(Öncelikle okuyacaklardan özür dilerim
Okuyacaklara gerçek bir sabır dilerim)
Güzel bir gün
İçimden gitmek geldi doğaya
Çıktım yola, tepelere doğru
Tepelerde dolaşırken
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
okudum ve ne denli bir celiski icinde oldugumuzu gözlemledim.herkes suclu...veya degil. ve her ülkede yasanan tablo.yüreginize saglik.ayten
tebrikler Mehmet Bey,
siz yazmaktan yorulmamışsınız,biz okumaktan niye yorulalım.Gerçekleri olduğu gibi gösteren bir memleket
fotografı seyrettik.Saygılarla.
Münevver Erilmez-Recep
Büyük bir araştırmanın,dikkatin ve emegin ürünü.Ülkemin resmi çekilmiş.Tebrik ediyorum ve dualara katılıyorum.Selam ve sevgilerimle.
tebrikler sayın ve sayından çok çok öte sevgili abim :) pek yorulduğumu söyleyemiyeceğim okurken çünkü hayatım(n) ı sosyolojiyle geçiren bir insan için taban dan yükselen sesin teknolojik bir kaydı gibiydi (genç bir beyinden çıkan sonuç) hayatım(n) ı sinemaya yöneltmiş bir insan için uzun bir senaryonun dramatik unsurlarının başlangıcıydı.ve herşeyden öte hayatım(n) ı duygulara adamış birinin BUDUR! diye bağırdığı bir şiirdi. TEBRİKLER.....
Burası benim ülkem
Burası bizim ülkemiz
Güzel doğasına,
Güzel insanlarına
Tarihten gelen güzelliklerine
Şehrin bize verdiği hediyelere
Asla toz kondurmayız
Sayın Çoban,Bu güzelim ülkenin içine edenlere seslenişin, beni haddinden çok fazla duygulandırdı.Ne yazık ki,manzaramız böyle.Umarım mesaj dolu bu şiir,birilerinin anlamasına sebeb olur.Tebriklerimle.
Mürsel Adıgüzel
Bende bu siiri okurken ne hissettiklerimi bir kagida dökmeye karar verdim :))))
cok uzun yol da yürüdüm gercekleri bir bir ne güzel aktarmissiniz tebrik ediyorum Mehmet bey
elinize yüreginize saglik
saygilar
Çok yorucu ve uzun bir şiir...Beyin fırtınası estirecek kadar yoğun...İnsan düşüncelerini alt üst edecek kadar etkileyici...Duygularınızı paylaşıyorum...Selamlar
bir büyüme erozyonu, bir sehir yasami, bir gelisim programina bakamayacak kadar gerginlikler serüveni... bu da gececek insallah, ama haykirmak olmasin una yol yöntem, bilgilenmek ve bilgileri capinda da istemde bulunmak görevlilerden, onlar da bir gün pes edecek, boyun büküp bilgilenmeye meyledecek...bu olur dilerim gelecege uyanis... bu olur dilerim sehirler erozyonuna durduralim amaci... tesekkürler, harika, nice emeklerle verili bu dizelere
sevgi ve saygilarimla
Ne Istanbul, Ne İzmir, Ne Ankara, büyüyen bütün şehirler... Aynı sorunlarla başbaşa... Üstat bu şiir mükemmel.. Büyümenin erozyonunu, yönetimlerin vurdumduymazlığını, halkı halkla başbara bıraktığını güzel bir şekilde ortaya koymakta.. Herhalde halk bir gün sorunlardan bıksın ve artık yeter desin.. kendine göre..
Üstat,tepelerden bakınca ormanın tamamını görülür derler.Siz yeşilliklere dalmadan ormanı oluşturan ağaçların içine cesaretle dalmışsınız ve.dikenlerle sarılmış, dallarına asalak bitkilerin yapıştığı, diplerinde akrep ve çıyanların dolaştığı asaırlık agaçların direnmelerini de gömüşsünüz üzerinde asılı efsane öykülerine rağmen... Görmüşsünüz...Tebrikler...Bir daha tebrikler.Bunca olumsuzluklara rağmen ümitsizliğe kapılmadan prablemi tespit ve çözüm öneren dillerinize...
Adam gelmiş şehre
Lafları devşire devşire
Yaşı da dayanmış yetmişe
Bakmış birisi konuşuyor
Etrafınını halk sarmış bakınıyor
Kimi alkışlıyor kimi oynuyor
Usulcacık kalabalığa sokulmuş
Dinliyor gibi durmuş susmuş
Kulağı da az duyuyormuş
Yanındakine dokunmuş
Şu adam ne diyo sormuş
Hemen koca bir azar olmuş
Sus
Ne diyecek.....
Önceki ak dedi bu kara
Olurmu hiç böyle nara
Olmazsa gelemezmiş muhalefet iktidara
Söyle onlara kalmadı burada gözel hava
Benim karnım tok boş lafa
Bize etmesinler cahildir diye eze cefa
Selam söyle onlara utanmasınlar
Köyümüze gelsinler yine ederiz sefa
Allahaısmarladık
Doktora muayene gelmiştim reçete yazdı
Kendine iyi bak dedi biraz da kızdı.
Kullan ilaçları bulursun deva, gitme sağa sola
Olmazsa üç ay sonra sarı öküzü sat gel kontrola...
Bu şiir ile ilgili 29 tane yorum bulunmakta