Ben şiiri, sözcüklerin değil, suskunlukların belleği sayarım.
Şiir, sesini kaybetmiş bir çocuğun bakışında gizlidir.
Ben o bakışa kelime ararım.
Zamanla yarışmam.
Çünkü zaman geçer;
ben kalanın yankısına sığınırım.
Gidenin sesi, kalanın sessizliğine düşer — ve şiir başlar.
Bir gölgenin pencereye uğrayıp gidişi kadar kısa,
ama gece boyu uyutmayan bir kıpırtı kadar kalıcıdır...
Benim yazma sebebim, lirik bir başkaldırıdır.
Bağırmadan isyan etmektir.
Kırılganlığın içinde taş gibi susmaktır.
Kelimelerim birer yaradır — ama kanatmaz, hatırlatır.
İmgelerim açıklanmak için değil,
dokunulmak içindir.
Ateşli bir silah gibi gülümseyen dudak,
Bir bakışta saklanan köz,
ölümle sevişen bir çocuğun hayali...
Ben, kelimeye duygunun değil,
sezginin giysisini giydiririm.
Ben şiiri yazmam;
o acı içimde dile gelmek ister — ben ona yol olurum.
Bazen babasının yoksulluğunu bilen bir çocuğun
“Aç değilim baba…” deyişiyle,
bazen bir gidişin suskunluğunda...
Bende şiir, duygunun değil;
yarım kalmışlığın, söylenememişliğin evladıdır.
Ve biliyorum,
bir gün herkes büyür,
herkes unutur...
Ama bazı gölgeler, bazı sesler, bazı anlar
— tıpkı şiir gibi — unutulmaz.
Ben onları yazıyorum.
Salim DiyapKayıt Tarihi : 29.7.2025 20:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!