Yazısız Yaz Şiiri - Mesut Özdemir 2

İşte yaz vahası duruyor Sahra-i Kebir'in içinde
Biraz Çöl biraz Güneşli biraz Kalemsiz yaz
Kimsesiz bir yolcuyum yolun ortasında
Mola veren elinde kiri az kiraz
Güneş bölünür yazımda biraz ay biraz Yıldız
Karanlığın kapladığı sükûnetin bürüdüğü gecem
Gece türkülerim tüketir beni azdan az
Savuruyor rüzgar kokunu yüreğime acımaz
Ölgünleşen göz ışıklarımdan şarapla uyunmaz
Kalbimdeki tomurcukların Yazla solgunlaştıklarını
Açıklayamaz.

Her yer bir kır çiçeği tazeliğinde
Adımlarım sürükleniyor kalbimin eteklerine
Bakışlarım, düşüncelerim
Bir bir saklıyor göğsümde yanan saksıyı
Bu şaşkınlıkla Tutsağı oldum olmayan güzelliğin
Romantik geceler bölmüyor uykularımı
Yüreğimde yoktur sana dair dinginlik

Korkuyorum yolun sonundan sevgilim, korku
Ne bitmek Tükenmez ağaç gölgeleri Karanlıklar
Ne de ufku Engin serin dalgalı denizler
Şarkıcı kuşların çölümden kaçmasından
Yağmurların vahalara uğramamasından
Kağıttan hayallerin dalgalarda savrulmasından
Beklediğim gemilerin hiç gelmeyeceğinden
Kara trenlerin olduğum mavi sulardan
Korkuyorum.

Anlayacağın korkular sana dair değil
Boş sandalyeleri kapan seyircilerden
Benim teranemlerimi aşk sineması
Senin ötesine giden Akşamını
Hüzünlerimizin arkadaşlığını
Hilkat garibesi içinde izleyip
Komedi sananlardandır korkularım.

Buzlu şatolar yerleşiyor Sahra-i Kebir'in
En yüksek doruklarına çıktığımda
Mutluluklarında mutsuzlukları umutlarım
Tükeniyor bir bir güneşiyle yazın
Ne Kalemli yaz ne de Kirazlı
Ne de renkler birdir
Toprak kımıldatan yüceliklerim
Korku ve umut Arasında eriyor buzdan şatolarla

Güler geçerim Ölümlerin vay haline
Meğer Ölmek kurtuluş doruk sevdalardan
Meğer Ölmek yok oluş olmazların olmazında
Şimdi bir rengi bakışla bakmaktayım
Sivri uçlu buzullar burçlarım devriliyor
Yok oluşun ötesinde hüzünlerin akşamından
Kovuluyorum Korkusuz ve de umutlu
Sana dair olmayan herşeye.

Parçaladım kabuğumu
Yeşeren putların Arasında
İbrahim Balta'sı oldum putların
Parlak ve ahenkli bir nakaratta
Onurla ve aşkla gizlediğim korkularımı
Suyun rengarenk meleği gözlerinde parçalıyorum
Attım zincirleri rüzgâra
Buluşma vakti için Güneş'e
İşaretim buluştu buluşacak
Gün ağarması Altın'da
Göreceksin yeşerecek Sahra-i Kebir
Put çöllerin ortasında
Ve yine göreceksin yeşerecek
Nisan yağmurlarının Şifa'sı Altın'da.