamıyor
Onlara göndermek niçin olmuyor?
Dedi, bu bizim âdetimiz
Her yıl düşünmeden eğleniriz
Uzaklaştım oradan geldim ülkeme
Merak edip daldım internete
Birde ne göreyim aynı şey ülkemde
Daha farklı, daha değişik bir şekilde
Döndüm aklıma sordum soruları
Karıştırdım bilgileri, kitapları
Kutsamakmış meğer doğayı
Unutmakmış meğer kutsarken insanları
Dünyanın her bir yerinde
Çoğunluk açlık sefalet içinde
İnsanlar şuursuzca israf peşinde
Derim ki,
Doğa kutsanacaksa kutsansın
İsterim ki, insanlık bundan faydalansın
Kutsanırdı, sözle, yazıyla, ibadetle
Kutsanırdı, boğuşarak açlıkla sefaletle
Ama bunu anlayacak insanlık nerede?
Ey insanlık kulak ver şu sözlere! ..
“Tanrı der, size çeşit çeşit nimetler verdim”
“İnsan der, bak gör ben kıymet bilmez nasıl telef ederim”
“Tanrı der, nimetlerimi, yeyin, yedirin”
“İnsan der, hem yer, hem telef ederim”
……………………..
Daha tanrının ne demesini bekliyoruz ki?
20.01.2006-İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 20.1.2006 14:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (3)